TRABZON'da un makinesine kaptırdığı iki parmağı kopan ve İstanbul'a sevk edilirken yanlışlıkla başka kişiye ait kopan parmak parçalarıyla gönderilen Hasan Arslan'ın dikilen 2 parmağı tutmadı.

Kaybettiği 2 parmağının hesabını yargıda arayacağını söyleyen Arslan, olayın ardından Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nden hiçbir yetkilinin kendisini aramadığını da belirterek, “İnsan bir arar, 'Yanlış yaptık' diyerek özür diler” diye konuştu.

Olay, Trabzon'un Çarşıbaşı İlçesi'nde 30 Kasım 2009 tarihinde meydana geldi. İlçede bir fabrikada çalışan Hasan Arslan, elini un makinesine kaptırınca sağ elinin serçe ve yüzük parmağı koptu.

Ambulansla gönderildiği KTÜ Tıp Fakültesi Farabi Hastanesi'nde ilk müdahalesi yapılan Arslan, parmakların Trabzon'da dikilemeyeceğinin bildirilmesi üzerine, kendisine verilen buz kutusundaki parmak parçalarını alarak İstanbul'a gitti. Ancak Hasan Arslan'a verilen parmakların kendi parmakları olmadığı, parmakların aynı gün 4 parmağı kopan Dursun Ayaz adlı balıkçıya ait olduğu anlaşıldı. Bunun üzerine Arslan'ın kopan parmakları uçakla İstanbul'a gönderildi. Parmakların gelmesi sonrasında hemen ameliyata alınan Arslan'ın 2 parmağı da yerine dikildi. Ancak parmaklar tutmayınca yapılan son bir ameliyatla alındı.

İstanbul'daki tedavisinin tamamlanmasının ardından bu sabah Trabzon'un Çarşıbaşı İlçesi'ndeki evine gelen evli ve 2 çocuk babası 36 yaşındaki Hasan Arslan, “İstanbul'daki ilk ameliyatın ardından doktor bana parmakların durumunun iyi olduğunu söyledi ancak daha sonra ikinci ameliyata karar verdiler. Serçe parmağımda sorun olduğunu söylediler. İkinci ameliyatın ardından serçe parmağımı kurtaramadıklarını, yüzük parmağımı kurtarmaya çalışacaklarını belirttiler. Çarşamba günü kontrole gelen doktorlara parmaklarımın tutmadığını çünkü dayanılmaz bir koku yaydığını söyledim. Sargıları açtıklarında parmaklarımın iltihap yapıp çürüdüğünü gördüler. Üçüncü ameliyatla iltihapları temizlediler ama iki parmağı da kurtaramadılar” dedi.

'YARGIYA GİDECEĞİM'

Hasan Arslan, KTÜ Tıp Fakültesi'nden hiçbir yetkilinin kendisini aramadığını da ifade ederek, “İnsan bir arar, 'Yanlış yaptık' diyerek özür diler. 4 parmağı kesilen arkadaşın hiç sesi çıkmıyor. Onu herhalde susturdular. Ben hakkımı arayacağım. Bu işi sonun kadar kovalayacağım. Yargıya gideceğim. Sonuçta bana iki parmak geleceğine 4 tane parmak geliyor. Hayatımla oynadılar. Doktorlar, parmakların tutmamasının sebebinin 6 saat gecikme olduğunu söyledi. Parmaklar ilk etapta doğru gelmiş olsaydı sorun kalmayacaktı. Serçe parmağım olmasa bile yüzük parmağım kurtulacaktı. İstanbul'daki doktorlar ellerinden geleni yaptılar ama olmadı” diye konuştu.