Trabzon'da büyük protesto
Rusya Federasyonu'nun 7 Haziran 2008 tarihinden itibaren Türkiye'nin yaş sebze ve meyve ürünlerine getirdiği ihraç yasağı Trabzon Limanı'nda büyük bir katılımla protesto edildi. Doğu Karadeniz İhracatçılar Birliği'nin organizasyonunda gerçekleştirilen pro
Rusya Federasyonu'nun 7 Haziran 2008 tarihinden itibaren Türkiye'nin yaş sebze ve meyve ürünlerine getirdiği ihraç yasağı Trabzon Limanı'nda büyük bir katılımla protesto edildi.
Doğu Karadeniz İhracatçılar Birliği'nin organizasyonunda gerçekleştirilen protestoya ihracatçılar, nakliyeciler ve ürün sahipleri katıldı.
Rusya Federasyonu'nun anılan kararını protesto eden katılımcılar kasalarla indirdikleri domatesleri yiyerek ürünlerin kaliteli olduğunu söylediler.
DKİB Başkanı A.Hamdi Gürdoğan Rusya Federasyonu'na yapılan toplam yaş meyve sebze ihracatının %60'ının yapıldığını hatırlatarak, yaş meyve sebze ihracatının Bölge ekonomisi için ne hayati öneme sahip olduğunu söyledi. Gürdoğan, Ülke nüfusumuzun bağlantılı sektörlerle birlikte % 40'ının geçim kaynağını oluşturan tarım sektörümüze bu şekilde bir yasaklama getirilmesi, ihracatçılarımız yanı sıra sektörle bağlantılı çiftçisi, toptancısı, nakliyeci ve ambalajcısı gibi sektörleri de derinden sarsacak ve Ülke ve Bölge ekonomisi önemli bir yara alacaktır. Rusya Federasyonu Ülkemiz yaş meyve sebze ihracatı açısından en büyük ve en önemli ihraç pazarımızdır. Bu şekilde bir yasaklamanın getirilecek olması tarım gibi kırsal kesimde yaşayan insanların geçim kaynağını oluşturan bir sektör için telafisi zor kayıpların ortaya çıkmasına neden olunacaktır dedi.
BAKANLIK İYİ YÖNETEMEMİŞTİR
Sürekli yaptıkları uyarılara rağmen Tarım Bakanlığı'nın bu konuyu iyi yönetemediğini, sorumluluğu üretici yerine ihracatçının sırtına yüklediğini savunan DKİB Başkanı Gürdoğan şöyle konuştu: Rusya Federasyonu nezdinde etkin bir dış politikamızın olmaması, bu yasaklama kararını tekrar karşımıza çıkarmıştır. Coğrafi yakınlığımız ve pazar büyüklüğü göz önüne alındığında özellikle yaş meyve sebze ihracatında birinci pazarımız olan Rusya Federasyonu'nun yaş meyve sebze ürünlerine anımsanacağı gibi 2005 yılının bu aylarında da aynı sebeplerle yasak getirmiş olması Tarım Bakanlığının bu konuda iyi bir çalışma yapamadığını açıkça kanıtlamaktadır.
