Kurtuluşun 95. yılı
1916 yılında Trabzon’un Ruslar tarafından bir oldubittiyle işgal edilmesi Trabzon’daki mevcut huzur ve barış ortamını yok etmiştir. O zamanlar bölgedeki düşman güçleri kin duygularıyla vahşice davranıp yerli halka her türlü zulmü reva gördüler. Düşman ist
1916 yılında Trabzon’un Ruslar tarafından bir oldubittiyle işgal edilmesi Trabzon’daki mevcut huzur ve barış ortamını yok etmiştir. O zamanlar bölgedeki düşman güçleri kin duygularıyla vahşice davranıp yerli halka her türlü zulmü reva gördüler. Düşman istilasından kaçan halk çil yavrusu gibi dağıldı. Bir zamanlar huzur ve barış içinde yaşayan halkın hayatı işkenceye döndü. Artık burada kalmak, göçmekten daha zordu. Zorunlu göçler başladı. Zorlu muhacirlik yılları hasret ve acıyı beraberinde getirdi. Göç edenler gittikleri yerlerde aradıkları huzuru bulamadılar. Yaşlı, kadın ve çocukların canlarını ve ırzlarını kurtarmak için yapacakları başka şey de yoktu. Gençler, gücü olanlar topraklarını savundular, direndiler.
Trabzon, Doğu Karadeniz bölgesinin en eski ve en büyük şehridir. 1917’de Rusya’da Bolşevik ihtilali olunca, Rus ordusunda büyük bir panik başladı. Geri çekilmek zorunda kalan Ruslarla, 18 Aralık 1917’de Erzincan Antlaşması yapıldı. Bu antlaşmaya Ermeniler uymayıp, Türkler aleyhinde katliamlara girişince, Ordu Komutanı Vehip Paşa’ya ileri harekât emri verildi. 11 Şubat 1918’de genel hareket emrini alan ordumuz, bir koldan Kafkasya üzerine ilerlerken, diğer koldan Trabzonlu Albay Hamdi Bey (Pirselimoğlu) komutasındaki 37. Tümen; Giresun’dan 123. alay ile takviye edilerek Trabzon üzerine yola çıktı.
Bölgedeki çeteleri de temizleyerek ilerleyen birliklerimiz 15 Şubat 1918’de Vakfıkebir’i, 18 Şubat 1918’de Akçaabat’ı geri aldı. Birkaç gün içinde çevreyi düşmanlardan temizleyen birliklerimiz 24 Şubat 1918 tarihinde Trabzon’a girdi. Trabzon’un ve Trabzonlunun iki yıla yaklaşan esaret ve muhacirlik çilesi böylelikle sona erdi. Düşmanın geri çekilmesiyle birlikte göç edenlerden sağ kalanlar yurtlarına geri döndüler. Dönüşte de mübarek vatan topraklarına baş koyarak yerleri öptüler. Vatanın ne kadar mukaddes bir varlık olduğunu, özgürlüğün değerinin hiçbir şeyle ölçülemeyeceğini bizzat tecrübe ederek anladılar.
Bugünkü Trabzon o günlerin acılarını çok gerilerde bırakmıştır. Fakat bu şehrin her köşesi, her taşı o çileli günlerin şahididir. Bazı kesimler her ne kadar mevcut dirliğimizi ve düzenimizi bozmak için çırpınıyorsa da Trabzonlunun vatan sevgisini ve manevi değerlere bağlılığını hiçbir zaman yüreklerinden sökemeyeceklerdir.
Bu vesileyle Trabzon’un kurtuluşunun 95. yıldönümünü kutlarız...