Rize'nin Fırtına Vadisi’nde bölgenin toprak florasından elde edilip, laboratuvarda geliştirilerek orman zeminine bırakılan mantarlar sayesinde, kuruma tehlikesindeki şimşir ağaçlarının, 4 yıllık çalışmayla yeniden yeşertilerek filizlenmesinin sağlandığı 'biyolojik kontrol ajanı' adlı uygulama, Türkiye genelinde şimşir ormanlarında uygulanmaya başlanacak.
Çamlıhemşin ilçesi Fırtına Vadisi'ndeki yaşlı şimşir ağaçlarının bulunduğu ormanda 2010'dan itibaren mantar ve şimşir yanığı hastalığı görüldü. Hastalık sonucu şimşirlerin gövde ve dallarında çürümeler oluştu, odun dokusunun niteliği bozulan ağaçların çoğu kurudu. Dünya Doğayı Koruma Vakfı'nca (WWF) koruma altına alınması gereken 200 ekolojik bölge arasında gösterilen ormanda, şimşir ağaçlarından can suyunu kaybetmeyenler için 4 yıl önce biyolojik mücadele başlatıldı. Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi (RTEÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Mikrobiyoloji ve Moleküler Biyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Şengül Alpay Karaoğlu öncülüğündeki akademisyen ve uzmanlardan oluşan çalışma grubu, TÜBİTAK tarafından desteklenen 'Şimşir Ağaçları Hastalık Etkenine Karşı Biyolojik Mücadele' projesini hayata geçirdi. Bölgenin toprak florasından elde edilerek biyolojik kontrol ajanı mantarlar hazırlandı. Ağaç ve toprak zemini bırakılan mantarlı çalışmanın ardından şimşirler yeniden yeşermeye başlayıp filiz verdi.
'DÜNYADA İLK'
Prof. Dr. Şengül Alpay Karaoğlu, model olacak 'biyolojik kontrol ajanı' adlı mücadelenin, bölge ve Türkiye genelinde şimşir ormanlarında uygulanmaya başlanacağını belirterek, “Bu uygulama önemli çünkü dünyada ilk kez orman alanının biyolojik mücadeleyle canlandırılıp geri kazanılması için çalışıldı. Buna benzer bir çalışmayı, literatürde hiç görmedim; önümüzdeki yüzyılda model olacak. Önemli olan önce bölgeyi canlandırarak geri kazanmak. Bu uygulamayı Orman Bölge Müdürlüğü'nün de desteğiyle Türkiye geneline yayacağız. Türkiye’deki diğer hastalık olan ağaçlarda benzer mücadelenin başlatılmasıyla da gen kaynaklarımızı korumuş olacağız” dedi.
'1200 METRE RAKIMA KADAR OLAN ŞİMŞİRLERİ KAYBETTİK'
Türkiye’deki deniz seviyesinden 1200 metre yüksekliğe kadar olan tüm şimşir ağaçlarının kuruduğunu belirten Karaoğlu, “Türkiye’deki 1200 metre rakıma kadar olan bütün şimşirleri kaybettik. Ağacın bütünlüğü bozulmuş. Bu ağaçlara yapabileceğimiz bir şey yok. Can suyu kaybetmiş ağaçlar sert olduğu için muhtemelen 5 yıl içerisinde tamamen kuruyacak. Hastalık etkeni mantar ile sağlıklı mantar bir dengeye geldiği zaman, can suyu taşıyan ağaçlar, iyileşmeye başladı. Bedeni iyileştirip, üzerindeki yosunu attı. Gövde dokusu taze, filizler vermeye başladı” diye konuştu.
'KIZILAĞAÇLAR İSTİLA ETMİŞ'
Bölgede yer alan şimşir ağaçlarının kuruması ile ormanın kızılağaç istilasına da uğradığını kaydeden Karaoğlu, "Şu anda göründüğü gibi burayı kızılağaçlar istila etmiş. Şimşir gölgede büyüyebilir ama alanı kızılağaç istila etmişken yeniden büyümesi zor" ifadelerini kullandı.
Karadeniz'in doğusundan, Kastamonu ve Zonguldak'a uzanan bölgede yetişen şimşir ağaçları, Türkiye'deki en sert ağaçlardandır. Çok sıkı yapılıdır. Bu 2 sebepten zor işlenir, fakat çok düzgün ve parlak yüzey verir. Küçük ölçülü, fakat üstün nitelik isteyen işlerin yapımında şimşirden yararlanılır. Tornalı işlerde, müzik aletlerin küçük bölümlerinde, ders aletleri, mekik, makara, kaşık, tavla pulu, satranç taşı yapımında da kullanılır.
Kaynak: