Sümela'ya ziyaretçi akını
Doğu Karadeniz'de yerli ve yabancı turistlerin en çok ziyaret ettiği turistik mekanların başında gelen Sümela Manastırı'nı, bu yıl 191 bin 472 turistin ziyaret ettiği bildirildi.Kentin Maçka ilçesi Altındere köyündeki Altındere Vadisi'ne hakim Karadağ'ın
Doğu Karadeniz'de yerli ve yabancı turistlerin en çok ziyaret ettiği turistik mekanların başında gelen Sümela Manastırı'nı, bu yıl 191 bin 472 turistin ziyaret ettiği bildirildi.
Kentin Maçka ilçesi Altındere köyündeki Altındere Vadisi'ne hakim Karadağ'ın eteklerinde yer alan ve sarp bir kayalığa kurulan Sümela Manastırı, yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekmeye devam ediyor.
Trabzon Kültür ve Turizm Müdürlüğü verilerinden alınan bilgiye göre, geçen yılın ilk 8 ayında Sümela Manastırı, Ayasofya Müzesi ve Trabzon Müzesi'ni toplam 240 bin 932 yerli ve yabancı turist ziyaret etti. Bu yılın aynı döneminde, bu mekanlara, 267 bin 227 kişi ziyarette bulundu.
Doğu Karadeniz'e gelen turistlerin Uzungöl'den sonra en çok ziyaret ettikleri mekanlardan olan Sümela Manastırı'nı ise bu yılın ilk 8 ayında 191 bin 472 kişi ziyaret etti. Manastır, bu ziyaretçi sayısıyla kentteki müzeler içinde en çok ziyaret edilen mekan oldu.
Bu yıl yaklaşık 15 bin yabancı turistin gezdiği Sümela Manastırı'na, en fazla Almanya, İngiltere, ABD, Japonya, Avustralya ve Bağımsız Devletler Topluluğu ülkelerinin vatandaşları ilgi duydu.
MERYEM ANA ADINA KURULDU
Altındere Vadisi'ndeki Karadağ'ın eteklerinde ve vadiden yaklaşık 300 metre yükseklikteki ormanlık alanda yer alan Sümela Manastırı, halk arasında ''Meryem Ana'' adıyla biliniyor.
''Meryem Ana'' adına kurulan ve ''Sümela'' adını ''siyah'' anlamına gelen ''melas'' sözcüğünden aldığı söylenen manastıra verilen bu ismin, manastırın kurulduğu koyu renkli Karadağlar'dan geldiği düşünülüyor. ''Sümela'' kelimesi, buradaki Meryem tasvirinin ''siyah'' rengine bağlanabiliyor.
Hakkında çeşitli rivayetler bulunan ve kuruluşu bilimsel verilere göre 13. yüzyıla dayanan manastırın 1650'ye kadar dış kapısı üzerinde görülebilen 1360 tarihli, beş mısralık bir manzum kitabede 3. Alesios, bu tesisin kurucusu (ktetor) ve ''Doğu ile Batı''nın (Iberia) hakimi imparator olarak gösterilmişti.
Bir güneş tutulmasını 1361 yılında manastırda karşılayan Alesios, 1365 tarihli vakfiyesi ile de manastırın bütün idari şartlarını, arazisini, gelirlerini düzene koyduktan sonra Trabzon'a gelecek bir tehlikeyi, bir Türk akınını önlemek için buradaki keşişlerin daima uyanık bulunmalarını istedi.
Hizmet birimleri, misafirhane, mutfak, ayazmanın dışında 72 odası bulunan Sümela Manastırı'nın, Trabzon Kommenoslar olarak bilinen ve 1204 tarihinde Trabzon'da kurulan Kommenos Prensliği zamanında önemi arttı ve fermanlarla gelir sağlandı.
OSMANLI PADİŞAHLARI, SÜMELA İÇİN FERMAN ÇIKARDI
Doğu Karadeniz kıyılarının Türk egemenliğine girmesini takiben Osmanlı padişahlarından Yavuz Sultan Selim'in (1512-1520) manastıra 2 şamdan hediye ettiği, ayrıca Trabzon Fatihi II. Mehmet'in de manastırın haklarını tanıdığı ve birçok manastırda olduğu gibi Sümela'nın da haklarının fermanlarla korunduğu biliniyor.
Manastırla ilgili Sultan II. Bayazıt, I. Selim, II. Selim, III. Murat, İbrahim, IV. Mehmet, II. Süleyman, Mustafa ve III.Ahmet tarafından fermanlar çıkarıldı.
Birçok bölümü 18. yüzyılda yenilenen, bazı duvarları fresklerle süslenen, 19. yüzyılda büyük binaların ilave edilmesiyle muhteşem bir görünüm kazanan manastır, en zengin ve parlak dönemini yaşadı.
Aynı yüzyılda son şeklini alan ve Trabzon'un 1916-1918 yılları arasındaki Rus işgaline uğraması sırasında el konulan manastır, 1923 yılından sonra tamamıyla boşaltıldı.
Başlıca bölümleri ana kaya kilisesi, birkaç şapel, mutfak, öğrenci odaları, misafirhane, kütüphane ile kutsal ayazma olan Sümela Manastırı'ndaki bu yapılar topluluğu, oldukça geniş bir alan üzerine inşa edildi.
Manastırın girişinde yer alan, su getirdiği anlaşılan, çoğunluğu restore edilen ve çok gözlü olan büyük su kemeri, yamaca yaslanıyor.
Ana girişine dar ve uzun bir merdivenle ulaşılan manastırın giriş kapısının yanında muhafız odaları bulunuyor. Bu kısımdan bir merdivenle avlusuna inilen manastırda, manastırın esasını teşkil eden ve kilise haline getirilen mağaranın önünde çeşitli manastır binaları yer alıyor.
SÜMELA'DA, TÜRK SANATININ İZLERİ VAR
İçinde kütüphanenin yanı sıra bir dönem keşiş ve misafir olarak kullanılan bölümleri de olan, Türk sanatının da etkileri görülen manastırın ana ünitesini meydana getiren kaya kilisesinin ve ona bitişik şapelin iç ve dış duvarlarının fresklerle donatılı olması dikkat çekiyor.
İçindeki bir figürde, İsa'nın görünüşünün (suretinin) değişmesi tasvir edilen manastırda, sıvanın tamamen dökülmediği bölümlerinde eski ve çok değerli duvar resimleri bulunuyor. Sümela Manastırı'ndaki kutsal suyu toplayan şadırvanda, sivri kemerleriyle Türk mimarisinin izleri görülüyor.
MANASTIR, KORUMA ALTINDA
Kültür ve Turizm Bakanlığınca yürütülen bir proje çerçevesinde, 1998'den beri zarar gören duvarları temizlenip restore edilerek koruma altına alınan Sümela Manastırı'nın yaklaşık 100 metre kuzeyinde yine dağ yamacına oyulmuş, erişilmez durumda ve içinde freskleri olan şapeller bulunuyor.
Restorasyon ile ana bölümü üst çatıyla kaplanan, Ana Kaya Kilisesi'ndeki freskler temizlenerek sağlamlaştırılan manastıra ulaşan patika yol, ziyaretçilerin daha rahat ve güvenli şekilde ulaşabilmesi için doğal yapı bozulmadan yeniden düzenlendi.