Avrupa ve ABD'de daha önce uygulanan ancak Türk hukuk sisteminde bir süre önce uygulamaya konulan, hapis cezasının bir kısmını cezaevinde yatarak çeken hükümlülere akşam saatlerinde sokağa çıkmamak kaydıyla özgürlük sağlayan "elektronik kelepçe uygulaması'' her geçen gün yaygınlaşıyor.

 

Türkiye'de bir süre önce uygulumaya konulan, Denetimli Serbestlik Uygulaması çerçevesindeki "Elektronik kelepçe uygulaması"ndan yararlanarak cezasının bir bölümünü evinde çekme imkanı bulan kişilerden biri de Giresunlu Metin Sarıaydın. 33 yaşındaki Sarıaydın, Giresun'un Espiye ilçesinde sahte para olayına karıştığı gerekçesiyle hakkında açılan davada 1 yıl 8 ay hapis ve 3 bin 500 lira cezaya çarptırıldı. 

 

Cezasının Yargıtayca onanmasının ardından önce para cezasını ödeyen Sarıaydın, daha sonra hapis cezasını çekmek için cezaevine girdi. Bir süre cezaevinde kalan Sarıaydın, kalan 8 aylık cezasını ise Denetimli Serbestlik Uygulaması kapsamında çekmek için cezaevinden çıkarıldı. Sarıaydın, eşi Emine, 5 yaşındaki kızı Sinem ve 3 yaşındaki oğlu Umut ile Akçaabat ilçesindeki bir daireye yerleşti.

 

Uygulama kapsamında Metin Sarıaydın'ın ayak bileğine kol saati şeklinde elektronik kelepçe takıldı. Elektronik kelepçenin sinyalleri sayesinde Trabzon Cumhuriyet Başsavcılığına bağlı Denetimli Serbestlik Şube Müdürlüğü görevlilerince takip edilen Sarıaydın, bazı günlerde emniyete giderek imza atıyor. 

 

Uygulama ile cezaevi yerine ailesinin yanında kalan, gün içerisinde isteği gibi çalışma ya da gezme imkanı bulan Sarıaydın'ın kanun gereği günün 20.00 ile 07.00 saatleri arasında evinde olması gerekiyor. Sarıaydın, 8 ay süreyle bu saatler arasında evinde olur ve belirlenen günlerde emniyete gidip imza atarsa cezasını çekmiş sayılacak ancak kuralları iki kez ihlal ederse kalan cezasını kapalı cezaevine çekecek.

 

 

Metin Sarıaydın, yaptığı açıklamada, elektronik kelepçenin, Denetimli Serbestlik Uygulaması kapsamında cezaevinden çıkanlara takılan bir kelepçe olduğunu belirterek, "Cezaevinden çıktım ama cezam bitmedi" dedi.

 

Elektronik kelepçe uygulaması sebebiyle 20.00 ile 07.00 saatleri arasında sokağa çıkmasının yasak olduğunu belirten Sarıaydın, şöyle devam etti:

 

"Bu kuralı ihlal etmem halinde hakkımda tutanak tutuluyor. Eğer iki kez söz konusu saatler arasında evde olmazsam kalan cezamı kapalı cezaevinde çekmem gerekiyor. Sabah 07.00'den erken de evden çıkamıyorum. Elektronik kelepçe uygulaması kapsamında ayağıma saat şeklinde bir cihaz takıldı evime de içinde sinyal gönderen cihaz bulunan telefon bağlandı. Ayağımdaki cihaz ve bu cihazı algılayan evimdeki aynı zamanda telefon gibi kullanılan diğer cihaz sayesinde Denetimli Serbestlik görevlileri evde olup olmadığımı kontrol ediyor. Eğer yasak saatlerde sokağa çıkarsam görevliler evdeki cihaz bağlı bulunan telefonu arıyor, tespit yapıyor ve hakkımda tutanak tutuyor. Bu kuralı iki kez ihlal edersem cezamı cezaevinde çekmek zorunda kalacağım." 

 

 

Elektronik kelepçe uygulamasının bazı zorlukları olduğunu da söyleyen Sarıaydın, şunları ifade etti:

 

"15 gün önce Giresun'da trafik kazası geçirdim, durumum ciddiydi ama aklım sadece buradaydı. Denetimli serbestlik hakkım yanmasın diye bir yandan can çekişiyorum hastanede, bir yandan da görevlilere telefon açıyorum. Giresun'da olduğumu belirttim, hastanede olduğuma dair faks çekmemi istediler. Giresun'daki hastaneden Samsun'a sevk edildim. Samsun'a gittiğimde hastanede olduğuma, hastaneden çıktığıma dair fakslar çektim görevlilere. Uygulamanın böyle zorlukları da var. Sonuçta ayağımızda kelepçe var, bu aslında bizi rahatsız ediyor ama yasa bu."

 

Elektronik kelepçe uygulamasının genel itirabiyle güzel bir uygulama olduğunu, başka arkadaşlarının da bu uygulamadan yararlanıp kısmen de olsa özgürlüğüne kavuştuğunu söyleyen Sarıaydın, "Elektronik kelepçeyi ayağımızdan çıkarma şansımız yok ama görevliler cezamız bitmese dahi bir süre sonra bunu çıkartabiliyor. Mesela benim 8 ay hapis cezam kalmıştı ve 3 ay önce cezaevinden çıktım, ayağıma elektronik kelepçe takıldı. İki ay sonra da çıkartılacak ancak elektronik kelepçe çıkartılınca cezam bitmiyor. Kalan sürede emniyette imza atmaya devam edeceğim" dedi.

 

Sarıaydın, cezaevindeyken çalışamadığı için borçlandığını ve evinde yaptığı çeşitli süs eşyalarını satarak geçimini sağlamaya çalıştığını belirterek, "Cezam sebebiyle rahat rahat işime gücüme bakamıyorum. Cezaevinde yattığım sürede bayağı borçlandım, kirada kalıyorum. 2 çocuğum var. Gerçekten zor durumdayız, Valilikten, Akçaabat Kaymakamlığı'ndan ve yetkililerden yardım bekliyorum" şeklinde konuştu.