Trabzon'da hastanelerde yenilik
Türk Sağlık-Sen Trabzon Şube Başkanı Mustafa Serdar, kent merkezindeki bazı hastanelerin fiziki mekanlarının değiştirilmesi konusunun resmi ve yasal yollardan takipçisi olacaklarını bildirdi. Serdar, yaptığı yazılı açıklamada, yurt genelinde ve Trabzon'da
Türk Sağlık-Sen Trabzon Şube Başkanı Mustafa Serdar, kent merkezindeki bazı hastanelerin fiziki mekanlarının değiştirilmesi konusunun resmi ve yasal yollardan takipçisi olacaklarını bildirdi.
Serdar, yaptığı yazılı açıklamada, yurt genelinde ve Trabzon'da sağlık hizmetlerinin sunumu açısından hem fiziki mekanların yeniden yapılandırılması ve organizasyonu açısından hem de sağlık hizmetlerinin sunumu açısından önemli değişikliklerle karşı karşıya kalındığını belirtti.
Serdar, Trabzon'da merkezde sağlık hizmetlerinin resmi statüde Yavuz Selim Kemik Hastalıkları ve Rehabilitasyon Hastanesi, Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi, Göğüs Hastalıları Hastanesi, Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Fatih Devlet Hastanesi ve Karadeniz Teknik Üniversitesi Farabi Hastanesinde, özel statüde ise Karadeniz Hastanesi ve İmperyal Hastanesi ile verildiğini, bu hastanelere geçen yıl Göğüs Hastalıkları Hastanesinin kapatılarak Ahi Evren Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi olarak açılan bir hastanenin daha eklendiğini ifade etti.
Halen Kaşüstü beldesinde inşası devam eden 400 yatak kapasiteli Eğitim Ve Araştırma Hastanesi ile Akçaabat'ta yapımı devam eden 250 yatak kapasiteli devlet hastanesinin ise gelecek yıllarda hizmete girmesini beklediklerini vurgulayan serdar, şöyle devam etti:
''Geçmiş uygulamalarda zaman zaman hastanelere arasında branş aktarımları da gerçekleşmişti. Branş aktarımları zaman içinde yaşanan sıkıntılar nedeniyle yeniden gözden geçirilecektir. Sağlıktaki bu gelişmelerin ileriye dönük bölge halkını ve sağlık çalışanlarını önemli derecede ilgilendirdiği de malumdur. Hiç kuşkusuz her gelişmenin ve sağlıkta yapılacak her değişikliğin mevcut şartları daha da ileriye taşımanın dışında başka bir amacı olmaması gerekir. Ancak, ileriye dönük gelişmelerle ilgili insanların kafasında onları rahatsız evden ciddi belirsizlikler vardır. Bu belirsizliklerin yoğunlaştığı iki önemli merkez, çevre ilçelerin de yükünü çeken Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile Fatih Devlet Hastanesidir. Gelişmeler ve söylentiler en çok bu iki kurumu ilgilendirmektedir.''
Serdar, bu iki hastanenin akıbetleriyle ilgili belirsizliklerin söylentiye dönüşmesinin hem sağlık hizmetini alan vatandaşları hem de sağlık çalışanlarını olumsuz düzeyde etkilemeye başladığını savunarak, şunları kaydetti:
''Sağlıkta yetkili bir kişinin ifadelere göre, Kadın ve Çocuk Hastanesi Fatih Devlet Hastanesine, Fatih Devlet Hastanesi Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesine, Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesine de Kaşüstünde inşa edilen yeni yere taşınacak, Kadın ve Çocuk Hastanesinin yeri ise park sahası olacak. Bu planlamanın hangi ihtiyaçtan doğduğunu sağlık çalışanlarının sendikası olarak sormak hakkımızdır. Bu sorunun cevabını vatandaşlarda merakla beklemektedir. Binlerce sağlık çalışanını çok yakından ilgilendiren böylesine büyük bir projenin varlığı ayaküstü açıklamalarla mı ifade edilmelidir? İkinci bir söylenti ise Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesinin Kaşüstü'ne taşınacağı. Numune Hastanesinin tekrar kır yap yöntemiyle dal hastanesine dönüştürüleceği ya da yeni kurulacak eğitim ve araştırma hastanesinin şehir merkezindeki bir semt polikliniği olacağı. Eğer bunların gerçeklik payı var ise bu oldukça yanlış bir uygulama olacaktır. Zira özel veya resmi dal hastanelerine gidecek hasta grubu bellidir.''
Numune ve Fatih Devlet Hastanelerinin genel hastaneler olduğuna dikkati çeken Serdar, sözlerini söyle sürdürdü:
''Bu hastaneleri buraya yapanların niyeti de şehrin merkezinde, doğusunda ve batısında yaşayan insanların bu hastanelere rahatlıkla ve en ucuz bir şekilde erişebilmelerini sağlamaktı. Binlerce sağlık çalışanı bu hastanelerin yakınlarındaki evlerde hayatlarını idame ettirmekte, çocuklarını da yakınlardaki okullara vermektedirler. Kısacası bu iki hastanenin bulunduğu merkezler bölge halkının ve sağlık çalışanlarının en aktif kullanım alanlarıdır. Bu iki hastanenin acil ve diğer poliklinik sayılarına ve genel işlevine bakıldığında apaçık görülecektir ki, bu iki hastane birbirine yardım ve destek vererek kent nüfusunun tamamına genel sağlık hizmetine sunmaktadırlar. Hiç kimsenin sağlıkla ilgili şehrimize yönelik ileriye dönük yatırımlara ve olumlu değişikliklere itirazı olamaz. İtirazımız, bu planların sağlık çalışanlarından ve halktan gizlemiş olmasınadır. Demokratik hayatın gereği yapılacak işlemleri toplum olarak önceden bilmemiz ve sürece dahil olmamız gerekir. Türk Sağlık-Sen olarak, bu sürecin bugünden sonra gerek resmi ve gerekse de yasal yollardan takipçisi olacağız.''