'Küresel güçlere peşkeş çekildi'

Eczacılar Günü'nde konuşan 18. Bölge Trabzon Eczacı Odası Başkanı Akman, yerli ilaç sanayinin yabancıların eline geçtiğini ve sözkonusu kişilerin amaçlarının sadece Avrupa'da karlarını artırmak olduğunu belirtti. Akman, “Çok uluslu şirketler kamusal, stra

'Küresel güçlere peşkeş çekildi'

Eczacılar Günü'nde konuşan 18. Bölge Trabzon Eczacı Odası Başkanı Akman, yerli ilaç sanayinin yabancıların eline geçtiğini ve sözkonusu kişilerin amaçlarının sadece Avrupa'da karlarını artırmak olduğunu belirtti. Akman, “Çok uluslu şirketler kamusal, stratejik, ekonomik kalelerimizi birer birer teslim alırken sosyal devletin temel unsuru eğitim ve sağlık sistemimizi de çökertmek üzere ürettikleri planları uygulamaya koymuşlardır” dedi.

14 Mayıs Eczacılık Günü kutlamaları çerçevesinde Trabzon Eczacı Odası sorunlarını bir kez daha yineleyerek yetkililere seslendi. 169. yılında 14 Mayıs Eczacılık günü etkinlikleri çerçevesinde düzenlenen toplantıda konuşan 18. Bölge Trabzon Eczacı Odası Başkanı Nevzat Akman, her 14 Mayıs'ta sözlerini ”Ülkemiz ve mesleğimiz için daha iyi bir gelecek” dileği ile sonlandırdıklarını, buna karşın her gelen gün ve yılın bir öncekini aratır bir görüntü sergilediğini söyledi.
“Önceliğimiz kesinlikle demokrasi ve hukukun üstünlüğüdür” diyen Akman, şöyle konuştu: “Hepimizin demokrasiden, laiklikten, hukukun üstünlüğünden, sosyal devlet anlayışından hareketle ve hoşgörünün hâkim kılındığı bir ülke ve siyaset anlayışı beklediğimiz bir süreçte, bu değerlerin örselendiğini ve yok edilmeye çalışıldığını üzülerek izliyoruz. Devletin demokratik tepkilerini sergileyen kendi insanına, meslek örgütlerimize uyguladığı orantılı ! güç gösterisi de demokrasiyi içselleştiremediğimizin açıkça ifadesidir. Endişemiz hukuk devleti yerine, polis devleti anlayışının hâkim kılınmaya çalışılması ve asıl amacı güçsüzü korumak olan yasaların güçsüz halk kitlelerini sindirerek zengin ve güçlüler için bir koruyucu kalkan olarak kullanılmasıdır.
Sosyal Güvenlik Yasası temel bir hak olan “sağlık hakkını” geriletmektedir.
Sosyal Güvenlik Yasası'na ilişkin görüşlerini de dile getiren Akman, “Milyonlarca insanın yoksulluk ve açlık sınırında yaşadığı, çalışanların zaruri ihtiyaçlarını bile karşılayamadığı bir dönemde kalem oynatılarak akşamdan sabaha milli gelir artışından söz edilmesi en azından ülke insanına saygısızlıktır. Emek yoğun çalışan insanlar her gün hak kaybına uğrarken gelirlerini katmerli olarak arttıranlar da yok değil. Basın, yayın organları sayesinde her gün manşetlerde deşifre edilen bu yüzsüzler devlet ya da siyaset desteği ile devlet malını gasp ederken asgari ücretle geçinme mucizesini sürdüren geniş halk kitlelerine yeni vergiler yüklenmesi izahı mümkün olmayan ama yaşanan bir gerçektir. En son örneği de, Genel Sağlık Sigortası Yasasıdır.Toplumumuzun tüm kesimlerinin karşı duruşuna ve tepkilerine rağmen alelacele meclisten geçirilmiş ve Ülkenin yaşadığı ”savaş hali” sürecinde tank ve top seslerinin gölgesinde de onay makamınca da gereği ! yapılmıştır. Anayasa Mahkemesi'nce daha önce iptal gerekçesi olan ya da mevcut siyasilerin beş yıl önce karşı olmak için yollara döküldüğü birçok “dayatma” bu yasa ile yürürlüğe girecektir. Emeklilik ve sosyal haklardaki gerilemeler yanında ilaç ve sağlık hizmetine ulaşımda da ciddi hak kayıplarının ortaya çıkacağı aşikârdır.