İHRACATÇIMIZ BU PAZARA GÜVENMİŞTİ
Yasaklama kararının Sayın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler'in başkanlığında yapılan iki ülke arasındaki ticari ve ekonomik ilişkilerin geliştirilmesine yönelik 8'inci KEK Toplantısı hemen sonrası alınmasının yaş meyve sebze ihracatçıları üzerinde şok etkisi yarattığına vurgu yapan Gürdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü: Rusya Federasyonu yaş meyve sebze ihracatımızda en büyük pazarlarımızın başında yer almaktadır, bu pazara güvenerek ihracatçılarımız üreticilerle bağlantılarını yaparak gerek sözleşmeli üretim kapsamında ve gerekse alivre alış kapsamında milyonlarca ton ürün bağlantısı yapmıştır. Defalarca yaptığımız uyarılara rağmen Tarım ve Köyişleri Bakanlığı bürokrasisi kalıcı bir çözüm bulma yerine ve tarımda kullanılan kimyasallarla ve bitkisel hastalıklarla ilgili etkin bir denetim uygulayarak üreticileri sertifikalandırma, ilaç kullanımını kontrol altına alma yerine, olayın sorumluluğunu tamamen ihracatçının sırtına yüklemiş ve adeta yasaklamaya davetiye çıkarmıştır. Yaş meyve sebze ihracatında kimyasal kalıntı ve bitkisel hastalık sorununun çözümünün yegane yolu Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca tarla ve seralarda etkin kontrol uygulanarak ilaç kalıntısı ve hastalık bulunmayan alanların sertifikalandırılması ve bu alanların ihracatçıya duyurularak bu alanlardan ürün alınmasının sağlanması yönünde bir uygulamanın tesis edilmesidir. İhracatçı, ürününü satın aldıktan sonra yapılacak kontrol ve analizin hiçbir etkinliği olmayacağı bugüne kadar yapılan uygulamalardan açıkça görülmektedir. Ayrıca, ilk yasaklamanın çıktığı 2005 yılından itibaren Rusya Federasyonu ile kalıcı bir Zirai Karantina anlaşmasını yapılmaması, olayın sadece alt bürokrasi nezdinde önemsenmeyerek günü birlik politikalarla yönetilmeye çalışılması, bugün yasaklamanın tekrar karşımıza çıkmasının en büyük nedenidir.
TARIMSAL MÜCADELEDE BAKANLIK YETERSİZ KALMIŞTIR
Tarım ve Köyişleri Bakanlığının 81 il ve bu illere bağlı ilçelerde elemanları olmasına rağmen, tarımsal mücadele ve tarımın geliştirilmesine yönelik çalışmalarının yetersiz kaldığını ileri süren DKİB Başkanı Gürdoğan,. Dünyada tarımda öne çıkan bütün ülkeler tarımsal üretim ve gelişmeye önem vererek, kimyasal kullanımını denetim altına almış, tarla ve seraları sertifikalandırarak üretici ile ortak çalışma içine girmiş, çiftçisini sürekli yeni teknikler ve metotlar hakkında bilgilendirerek tarımsal ürün çeşitliliğini, kalitesini üst noktalara taşımıştır. Ancak Ülkemizde Tarım ve Köyişleri Bakanlığı elemanları tarla ve seranın ne olduğunu görmeden memuriyet hayatını tamamlayarak emekli olmaktadır. Bunun sonucunda da, bu durum karşımıza çıkmakta tarla ve seralarda yapacağı kontrolü Tarım Bakanlığı ihracatçının sırtına yüklemektedir. Dünyada hiçbir Ülke de bu şekilde bir uygulama bulunmamaktadır. Ayrıca, ihraca konu ürünlerin analizini zorunlu koşuyorsunuz peki iç piyasaya sürülen ürünlerin analiz ve kontrolü nerede yapılıyor, bütün bu soruların cevabını Tarım Bakanlığı yetkilileri vermek zorundadır ifadelerini kullandı.
PAZAR PAYIMIZ RAKİP ÜLKELERİN ELİNE GEÇECEK
