Karadeniz deprem kuşağında!
KTÜ'nün en önemli bilim adamlarından biri olan Prof. Dr. Osman Bektaş, Son bir yılda kaydedilen 25 küçük deprem, Karadeniz Bölgesi'nin deprem kuşağında olduğunun kanıtıdır dedi. İşte Bektaş'ın ifadeleri...
Doğu Karadeniz Bölgesi'nde Kandilli Rasathanesinin son bir yıllık mikro deprem kayıtları uluslararası kabule göre Karadeniz sahilinde risk faktörü oluşturan üç hareketli fay zonunu, F1 (Ordu, Giresun, Trabzon, Rize); F2 (Espiye, Kürtün, Torul, Gümüşhane); F3 (Alucra, Torul, Trabzon) ve bunlara bağlı üç deprem kuşağının varlığını doğrulamıştır. Bölgenin 100 yıllık eski deprem kayıtları son bir yıllık kayıtlarla bütünüyle uyuşmaktadır.
Bilim ve teknolojinin ilerlemesi ve deprem kayıt istasyonları sayısının hızla artması hareketli faylar hakkında (deprem üreten fay) daha doyurucu ve doğru bilgiler vermektedir.
Jeolojik ve jeofizik verilere göre, Doğu Karadeniz Bölgesi 100 km güneyden Türkiye'nin en hareketli fayları olan Kuzey Anadolu Fayı (yıllık hızı 25mm) ve Doğu Anadolu fayı (9mm/yıl) ile çevrilmiştir (bakınız harita1). M7 büyüklüğündeki bir depremi birkaç yüzyılda üretebilen bu iki önemli fay, basit, bağımsız tek bir kırık hattı değildir.
Karadeniz'den güneye doğru yaklaşık 100-150 km genişliğindeki bir kırık zonu içerisinde, paralel kırıklardan sadece iki tanesidir. Kuzeybatı, doğu-batı ve kuzeydoğu doğrultularında bir ana fay sistemi oluşturan bu faylara az çok paralel, Karadeniz sahilini etkileyen, ikinci ve üçüncü derecedeki hareketli faylar (F1, F2, F3) son bir yılda 25 küçük deprem üretmiştir. Çok daha az hareketli (birkaç mm/yıl) olan bu faylar orta büyüklükteki bir depremi (M6) bin yılda üretebilecek niteliktedirler. Bu nedenle bu gün kullanılan 'Türkiye Deprem Bölgeleri' haritasından farklı olarak uluslararası deprem risk haritalarında Karadeniz sahilini etkileyen faylar ve bunların ürettiği depremler risk faktörü olarak alınmıştır. Doğu Karadeniz Bölgesinin hareketli fayları bu tür özellikleri nedeniyle Japonya'nın hareketli faylarına büyük benzerlik gösterirler.
Kandilli Rasathanesinin verilerine göre, Doğu Karadeniz sahilinde son bir yılda oluşan 25 adet küçük depremin dış odakları bu üç fay hattı (F1, F2, F3) üzerinde yoğunlaşmıştır (bakınız harita 1). Uluslararası kabule göre son 10.000 yıldan beri bir fay bir defa hareket etmişse veya bir defa deprem üretmişse bu fay hareketli fay olarak kabul edilir ve risk faktörü olarak benimsenir.
Sonuç ve Öneriler:
Uluslararası normlara göre, Doğu Karadeniz Bölgesinde son 100 yıl içerisinde küçük ve orta büyüklükteki depremleri üreten aktif fayların deprem riskleri deprem risk haritalarına yansıtılmalıdır.
Bugün kullanılan 1/2.000.000 ölçekli'Türkiye Deprem Bölgeleri Haritası' Doğu Karadeniz Bölgesindeki aktif fayların olası deprem riskini yansıtmadığı gibi bir diğer yanlış varsayımla bölgenin tüm il, ilçe ve köylerinde olası bir depremin eşit oranda 4. derecede hasar yapacağını ön görür.
Bölgedeki farklı kayaç türleri yer sarsıntısını farklı şekilde azaltır veya artırır. Öte yandan heyelanlı sahalar, dolgu alanları, dere yatakları depremden farklı şekilde etkilenir. Bu gerçekler dikkate alındığında 1/2.000.000 ölçekli bölgesel deprem hasar haritaları değil, yersel 1/5000 veya 1/100.000 ölçekli deprem hasar haritaları yapılmalıdır.
Gelişmiş ülkelerde deprem hasarlarını en aza indirmek için bu tür'mikro bölgelendirme' çalışmaları hayati önem taşımaktadır. Ülkemizde bu tür çalışmaların başlatılabilmesi için öncelikle kamuoyunun bu konuda bilgili ve konuya duyarlı olması gerekir.