Trabzon'da Eğitim Konferansı
Trabzon'da "Eğitimde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve AB Eğitim Programlarındaki Yeri" Konferansı Çukurova Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç.Dr.Elif Hatun Kılıçbeyli, toplumsal cinsiyetin biyolojik cinsiyetten farklı olarak değişen, sosyal ve politik durumlar
Yayınlanma:
Trabzon'da "Eğitimde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve AB Eğitim Programlarındaki Yeri" Konferansı
Çukurova Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç.Dr.Elif Hatun Kılıçbeyli, toplumsal cinsiyetin biyolojik cinsiyetten farklı olarak değişen, sosyal ve politik durumlarla bilinçli bir şekilde tekrar üretilen bir kavram olduğunu söyledi.
Çukurova Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Elif Hatun Kılıçbeyli, toplumsal cinsiyetin biyolojik cinsiyetten farklı olarak değişen, sosyal ve politik durumlarla bilinçli bir şekilde tekrar üretilen bir kavram olduğunu söyledi.
Kılıçbeyli, Trabzon Ticaret Sanayi Odası'nda düzenlenen "Eğitimde Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve AB Eğitim Programlarındaki Yeri" konulu konferansta yaptığı konuşmada, toplumsal cinsiyette biyolojik determinizm düşüncesinin kadın ve erkeğin farklı biyolojik özelliklerinin doğal ve değiştirilemez olduğunu belirterek, "Kadınlar ve erkeklerin toplumsal, psikolojik ve davranışsal özelliklerinin tümünün temelinde metabolizma gerçeği vardır. Metabolik yapıya ait biyolojik gerçekler, kadın ve erkek arasındaki davranış farklılığı, toplum tarafından siyasal ve ekonomik düzenlemelerde meşrulaştırıcı bir durum yaratmıştır" dedi.
Toplumsal cinsiyetin, biyolojik cinsiyetten farklı olarak toplum tarafından inşa edilen, tarihi ve kültürel olarak değişen, sosyal ve kültürel faaliyetlerle bilinçli bir şekilde üretilen bir kavram olduğunu ifade eden Kılıçbeyli, "BM'nin toplumsal cinsiyet tanımı, kadın ve erkek arasındaki ilişkileri düzenleyen toplumsal kural, uygulama ve kurumlara atıfta bulunur. Kadın ile erkek arasındaki kadınlık ve erkekliğin sosyokültürel tanımlamaları kapsamında var olan iktidar ilişkileri ile ekonomik ilişkileri kapsar" diye konuştu.
Kılıçbeyli, toplumsal cinsiyetin AB'ye ilk olarak 2004 yılında konu olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:
"AB'de toplumsal cinsiyet, kadın ve erkeğin toplumsal inşasıdır. Biyolojik cinsiyetin toplumsal yaşamda, kamusal alanda ve özel yaşamda kadın ile erkeklere verilen görevler, fonksiyonlar ve roller doğrultusunda tasarlanmış biçimi, kadın ve erkekliğin kültüre özgü tanımlanmış halidir."
Toplumsal cinsiyette eğitiminde önemli olduğuna dikkati çeken Kılıçbeyli,
"Çocukların yetiştirilmesinde erkeğe yeni görev ve sorumluluklar verilmeli. İş ve ev ortamının koordinasyonu çok önemli. Ev içinde ortaklığın düzenlenmesi, ebeveynlerin cinsiyet eşitliğine verdiği değer ve önemin eşitliği, eşler için istihdam ve rekabetin eşitliğinin sağlanması da çok önemli" dedi.
Kılıçbeyli, Türkiye'de 2008-2013 yılları kadına karşı ayrımcılığı önlemek ve kadınların sosyal, ekonomik durumlarını iyileştirmeyi hedefleyen "Ulusal Eylem Planı" uygulandığını dile getirdi.
Planda temel konuların istihdam, eğitim ve sağlık olduğunu ifade eden Kılıçbeyli, "Plan ile ayrıca kadının istihdama katılma destekleri, iş yerlerinde kreş açılma zorunluluğu, yaygın eğitim, kadın okur yazarlığının artırılması, kadın sağlığı çalışmalarının yaygınlaştırılması amaçlanmaktadır" dedi.
Doç. Dr. Kılıçbeyli, bu sürecin Türkiye'ye olumlu etkisinin taraflarca Ulusal Eylem Planı'nın tanınması, yaygınlaştırılması ve yasal kararlar alınmasıyla mümkün olabileceğini ifade etti.
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.