Kaçak çaya dur diyelim

Ülkemize çeşitli yollarla kaçak olarak sokulan yabancı menşeyli kuru çayların, Türk çay sanayisini çökme noktasına taşıdığı, yaş çay üreticisinin de bu mağduriyetten payını alacağı iddia edildi.Çay Sanayicisi İşadamları Derneği (ÇAYSİAD) Başkanı Rahmi Üst

Kaçak çaya dur diyelim

Ülkemize çeşitli yollarla kaçak olarak sokulan yabancı menşeyli kuru çayların, Türk çay sanayisini çökme noktasına taşıdığı, yaş çay üreticisinin de bu mağduriyetten payını alacağı iddia edildi.

Çay Sanayicisi İşadamları Derneği (ÇAYSİAD) Başkanı Rahmi Üstün, gümrük kapılarından yolcu beraberinde girişine izin verilen kişi başına 15 kg'lık çayın yanısıra, tamamen kaçak yolla sokulanların sektördeki arz-talep dengesini bozarak, büyük bir arz fazlasına neden olduğunu belirterek şunları söyledi:

“Adeta yol geçen hanına dönen sınırlarımız ile gümrük kapıları kullanılarak ülkemize çeşitli şekillerde kaçak olarak sokulan çay miktarı son yıllarda büyük bir artış göstererek 40-50 bin tona kadar yükselmiştir.
Bu kaçakçılığın devlete vergi olarak kaybı 150 milyon doların üzerindedir.
Ama asıl sıkıntı, Türk çay sanayicisinin çökme noktasına gelmesidir. Türkiye'de üretilen kuruçay miktarı tüketime yetmektedir. Dışarıdan giren ve tamamen haksız bir rekabete sebep olan bu kaçakçılık, arz fazlası oluşturduğu için, özel sektör çay satamaz duruma gelmiştir.”

Kaçakçılığın tamamen devletin sorumluluğunda olduğunu ve sektördeki dengenin bozulmasına bunun sebebiyet verdiğini vurgulayan Rahmi Üstün, “Türk çay sanayicisi çökmek üzeredir. Maliyetinin çok altında çay satmaya çalışmaktadır. Bu nedenle üreticilerden aldığı yaş çay yaprağının bedelini ödemesi de mümkün olmamaktadır. Çayda özel sektör ile birlikte çay üreticisi de çökecek, bu da daha büyük bir toplumsal yara yaratacaktır. Tek ürüne dayalı olarak geçimini sağlayan Doğu Karadeniz'deki çay üreticisinin böyle giderse gelecekteki hali perişanlığında ötesinde olacaktır.”

Başta kaçak çay girişinin önlenmesi için sektörün sorunları ile ilgili raporları yetkili ve ilgililere sürekli gönderip, basın aracılığı ile uyarılar yaptıklarını vurgulayan Rahmi Üstün, şöyle devam etti:

“Ancak, bu konuda bir arpa boyu mesafe dahi alınamamıştır. Kaçakçılığın önlenmesi konusunda tedbirler alınması acilen yapılmalıdır.

-YOLCU BERABERİNDE GİRİŞ MİKTARI AZALTILMALI-
Rize Milletvekili Ali Bayramoğlu tarafından da yolcu beraberinde girişine izin verilen miktarın 15 kg'dan 3 kg'a indirilmesi talep edilmesi karşısında, özellikle Güneydoğu ve Doğu illerinin 40 milletvekilinin, bunun tam tersini savunarak, söz konusu miktarın iki katına çıkarılmasına çalışmalarını anlamak mümkün değildir”.

Çaydaki arz fazlası sorununun devlet eliyle çözülebileceğini ve Türk çay sanayicisine kısa süreli olarak rahat bir nefes aldırılmasının ancak arz fazlasının piyasadan çekilmesi ile mümkün olduğunu ifade eden Rahmi Üstün, “Devlet üreticisini ve sanayicisini korumak zorundadır. Bunu başta fındık, patates, süt gibi ürünlerde yapmadı mı? Yapmıyor mu? Çayda da yapılmalıdır. Bunu TMO eliyle yapabilir. İlk etapta özel sektörün elindekinden 30 bin tonluk bir kuruçay devlet tarafından Çaykur'un maliyet fiyatları üzerinden alınmalıdır. Bu yaklaşık tutarı 200 trilyon lira civarında bir rakamdır. Devletin diğer yerlere verdiklerine bakıldığında çaya ayrılacak bu para fazla değildir” dedi.

-TMO 30 BİN TON ALIM YAPMALI-
Devletin TMO eliyle alacağı bu çayları çeşitli şekilde değerlendirebileceğini kaydeden Rahmi Üstün şu önerilerde bulundu:
“Türk çayı dünyanın en naturel çayıdır. Bunu çay ithal eden ülkelere tanıtmamız lazım. Bu çaylar tanıtım amaçlı olarak yurt dışında kullanılabilir. Okullara veya Türk Silahlı Kuvvetlerine verilebilir. Kızılay tarafından dünyanın çeşitli ülkelerine yapılan yardımlarda kullanılabilir. Dahası, kaçak çay kullanma alışkanlığının yaygın olduğu Doğu ve Güneydoğu illerinde Çaykur'un uzun bir süreden beri uyguladığı Türk çayı için damak tadı oluşturmak kampanyasına destek için de kullanılabilir. Bu çaylar, yöredeki vatandaşlarımıza dağıtılarak, bizim çayımızın içtikleri kaçak çaydan çok daha iyi ve kimyasal madde içermediği için sağlıklı olduğu kanıtlanabilir. Bu konuda Çaykur gibi Türk özel sektörü de üzerine düşen görevi yapacaktır. Ama, öncelikle neredeyse yok olma durumu ile karşı karşıya olan Türk Çay Sanayicisi'nin acilen tedbir alınarak kurtarılması lazımdır. Sanayicinin girdiği darboğazdan kurtarılması demek, üreticinin desteklenmesi, esnafın ayağa kalkması anlamına da gelir.”

selahattinaydinli@haber61.net


HABERE YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler