Kültür balıkçılığı kirletmiyor!

Trabzon’un Akçaabat ilçesi Darıca beldesi açıklarında özel bir işletme tarafından yapılması düşünülen kafes balıkçılığına ilişkin Akçaabatlı balıkçıların tepkisine Trabzon Su Ürünleri Merkezi Araştırma Enstitüsü’nden ve kafes balıkçılığı yapmayı planlayan

Kültür balıkçılığı kirletmiyor!

Trabzon’un Akçaabat ilçesi Darıca beldesi açıklarında özel bir işletme tarafından yapılması düşünülen kafes balıkçılığına ilişkin Akçaabatlı balıkçıların tepkisine Trabzon Su Ürünleri Merkezi Araştırma Enstitüsü’nden ve kafes balıkçılığı yapmayı planlayan şirket uzmanlarından cevap geldi.

Akçaabat, Darıca, Salacık, Akçakale ve Mersin Su Ürünleri Kooperatif başkanları geçtiğimiz günlerde bir açıklama yaparak Darıca beldesi açıklarında özel bir işletme tarafından yapılması düşünülen kafes balıkçılığına tepki göstermişlerdi.

Konuyla ilgili açıklama yapan Trabzon Su Ürünleri Merkezi Araştırma Enstitüsü Müdürü Dr. Atilla Özdemir ve Omega 61 Su ürünleri Yetiştiriciliği Limited Şirketi’nde görevli Sualtı Teknoloğu Ali Akyaz, Karadeniz'de kafes balıkçılığının kirlilik konusunda çevreye olumsuz etkisinin olmadığını belirttiler.

Trabzon Su Ürünleri Merkez Araştırma Enstitüsü Müdürü Dr. Atilla Özdemir, her üretimin çevreyi etkilediğini ancak kafes balıkçılığının çevreye etkisinin son derece az olduğunu bilimsel olarak ispatlandığını söyledi. Özdemir, "Kültür balıkçılığı ülkemizin gelişen en önemli sektörlerden birisi. Avrupa’ya yaptığımız ek ihracat içinde yegane ürün balık. Elbette bu bir üretim artışı için Karadeniz’in payı gittikçe yükselmektedir. Özellikle Ordu, Perşembe, Trabzon, Yomra ve Rize’de başlayan yatırımlarla buna Trabzon’daki farklı yerlerdeki üretimlerde eklendiğinde oldukça yüksek bir orana ilerleme sağlıyor. Bu ilerleme beraberinde sorunları, çatışmaları da getirmektedir. Çevre etkileşimi yönünden baktığımızda özellikle farklı sektörlerin bir arada yaşayabilmesi için mutlak süreçte bir işbirliği ve koordinasyon gerekiyor. Hiçbir üretim yoktur ki çevreye etkisi olmasın. Elbette kültür balıkçılığımızın da mutlaka çevresiyle bir etkileşimi var. Sonuçta bir balık üretiliyor ve bir yem kullanılıyor. Bu yemler iyi bir çiftlik yönetimi uygulanmadığı taktirde elbette kirliliğe sebep olabilir. Bizim son 3 yıldır TÜBİTAK destekli bir araştırmanın sonuçları göstermiştir ki, özellikle Karadeniz Bölgesi’nde zamanında yapılan iyi planlamalarda Çevre ve Orman Bakanlığı’nın yayınladığı yönetmeliğe uygun olarak kurulan çiftliklerin gerek akıntı, gerek kıyıdan belli bir mesafeden uzak olması ve derinliğinin de uygun seçilmesiyle çevreye olan etkisinin minimum olduğunu görmekteyiz. Karadeniz için çok rahatlıkla söyleyebiliriz ki şu anda çevreye etkisinin son derece az olduğunu bilimsel olarakta ispatlamış durumdayız” dedi.

 

"KÜLTÜR BALIKÇILIĞI KARADENİZ BÖLGESİ İÇİN PARLAYAN BİR YILDIZ OLACAK"

“Denizlerimizden aldığımız balıklarda artık bir sona ulaştık. Dolayısıyla vatandaşımızın balık ihtiyacını karşılama da kültür balıkçılığından başka bir şansımız yok” diyen Özdemir “Çünkü biz deniz balıklarından mevcut stoklarımıza koruma yönünden çalışmalarımız var. Arttırma yönünden hiçbir çabamız olamıyor, olamaz da çünkü kaynaklar sınırsız değil ve biz bunları sonuna kadar zorluyoruz. Durum böyle olunca protein ihtiyacını karşılamak için kültür balıkçılığını yegane bir yol. Bunun içinde yeni yatırımlar gerekiyor. Bu yatırımlar içinde yeni alımlar belirlenmesi gerekiyor. Ancak bu alanlarında kullanıcılarıyla birlikte iyi bir kıyı planlamasıyla birlikte yapılması gerekiyor. Kültür balıkçılığı Karadeniz Bölgesi için önümüzdeki dönemlerde gerçekten parlayan bir yıldız olacak. Bu yolda gerçekten çok hızlı adımlarla ilerliyor. Kültür balıkçılığının artması yatırımın artması değil azalan balık stoklarına yönelik olan baskıyı da azaltacaktır" ifadelerini kullandı.

Konuyla ilgili Omega 61 Su Ürünleri Yetiştiriciliği Limited Şirketi’nde Görevli Sualtı Teknoloğu Ali Akyaz da kafes balıkçılığının denizi olumsuz yönde kirletmediğini savunarak yapılan bilimsel çalışmaların bunu ortaya koyduğunu söyledi. Akyaz, kafes balıkçılığının ana amacının ekonomik değeri düşük olan hamsiden ve diğer balıklardan elde edilmiş unları ekonomik değeri yüksek olan yem yapıp, ekonomik değeri yüksek olan balıklar yapmak olduğunu vurgulayarak şunları söyledi:

“Bunlar levrek, çupra, somon. Bölgemizde levrek ve somon yetiştiriliyor. Bizim buradaki ana hedefimiz ihracat yapmak. Kirlilikle ilgili çalışmalarımız var. Çevre Bakanlığı her yıl denizden numuneler alıyor ve numuneler suyun dibinden, ortasından ve üstesinden alıyor ve laboratuarlarda gönderiliyor. Bir alanda kirlilik varsa o alandan başka bir alanı geçiliyor. Kültür Balıkçılığı Trabzon’da 10-15 yıldır devam etmektedir. Yomra Bölgesi’nde yaklaşık 6 değişik firma var. Yaklaşık 10 bin ton’un üzerinde bir etkisi var. Yıllardan beri çalışmaları sürüyor. Eğer böyle bir kirlilikle ilgili bir problem olsaydı zaten halkımızda sağ olsun bu konuda baya sağduyulu. Her hangi bir problem olmuş olsaydı zaten çevre Bakanlığı bununla ilgili gerekli olan prosedürü uygulamıştı. Öyle herhangi bir kirlenme yok. Biz kafes balıkçılığının balık türlerine faydalı olduğunu, buradaki kaçan yemlerin diğer balıklar tarafından yendiği ve bunlarla birlikle bir balık türünün geliştiği, türlerinin faydalandığı biz bunu iddia ediyoruz ve bunu da görüyoruz. Bununla ilgili gerekli olan her türlü çalışmaya hazırız."

HABERE YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler