Trabzon’da yolcu otobüsü şoförü olan bir kişi 2006 yılında yaşadıkları trafik kazasının sonuçlanan mahkemesinde ehliyetinin 3 yıl 3 ay elinden alınmasını protesto etmek ve haksız gördüğü kararı Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e arz etmek üzere Ankara’ya doğru bisikletle yola çıktı. Özel bir otobüs firmasında 33 yıldır şoförlük yapan 53 yaşındaki Haydar Çakırsoy ehliyeti elinden alındığı için işsiz kalırken, haklı olduğunu söylediği olayda haksız duruma düştüğünü belirtti. 

 

Üzerinde ön kısmında “Bir aileyi dağıtmayın”, arka kısmında ise “Sayın Cumhurbaşkanım tek umudum sizsiniz, adalet istiyorum” yazılı bir kısakolla yola çıkan Çakırsoy’u, eşi Necla Çakırsoy yola uğurladı. Ayrılık esnasında gözyaşlarına boğulan çift, daha sonra ayrıldı.

 

Söz konusu olay 6 Aralık 2006 Ordu’ya bağlı Ünye İlçesi Yüceler Köyü Mevkiinde meydana geldi. Trabzon'dan Samsun istikametine gitmekte olan Fatih Kayaş yönetimindeki özel bir yolcu otobüsü firmasına ait 61 S 0329 plakalı yolcu otobüsü, motor kısmında meydana gelen arıza nedeniyle yanmaya başladı. Yanan otobüs, Yüceler Köyü mevkiinde durdu. Sürücü Kayaş, emniyet şeridinde otobüsün motor kısmına bakmak isterken, aynı firmaya ait 61 S 0371 plakalı diğer otobüsün sürücüsü Haydar Çakırsoy da arkadaşına yardım için araçtan indi. Bu sırada 46 yaşındaki Recep Ali Oral'ın kullandığı 52 EN 766 plakalı kamyon, sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu arızalanan araca yardım etmek için duran otobüse arkadan çarptı. Kamyonun otobüse çarpması sırasında sürücü Fatih Kayaş, iki otobüsün arasında sıkışarak can verdi. Kazada, aynı otobüsün muavini 18 yaşındaki Onur Ölmez, yolculardan 57 yaşındaki Nurhan Gemici ve yardım için duran otobüsün sürücüsü Haydar Çakırsoy da yaralandı. 

 

Kazadan Ünye Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlayan davada, şüpheli sanık konumunda yargılanan Haydar Çakırsoy, yaklaşık 6 yıl süren davanın sonunda “kazada asli kusurlu olarak taksirle ölüme sebebiyet vermek” suçlamasıyla, suçlu bulunarak ehliyetine 3 yıl 3 ay el konuldu. Yargılama sürecinde bir adaletsizlik olduğunu iddia eden Çakırsoy, “Ben 33 yıl boyunca şoförlük yaptım, yalnızca 3 tane trafik cezam var. Bunlar da herkesin başına gelebilecek küçük cezalar. Bu olay harici bir kazaya da karışmadım. Kazanın yaşandığı gün diğer otobüsün motorunun yandığını gördüm. Benden yardım istediler ben de hemen durdum arıza şeridinde. Onlar da arıza şeridindeydi. Yangına müdahale ederek söndürdük. Hemen sonrasında arkadan bir kamyon geliyor ve biz arıza şeridindeyken bize arkadan vuruyor. Benim aracım el freni çekilmiş bir biçimde duruyor, dörtlüleri de yanmış. O kazada öndeki aracın sürücüsü ölüyor. Yasalara göre arkadan vuran birinci derecede suçludur. Benim delilerim elimde, bu dosyaları Cumhurbaşkanımıza sunacağım” dedi. YARGIYA MÜDAHALE EDİLDİ

“Bu ceza benim ailemin sonudur” diyen 4 çocuk babası Çakırsoy sözlerine şöyle devam etti: “Ben kirada oturuyorum, öğretmen olacak. Madem ceza verilecekti 7 yıl niye sürdü bu dava? O kamyon şoförünün oğlu takograf cihazını da çalmaya çalıştı. Yargılama sürecine birileri etki yaptı diye düşünüyorum. Nüfuzu olan birilerini araya koydular. Ben bu yargıyı ve adaleti kabul etmiyorum. 53 yaşındayım 765 km’lik yolu bisikletle gitmeye karar verdim. Haksız olan bir insan bu kadar yolu, bu kadar eziyeti çekmez.”

 

Günde 200 km’lik yol kat etmeyi hedeflediğini ifade eden Çakırsoy, hava şartları da uygun olduğu sürece 4 günde Ankara’ya varmayı hedefliyor. Konaklamasını da park, bahçe türü yerlerde yapabileceğinin altını çizen Çakırsoy, “Bir yerde kalacak durumum zaten yok, sokakta yatacağım” şeklinde konuştu. Eşini yolcu eden Necla Çakırsoy ise gözyaşlarına hakim olamazken, “Ben adaletin yerini bulacağına inanıyorum. Bu adamın suçu insanlık yapması mı?” sözlerini kaydetti.