Sağlık hizmetleri serbest piyasa ekonomisine kurban edilemez !
Sağlık sistemininin özelleştirilerek insan sağlığının kazanç kapısı olarak görüldüğünü ileri süren Akman şunları söyledi: “Yoksul vatandaşının olmayan gelirinden ilave prim almayı hesap eden saygıdeğer! Bakan ve Milletvekilleri kendi sağlıklarını önceleyerek gazi ! statüsü ile katılım paysız tedaviye müstahak oldular. Vakıflar Yasası görüşmelerinde gece yarısı emekli maaşlarına da 1.500,00 YTL gibi minnacık bir zam yaptılar ancak toplumsal tepkiler sonrası bu çirkinliğe son vermek zorunda kaldılar. Böylesi utanılacak uygulamalar “bu kadarı da ancak Türkiye'de” olur diyenleri haklı çıkaracak boyutlara varmıştır.

Ülkenin Stratejik değerleri küresel güçlere peşkeş çekiliyor
Yerli ilaç sanayisinin artık kalmadığını ifade eden 18. Bölge Trabzon Eczacı Odası Başkanı Nevzat Akman, yerli ilaç sanayini satın alan yabancıların ise sadece Avrupa'da gelirlerini artırmak isteyen fonlar olduğunu, hiçbirisinin ilaç üretimi yapmadığını söyledi. Akman “Çok uluslu şirketler kamusal, stratejik, ekonomik kalelerimizi birer birer teslim alırken sosyal devletin temel unsuru eğitim ve sağlık sistemimizi de çökertmek üzere ürettikleri planları uygulamaya koymuşlardır. Bu uygulamalar parası olmayana eğitim ve sağlık hizmeti verilmeyeceğini anlatmaktadır ki, algılayabilenler tepkilerini sergilerken, yığınlar yine her zamanki gibi duyarsız kalabilmekte hatta takım tutarcasına verilen siyasi destekle kendi yoksulluk ve yoksunluklarına zemin hazırlamaktalar” diye konuştu.

Eczacılık mesleği yapılamaz hale gelmiştir !
Eczacılık mesleğini ve eczacıları daha büyük tehlikelerin beklediğine savunan Akman, “Mevcut hali ile eczacıyı, hastayı, hekimi canından bezdiren provizyon sistemi ile bürokratik uygulamaların düzeltilmesi için hiçbir çaba harcanmazken, örgütlü yapıların güçsüzleştirilerek tepkisiz kılınması için sinsi planlar hazırlandığı gerçeği de bir vakıadır. 5 yıldır bakanlıkta bekleyen meslek yasamızın çıkarılmaması ve bürokratik zorluklar ile geri ödeme gecikmeleri zaten kısıtlı bir sermaye ile varlığını sürdüren eczaneleri kapanma noktasına getirmiştir. Tek amacı kârlılık olan küresel güçler gelecek beş yıl için ülkemizin ilaç giderini iki katına çıkarmayı planlarken, yerli işbirlikçileri vasıtası ile de ilacın eczane dışında süpermarketlerde ve reklamı da yapılarak satılabilmesi için de yasal zemini oluşturmaya çalışmaktadırlar. Bu yolla ilaç satışı açıkça halk sağlığı ile oynamak, yeni sorun ve hastalıklara besi yeri sağlamak olacaktır” ifadelerini kullandı.

Vatandaşa uyarı
Akman, son olarak vatandaşlara da uyarıda bulunarak, eş, dost tavsiyesi gözetmeden, doktorunun önerisi ve eczacının danışmanlığı ile yerinde, zamanında ve uygun dozda ilaç kullanmalarını istedi. Akman, “İlaç israfına engel olarak zaten yetersiz olan kaynaklarımızın heba edilmemesi için çaba harcaması, her koşulda ilacını ve sağlık gereçlerini eczaneden alarak eczacısına ve eczanesine sahip çıkmasıdır. İnternet vb. yasadışı yollarla ilaç satışına kesinlikle prim verilmemelidir. Zira kaçak, sahte ilaç piyasasının artık bu alana yöneldiği her gün yakalanan organize suç örgütlerinin mesleğimizi kirleterek farklı ve akıl almaz yöntemlerle kamu kaynaklarını istismar ettiği gerçeği de hepimizin malumudur” dedi.

Nurgül Günaydın Kurum

HABERE YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler