Trabzon'da sıvasız ev tartışması
Trabzon Belediye Başkanı Volkan Canalioğlu, sıvasız evlerin belediyelerce sıvanması konusunda hükümetin belediyelere destek sağlaması gerektiğini belirterek, "Biz Trabzon belediyesi olarak bunu zaten uyguluyoruz ama geçmiş uygulamalardan kalan sıkıntılar
Trabzon Belediye Başkanı Volkan Canalioğlu, sıvasız evlerin belediyelerce sıvanması konusunda hükümetin belediyelere destek sağlaması gerektiğini belirterek, "Biz Trabzon belediyesi olarak bunu zaten uyguluyoruz ama geçmiş uygulamalardan kalan sıkıntılar var" dedi.
Trabzon Belediyesi tarafından İhsan Kazaz Kültür Merkezi'nde düzenlenen 'Çevre ve Planlama' konulu panele katılan Belediye Başkanı Canalioğlu ve Ankara Üniversitesi (AÜ) Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ruşen Keleş, geçtiğimiz günlerde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın sıvasız ve boyasız evlerin görüntü kirliliğine yol açtıkları gerekçesiyle "Belediye Başkanları'na sesleniyorum. Sıvalarını yaptılar, yaptılar. Yapmadılar mı? Sıvasını sen yap, parasını tahakkuk ettir, kendine gönder.
Kanunda var. Ben söylemiyorum bunu" şeklindeki açıklamasını değerlendirdi.
Başkan Canalioğlu, şehirlerdeki bütün binaların sıvalı ve boyalı olmasının şart olduğunu ancak geçmişteki uygulamalar ve bazı belediyelerin ekonomik imkanlarının kısıtlı olması sebebiyle bu alanda sorunlar yaşandığını söyledi. İmkanları kısıtlı olan belediyelerin en temel belediyecilik hizmetlerini bile yerine getirmekte zorlandığına dikkat çeken Canalioğlu, "Bir belediye başkanı 5 tane işçimin parasını nasıl vereceğim diye bir ay boyunca düşünürse nasıl planlama yapacak? Nasıl altyapı yatırımı yapacak?
Nasıl binaları sıvayacak? Evet yasada var. Sayın Başbakanımız sağ olsun. Konuşmasında 'Gidin sıvayın, parasını da alın' diyor. Çömlekçi'deki, Boztepe'deki binalara bakalım. Binaların sahibi yok zaten. Adam zaten gecekondudan gelmiş. Nasıl alacağız bunun parasını. 'Al kardeşim canımı, zaten param yok, pulum yok' diyor" diye konuştu.
"İMKANLARI KISITLI OLAN BELEDİYELER BU İŞİ NASIL YAPACAK?"
Şehircilik açısından ve ilgili yasaya bakıldığında bütün binaların sıvalı ve boyalı olmasının gerektiğini dile getiren Canalioğlu, bu anlamdaki sıkıntının daha ziyade geçmiş uygulamalar döneminden kalan binalarla ilgili olduğuna işaret ederek şunları söyledi:
"Geçmişte binalara bir şekilde yapı kullanmaları verildi. Yeni yasada zaten eksikler giderilmedikçe yapı kullanma verilmiyor. Ama geçmişten kalan çokça sıvasız ve boyasız binalar var. Biz Trabzon Belediyesi olarak sınırlarımız içindeki bütün bu sıvasız ve boyasız binaların sıvanması ve boyanması konusunda hem site yöneticileriyle hem de vatandaşlarımızla görüştük. Kendi imkanlarıyla yeniliyorlar, boyuyorlar. Yapamayan vatandaşlarımıza da sıva için kum, iskele, boya veriyoruz. Çeşitli sponsorları devreye sokarak resmi kuruluşlar için de bunu yapıyoruz. Ama Trabzon dışındaki küçük belediyelerin maddi imkanları kısıtlı. Bunlar sıva, kum, boya veremezler. Vatandaşların da imkanları kısıtlı. Bir de belediye bunu nasıl yapacak? Parayı nasıl tahsil edecek. Meselinin bir de o yönü var. Tahsil etmek uzun sürecek, belki mahkemeye gidecek. O nedenle uygulamada zorluklarla karşılaşılıyor. Ancak doğrusu bütün belediyelerin bunu yapmalarıdır."
