Karadeniz Günü Trabzon'da!
Coşkun Erüz ve Mustafa Yazıcı imzasıyla yapılan açıklamada, Karadeniz’in kirlilik bakımından son sınıra dayandığı ve yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğu vurgulandı. Karadeniz’in geleceğinin tehlike altında olduğu vurgulanan açıklamada “Karadeniz’de
“Karadeniz’in kirlenmesine neden olan başka bir etmen ise Karadeniz’den transit olarak geçen tanker ve diğer gemilerin kirli balast sularını ya da sintine sularını pervasızca denize dökmeleridir. Bu da Karadeniz’deki deniz ürünlerinin, canlıların yok olmasına sebep olmaktadır” ifadelerinin yer aldığı açıklamada şu görüşlere yer verildi:
“Tüm bunların yanında nükleer santrallerin Karadeniz’in canlı türlerinde oluşturacağı tehlikeyi de uzak tutmamak gerekir. Nükleer santrallerden denize atılacak radyoaktif maddeler, atıklar canlı kaynakları bütünüyle yok edecek böylelikle büyük bir çevre felaketine yol açacaktır. Türkiye’nin Karadeniz ile ilgili çevre sorunları uluslararası boyuttadır. En son yaşanan Macaristan’daki alüminyum üretim tesislerinin atık maddelerin toplanıp etkisiz hale getirildiği dev bir biriktirme göletinin iki setinin yıkılması sonucu yaklaşık 1 milyon ton zehirli çamur Tuna Nehri ile Karadeniz’e geliyor. Felaket büyük. Bunların canlı organizmalar üzerinde uzun vadeye yayılan öldürücü etkisi ortaya çıkabilir. Yaptığı kirliliğin akıbeti ortadayken ülke olarak ne gibi önlemler alındığı bilinmemektedir. Karadeniz yeterli tedbir alınmadığı için her yıl yeni bir felaketle karşı karşıya kalmaktadır. Karadeniz’de kıyısı bulunan ülkelerde çevre duyarlılığı gelişmedikçe yakın gelecekte Karadeniz daha da kirlenip canlıların yaşayamayacağı bir çöp deniz olacaktır. Yetkililerden denizden alınarak tüketilen besinlerin tüketilip tüketilmemesi konusunda gerekli bilimsel çalışmalar yapılmak suretiyle sonuçlarının halka duyurulmasını talep ediyoruz. Karadeniz’in eski sağlığına, insanların da denize kavuşabilmesi için, Tuna Nehri ve diğer akarsuların getirdiği kirliliğe, Boğazlardan geçen ve Karadeniz’i petrol yolu yapan tankerlere, gemi yapım ve bakım tesislerinin yarattığı kirliliğe, sanayi atıklarına, kıyı kentlerinin döktüğü çöplere, faili meçhul olmayan varillere, tarımda aşırı ilaç ve gübre kullanımına, akarsuların kirlenmesine, nükleer enerjiye, otoyolların yaptığı tahribata, doğayla barışık olmayan yatırımlara ve yerleşmelere ‘dur’ diyelim ki Karadeniz yarınlara ve çocuklarımıza kalsın.”