Rize'de vadi için karar değişiyor

Rize İdare Mahkemesinin kararında, Senoz Yöresi Derneğinin Rize'nin Çayeli ilçesinin Çataldere köyü sınırlarından başlayarak Madenli beldesi sınırlarına kadar uzanan Senoz Vadisi'nin korunması gereken kültür ve tabiat varlığı olarak tespiti ve sit alanı o

Rize'de vadi için karar değişiyor

Rize İdare Mahkemesinin kararında, Senoz Yöresi Derneğinin Rize'nin Çayeli ilçesinin Çataldere köyü sınırlarından başlayarak Madenli beldesi sınırlarına kadar uzanan Senoz Vadisi'nin korunması gereken kültür ve tabiat varlığı olarak tespiti ve sit alanı olarak ilan edilmesi için yaptığı başvurunun Trabzon Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Bölge Kurulunca 18 Kasım 2009'da reddedildiği belirtildi.

Kararda, bunun üzerine davacılar Senoz Yöresi Derneği ve Nazif Akyıldız'ın avukatı Münir Yazıcı'nın söz konusu vadinin tarihi İpek Yolu'nun geçtiği ve başka birçok tarihi olayın yaşandığı bir güzergah olduğu, korunması gereken su kemerleri ve eski kiliselerin bulunduğu, tarihi ahşap evlerin olduğu, Doğu Karadeniz çevresel ve kültürel özellikleriyle eşsiz peyzaj ve doğal güzelliklerin yer aldığı, korunması gerektiği görüşüyle idarenin kararının iptali konusunda dava açtığı kaydedildi.

Davalı tarafın uyuşmazlığa konu olan vadi üzerinde yapılmakta olan hidroelektrik santrali inşaatları ve taş ocakları nedeniyle doğal yapısını yitirdiği, kararın hukuka ve mevzuata uygun olduğunu savunarak davanın reddini istedikleri belirtilen kararda, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'ndaki konuya ilişkin düzenlemelere yer verildi.

Dava konusu karar incelendiğinde, vadinin mevcut yapısının ve doğal özelliklerinin belirlenmesi için 2 uzman görevlendirildiği, Çevre ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden İşleri Genel Müdürlüğünden görüş alındığı belirtilen kararda, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğünün ''alana özgü doğal ve ekolojik değerlendirmelerin yapılabilmesi için alanlardaki biyolojik verilere ihtiyaç duyulduğu, biyolojik verilerin elde edilebilmesi için yeterli süre ve ekipmanın yanı sıra üniversitelerle iş birliğinin önem arz ettiğinin'' bildirdiği kaydedildi.

Kurulun kararında konuya ilişkin tespitlerin yer aldığı uzman raporundan bahsedildiği, rapor incelendiğinde harita mühendisi ve müze araştırmacısı tarafından hazırlandığının görüldüğü belirtilen kararda, şöyle denildi:

''Uyuşmazlığa konu alanın doğal sit özelliklerini taşıyıp taşımadığının farklı bir branşın uzmanı olan müze araştırmacısı tarafından nasıl tespit edildiği tartışmalı olmakla birlikte, doğal sit alanı ilan edilmesi istenilen vadide, alanında yetkinliği saptanmış ve yeterli tecrübeye sahip uzmanlardan yararlanılmadan yapılan ve yeterli alan araştırmasına dayanmayan tespitlerden hareketle alınan dava konusu kararın 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'nun, ilgili yönetmelik ve ilke kararları ile belirlenen amaçlara açıkça aykırılık teşkil ettiği anlaşılmaktadır.''

Kararda, Trabzon Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunca aynı konuda söz sahibi olan diğer kurum ve kuruluşlarla iş birliği sağlanarak, geniş ve detaylı bir alan araştırmasına dayalı, alanında uzman ve yeterli tecrübeye sahip teknik kişiler tarafından araştırma ve inceleme yapılarak hazırlanacak rapora göre karar vermesi gerektiği bildirildi.

Bunun yerine bilimsel, nesnel ve teknik bilgi birikimi gerektiren konunun değerlendirilmesinde ilgili diğer kurum ve kuruluşlarla gerekli koordinasyon sağlanmadan, söz konusu doğal sit araştırma ve incelemesini yapabilecek teknik bilgi ve donanıma sahip uzmanlardan yararlanılmadan yapılan araştırma sonucu hazırlanan rapora dayanılarak alınan kararın hukuka ve mevzuata aykırı olduğu belirtilen kararda, dava konusu işlemin iptaline hükmedildiği kaydedildi.

HABERE YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler