Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ersan Bocutoğlu, Türkiye'nin uyguladığı politikaların eylül ayından itibaren meyvelerini vermeye başlayacağını belirtti.

Bocutoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ekonomik krizin, üreticiler, tüketiciler, aracılar ve toptancılar olmak üzere herkesi etkilediğini söyledi.
Ersan Bocutoğlu, yaşanan krizin en önemli özelliğinin önceden fark edilememesi olduğunu belirterek, ''Kriz dönemlerinde halkın ilk vazgeçtiği şey, harcama eğilimlerini kısmaktır. Yiyecek ve içecek sektörü krizlere karşı daha dayanıklı iken, konut, otomotiv ve beyaz eşya gibi dayanıklı tüketim harcamalarından vatandaşlar kriz dönemlerinde kaçıyor'' dedi.

Amerika ve Avrupa Birliği ülkelerinin krizi atlatmak için genişletici para ve maliye politikaları uyguladığını vurgulayan Bocutoğlu, şöyle devam etti:
''Bu politikalar 6 ay içinde meyve verir. Eylüle geldiğimizde bu süre doluyor. Türkiye'nin de aldığı genişletici maliye ve para politikaları var. Bu politikalar ürünlerini eylül ayına doğru vermeye başlayacak. Yaz aylarında meyve ve sebze ucuzluyor.

Turizm gelirlerinde hareketlenme var. Eylülde hem Ramazan hem de okulların açılması, genel bir mevsimlik hareketlenme meydana getirecek. Eylülden itibaren kriz daha derine inmez. Ben krizin Türkiye için dibe geldiği kanaatindeyim. Birden toparlanma olmasa bile daha aşağıya inmez.''

Türkiye'de gelir dağılımının adaletsiz olduğunu ileri süren Bocutoğlu, şunları söyledi:
''Türkiye'de gelir dağılımı adaletsiz olduğu için parası olan bir ekip var. Bu parası olan ekip de parasını harcamıyor. Bunlar para harcamaya başlayınca kriz azalacak. Türkiye'nin yüzde 40'ı anasından doğduğundan beri krizde, yüzde 20'si ortada, yüzde 40'ının ise parası var harcamıyor. Asıl bunlara parayı harcatmamız lazım.

Otomobilde ÖTV indirimi oluyor, arabalar hemen satılıyor. Küçük konutlar satılmıyor. Lüks konutlar peynir ekmek gibi satılıyor. Bunun sebebi Türkiye'deki gelir dağılımı adaletsizliği.''

Bocutoğlu, hükümetin krizde olan yüzde 40'lık bölümü desteklemesi gerektiğini, bu bölüme her türlü yardımda bulunmasının çok önemli olduğunu da kaydetti.