Ülke ekonomisinin kırılgan bir süreçte bulunduğunu hatırlatan Gürdoğan, iç piyasalarda yaşanan durgunluk nedeniyle, piyasalardaki nakit akışının sadece ihracattan sağlanan döviz girdisi ile sağlanmakta olduğunu dile getirdi. Yasağın olumsuz etkilerinin Bölge gibi sosyo-ekonomik göstergeleri Ülkemiz ortalamasının altında bulunan Bölgelerde de derinden hissedileceğini belirtti.Gürdoğan şöyle devam etti: Yasağın başlaması akabinde Ülkedeki pazar payımız rakip ülkelerin eline geçeceği gibi bu pazarın tekrar kazanılması da mümkün olmayacaktır. Ayrıca, Ülkemizden Rusya Federasyonu'na ihraç edilen ürünler birinci sınıf ekstra kategorisindeki ürünler olmasına rağmen, Suriye, İran, Mısır ve Çin gibi Ülkelerden Rusya pazarına gelen düşük kaliteli ve bozuk ürünler için, bu Ülkelere Rusya Federasyonu'nca hiçbir engel çıkarılmamaktadır. Bugün Ülkemizden ihracatçılarımız tarafından Rusya piyasasına sürülen ürünler en üst kalitede markalı ve ekstra ürünlerdir. İhracatçılarımız son teknoloji ile donatılmış modern tesislerinde işlemiş oldukları ürünleri Rus piyasasına sunmaktadır. Ayrıca, Rus piyasasına en kaliteli ürünleri Türk ihracatçısı sunmakta ve Türk ürünleri Rus tüketiciler tarafından beğeni ile tüketildiği gibi, Türk ürünleri bu piyasada denge unsuru olmakta, en düşük fiyattan piyasaya sunulan ürünler Türk ürünleri olmaktadır. Bundan dolayı yasaklama haberlerinin çıkması ve az ürün sevk edilmesi nedeniyle Rus piyasasında fiyatlar hemen yükselmiş ve bu durumdan da Rus tüketiciler hemen şikayetçi olmaya yani Türkiye'ye ihraç yasağının kaldırılması konusunda serzenişlerde bulunmaya başlamışlardır. Şu ana kadar Trabzon ilimizden Sochi'ye yapılan ihracatta, ihracatçılarımıza ait hiçbir ürün geri dönmemiştir. Bu durumda, Trabzon ilimizdeki ihracatçıların hiç birinin Rus piyasasına kalitesiz ürün sunmadığının açıkça delilidir.
SERBEST TİCARET ANLAŞMASI YAPILMALI
Sözkonusu yasaklamaların iki ülkeye de bir faydası olmayacağının altını çizen Gürdoğan, Ayrıca, bu konunun sadece teknik yönlerinden ziyade, siyasi yönden de ele alınması Rusya ile ilişkilerimizin en üst noktalara taşınması konusunda serbest ticaret anlaşmalarının bir an önce tesisi edilmesi gerekmektedir. Bugün karşımıza çıkan yasaklama ne hikmetse hep aynı mevsime denk gelmektedir. Bununda sebebi irdelenmelidir. Türkiye'yi bu piyasada en büyük rakip gören ülkeler yasaklama çıkarılması konusunda çeşitli entrikalarla Rusya Federasyonu nezdinde yoğun girişimleri bulunduğu yönünde bilgiler almaktayız. Biz ihracatçı ve işadamlarının görevi pazar bulmak ve ihracat yapmak, siyasi ve bürokratların görevi de, ticaret yaptığımız Ülkelerle ticari ilişkilerimizin geliştirici politikaların üretilmesidir.
Rusya Federasyonu ile bu şekilde her defasında yaşanan sorunun dünyanın hiçbir ülkesinde görülmeyen bir durum arz ettiğini ve bütün ülkelerin, dış ticaret hacminde önemli potansiyeller ihtiva eden ülkelerle dış ticareti kolaylaştırıcı anlaşmalar tesis ettiğini belirten Gürdoğan, Dış ticaret açığı aleyhinde olması halinde ise gümrük vergileri yönünden ve tarife dışı engeller yönünden tavizler almaktadır. Ancak, ne hikmettir ki yıllarca en büyük dış ticaret hacmine sahip olduğumuz ve coğrafi yakınlık yanında Pazar büyüklüğü açısından gelecekte çok büyük potansiyeller ihtiva eden Rusya Federasyonu gibi bir ülke ile dış ticaretimizi kolaylaştıracak bir anlaşma bulunmamaktadır. Bunun için yetkilileri göreve davet ederek, ivedi bir şekilde konunun Başbakanlık düzeyinde ele alınıp Rusya Federasyonu Devlet Başkanı ve Başbakanı ile görüşme yapılarak bu yasaklamanın kaldırılmasını talep etmekteyiz. Bu yasaklamanın sadece teknik olarak değil, politik yanlarının olduğu da unutulmamalıdır. Ülkemizde Avrupa Birliğine verilen önemin dörtte biri Rusya Federasyonu ile ilişkilerimizin geliştirilmesine harcanmamıştır. Bu yönde tesis edilecek olan iki ülke arasındaki bir serbest ticaret anlaşması, bu şekilde bir sorunlarla karşılaşmamızı engelleyecektir ifadelerini kullandı.
Nurgül Günaydın Kurum