Trabzon'da yaşanan sorunların giderilmesi için Trabzon'un büyükşehir olması ya da bir bütünlük arz edebilmesi için etrafındaki belediyelerle birleşmesi gerektiğini savunan Canalioğlu, işlerin tek elden yürümesiyle bu tür problemlerin de daha kolay çözüleceğini ifade etti.
"BAŞBAKAN'IN ÖNERİSİNİN GERÇEKLEŞMESİ İÇİN HÜKÜMETİN DESTEĞİ ŞART"
Başbakan Erdoğan'ın dile getirdiği problemin çözümü için belediyelere kaynak sağlanmasının şart olduğunun altını çizen Canalioğlu, "Başbakan'ın dediği doğru ama uygulamada bu olmuyor. Geçmişte yapılanlara bakıldığında bu olmuyor. Biz geçmişte yapılan bu aksaklıkları gidermek için çalışıyoruz. Ama hükümetin de desteği gerekir. En azından kredi veya hibe desteği vermelidir. Çevrenin güzelleşmesi için belediyelere bu konularla ilgili bir fon aktarılmalıdır. Bilhassa bu konuda imkanları kısıtlı olan
belediyelere destek verilmelidir" diye konuştu.
Panele konuşmacı olarak katılan Prof. Dr. Ruşen Keleş, çarpık kentleşmenin sadece Türkiye'nin değil benzer durumdaki bütün ülkelerin en önemli problemlerinden biri olduğuna dikkat çekti. Bunun en önemli sebebinin plansızlık olduğunu kaydeden Prof. Dr. Keleş, "Şehirleşme çarpık bir şekilde gelişiyor. Çünkü devlet olsun, belediyeler olsun kentleşmenin doğuracağı sorunları önceden görüp ona göre tedbir alacak durumda değillerdir. Bunun başında iktisadi sorunlar gelir. Hiçbir kentleşmekte olan ülke, alt
yapısını kentleşme hızlanmadan geliştirmekle işe başlamamıştır. Hep sorunlarla karşılaştıktan sonra bunların üstesinden gelmeye çalışmıştır. Her anlamdaki geri kalmışlık kentleşmedeki sağlıksız ve dengesiz gidişatın da asıl sebebidir diyebiliriz" şeklinde konuştu.
Geçmişten günümüze bütün siyasi iktidarların oy getirecek, kısa sürede siyasi kazancı fazla olacak işlere öncelik verdiğini belirten Prof. Dr. Keleş, "Halbuki yapılması gereken uzun vadeli olarak olaylara bakmak, bilimsel tedbirler almaktır. Bu gelişmeyle ilgili bir konudur. Sistemden çok gelişmeyle ilgili bir konudur. Nitekim gelişmiş batı ülkelerinde bu böyle yürümüyor. Tarihi kentlerini muhafaza etmekte çok başarı gösteriyorlar. Halbuki bizde tarihi eserlerin bile yıkılarak yerine büyük apartmanlar yapıldığını görüyorsunuz. Anlayışlarla ilgilidir bu. Yani anlayışlar gelişmenin hem iktisadi boyutlarıyla hem de kültürel ve zihinsel boyutlarıyla ilgilidir" dedi.
Yaşanan problemlere yasalarla getirilmek istenen çözümlerle ilgili konuşan Prof. Dr. Ruşen Keleş, "Yasalar tabii ki gereklidir ama yasa dediğimiz şey insan aklının gelişmişliğinin bir sonucudur. Siz ne yapmak isterseniz yasanızı da ona göre çıkarırsınız. Değerleriniz yasalara yansır. Bunları ben gelişmişliğe, az gelişmişliğe bağlıyorum" ifadelerini kullandı.