Karadeniz yaylalarında çayır biçme zamanı
Karadeniz yaylalarında çayır biçme zamanı geldi.
Yayınlanma:
Karadeniz yaylalarında çayırlar biçilerek kış dönemi için saklanıyor.
Türklerin Orta Asya'daki konargöçer yaşam tarzlarının sonucunda ortaya çıkan yayla göçlerinde, Doğu Karadeniz'de besiciler, yemyeşil çayırlardaki otları biçerek hayvanları için hazırlıyor.
Doğu Karadeniz'de mayıs ayı ile besiciler, küçükbaş hayvanlarını yaylalara götürmeye başlarken, hayvanlarının yem ihtiyaçlarının büyük bölümünü de yine göç ettikleri yaylalardan karşılıyor.
Hayvanlarının yem ihtiyaçlarını bu şekilde karşılayan vatandaşlar bir yandan da yaz mevsiminin sıcağından korunmuş oluyor. 2 bin hatta 2 bin 500 rakımlı yaylalarda zamanlarını geçiren yaylacılar, uçsuz bucaksız ormanlar, buz gibi akan akarsular, yemyeşil çayırlarda bol oksijenli havayı soluyor.
Yaylaya büyükbaş ve küçükbaş hayvanları ile giden yaylacılar, hayvanlarını doğanın içerisinde otlatma fırsatı yakalıyor. Vatandaşlar yaylanın belirli alanlarındaki otları temmuz ayı ile birlikte hayvanları için biçiyor.
Biçilen otlar balya haline getiriliyor, kadın ve erkek sırtlarında hayvanların kaldığı yakın bir yere götürülüyor.
Vakfıkebir ilçesi sınırlarındaki Zere yaylasında hayvanları için ot biçen İshak Aygün, AA muhabirine yaptığı açıklamada, her yıl yaylaya çıktıklarını söyledi.
Yaylaya büyükbaş hayvanlarını da getirdiğini ifade eden Zere, "Her gün hayvanlarımızı çayırlarda otlatıyoruz. Bunun yanında çayırlardaki otları da biçerek hayvanlarımız için hazırlıyoruz. Burada olmaktan mutluyuz" dedi.
Zere, şehre göre yayla havasının çok temiz ve ferah olduğunu dile getirerek, "Hava serin, çalışmaya müsait, hatta bugün sis altında ot biçtik. Kentte olsak sıcak havadan zorluk içerisinde çalışırdık" diye konuştu.
Geçmişte hayvancılıkla uğraştıkları için konargöçer bir hayat tarzı benimseyen Türkler, tarihte yurt edindikleri 1000 ile 2000 rakım arasındaki Orta Asya'da, mayıs ayı sonu ile haziran ayı başında havalar ısınınca yünlü derisi ve yağlı vücudu sebebiyle küçükbaş hayvanlarının sıcaklardan bunalması ve alçak kesimlerde otlakların azalması yüzünden günümüzde yayla olarak adlandırılan 'yaylak'lara göç ediyordu.
Anadolu'nun yurt edinilmesiyle Türklerin Orta Asya'dan beri süregelen göç geleneği, hala Anadolu'nun çeşitli bölgelerinde sürdürülüyor.
Doğu Karadeniz'de hayvancılıkla uğraşan besiciler de mayıs ayının ortalarından haziran ayının ortasına kadarki yaklaşık bir aylık süreçte sahil kesimlerinden sürüleriyle yaylalara göç ediyor.
Havaların ısınmasıyla yaylalardaki karların erimesi ve taze otların çıkmasının ardından besiciler, hayvanlarını yeşilin her tonunu barındıran Doğu Karadeniz'deki yaylalara götürüyor.
Türklerin Orta Asya'daki konargöçer yaşam tarzlarının sonucunda ortaya çıkan yayla göçlerinde, Doğu Karadeniz'de besiciler, yemyeşil çayırlardaki otları biçerek hayvanları için hazırlıyor.
Doğu Karadeniz'de mayıs ayı ile besiciler, küçükbaş hayvanlarını yaylalara götürmeye başlarken, hayvanlarının yem ihtiyaçlarının büyük bölümünü de yine göç ettikleri yaylalardan karşılıyor.
Hayvanlarının yem ihtiyaçlarını bu şekilde karşılayan vatandaşlar bir yandan da yaz mevsiminin sıcağından korunmuş oluyor. 2 bin hatta 2 bin 500 rakımlı yaylalarda zamanlarını geçiren yaylacılar, uçsuz bucaksız ormanlar, buz gibi akan akarsular, yemyeşil çayırlarda bol oksijenli havayı soluyor.
Yaylaya büyükbaş ve küçükbaş hayvanları ile giden yaylacılar, hayvanlarını doğanın içerisinde otlatma fırsatı yakalıyor. Vatandaşlar yaylanın belirli alanlarındaki otları temmuz ayı ile birlikte hayvanları için biçiyor.
Biçilen otlar balya haline getiriliyor, kadın ve erkek sırtlarında hayvanların kaldığı yakın bir yere götürülüyor.
Vakfıkebir ilçesi sınırlarındaki Zere yaylasında hayvanları için ot biçen İshak Aygün, AA muhabirine yaptığı açıklamada, her yıl yaylaya çıktıklarını söyledi.
Yaylaya büyükbaş hayvanlarını da getirdiğini ifade eden Zere, "Her gün hayvanlarımızı çayırlarda otlatıyoruz. Bunun yanında çayırlardaki otları da biçerek hayvanlarımız için hazırlıyoruz. Burada olmaktan mutluyuz" dedi.
Zere, şehre göre yayla havasının çok temiz ve ferah olduğunu dile getirerek, "Hava serin, çalışmaya müsait, hatta bugün sis altında ot biçtik. Kentte olsak sıcak havadan zorluk içerisinde çalışırdık" diye konuştu.
Geçmişte hayvancılıkla uğraştıkları için konargöçer bir hayat tarzı benimseyen Türkler, tarihte yurt edindikleri 1000 ile 2000 rakım arasındaki Orta Asya'da, mayıs ayı sonu ile haziran ayı başında havalar ısınınca yünlü derisi ve yağlı vücudu sebebiyle küçükbaş hayvanlarının sıcaklardan bunalması ve alçak kesimlerde otlakların azalması yüzünden günümüzde yayla olarak adlandırılan 'yaylak'lara göç ediyordu.
Anadolu'nun yurt edinilmesiyle Türklerin Orta Asya'dan beri süregelen göç geleneği, hala Anadolu'nun çeşitli bölgelerinde sürdürülüyor.
Doğu Karadeniz'de hayvancılıkla uğraşan besiciler de mayıs ayının ortalarından haziran ayının ortasına kadarki yaklaşık bir aylık süreçte sahil kesimlerinden sürüleriyle yaylalara göç ediyor.
Havaların ısınmasıyla yaylalardaki karların erimesi ve taze otların çıkmasının ardından besiciler, hayvanlarını yeşilin her tonunu barındıran Doğu Karadeniz'deki yaylalara götürüyor.
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.