"Trabzonspor zıkkımlanma yeri değildir!"

Albayrak’ın Trabzonspor üzerine yaptığı açıklamalar çok konuşulacak çok tartışılacakOğlu Berat Albayrak'ı Başbakan Tayyip Erdoğan'ın kızı Esra Erdoğan'la evlendirerek, ''başbakan dünürü'' olan Gazeteci Yazar Sadık Albayrak’tan haber61.net’e çok özel açık

Albayrak’ın Trabzonspor üzerine yaptığı açıklamalar çok konuşulacak çok tartışılacak

Oğlu Berat Albayrak'ı Başbakan Tayyip Erdoğan'ın kızı Esra Erdoğan'la evlendirerek, ''başbakan dünürü'' olan Gazeteci Yazar Sadık Albayrak’tan haber61.net’e çok özel açıklamalar yaptı. Albayrak Trabzonspor’un mevcut yönetimi Osmanlı direnişi sergiliyor diyerek Akyazı stadında eğer biz devrede olmasaydık Fenerli işadamları stadı Değirmendere’ye yapacaklardı dedi.Trabzonspor’un zıkkımlama yeri olmadığını söyleyen Gazeteci Yazar Albayrak “Taraftar maça bilet alıyor,Yöneticiler yiyip-içsin eğlensin diye değil” şeklinde konuştu.

İşte Albayrak’ın olay açıklamaları

SIRTINDA 61 NUMARA OLANLAR TRABZONSPOR’A GELSİN YETER

Şuanda Trabzonspor’da şu var. 1461 Trabzon’dan yetişen futbolculardan 2 tanesini Rize’ye, bir kaçıda dışarıya başka takımlara gitti. Bak Balıkesir bize duman attırdı. Bize gol atanlardan biri kimdi? Muahammet Reis. Nereli? Trabzonlu. Bende bu konuda diyorum ki mahalle takımlarından birinin yönetimini alın. Tüm Türkiye’de sırtında 61 yazan futbolcuları toplansınlar. Eğer ki 2 seneye o şampiyonluk gelmezse bende neyim.

TRABZON SINIRLARI DIŞANI ÇIKANI AFFETMEM

Ben aşırı Milliyetçiyim. Bu Trabzon büyükşehir oldu ya. 750 bin nüfusu var. Eğer Trabzon’da doğup büyüyüp, Trabzon sınırlarında dışarı çıkarda başka bir kulübe delege, üye olursa bir kişi onu asla affetmem. Kurtuluş savaşında da bir laf vardır; Garbın zalimin sebebini bilin, affetmedim affetmem seni kalsam da bir kişi. Şimdi ben bunu böyle yapıyorum. Çocuklarımı torunlarımı da böyle yetiştiriyorum.

HAVALİMANINDAKİ SARI-LACİVERT RENKLER ZORUMA GİDİYOR

Şimdi gelelim asıl konumuza.Her şeye düşman Trabzonlu her yerde pankart açıyor onu yapıyor bunu yapıyor. Tüm Trabzon’un ekabiri bunun altından boyun eğerek geçiyor. Trabzon Ayasofya Müzesi’ni camiiye dönüştürmek için verdiği mücadeleyi bunun içinde versin. Evet bu sarı-lacivertin altından. Tabi Hava Meydanlarının Müdürü Fenerbahçeli olabilir. Ama benim rengim kırmızı ve beyazdır. Benim elimde olsa ben genç olsam. Alırım elime 2 fırça 2 kutuda boya. Boyalar kırmız ve beyaz olacak. Gelirim buraya. ‘V’ harfini kırmızı, ‘I’ harfini beyaz, ‘P’ harfini de kırmızıya boyarım. Hadi biri çıksın da bir-şey desin. Benim bayrağımın renkleri bunlar.

KUPA ŞU AN FUTBOL FEDERASYONUNDA

Şimdi Trabzonspor yönetiminde mangalda kül bırakmayanlar var. Kupa başbakan’da diyip duruyor. Geçmişte şampiyonluk alan yönetim bu kupayı ipotek etmiştir Fenerbahçe’ye sermaye bakımından.Kupa şuan futbol federasyonunda. Kupa Fenerbahçe’de diye bir-şey yok. Bunu geçmişteki yönetime sunacaksınız. Eğer siz onurluysanız Avrupa kupalarına katılmazdınız. Deselerdi ki biz Avrupa’ya katılmıyoruz. Kupamızı verin öyle katılalım bak o zaman neler olurdu. Ha paraya tav olur öteki yandan propaganda olurdu. Ha o siyasi propaganda olurdu. Buna gerçekten prim verilmez. Ben her zaman bunların içinde oldum. Ben Trabzonspor ve yönetimin içinde hiç bir zaman parti

ayrımı yapmadım. Sadri Şener iki dönem başkanlık yaptı. Ben çocuklarımla Milano’ya gitmişim Moskova’ya gitmişim. Yani benim işimin yanı yok. Ben iki olay anlatayım size bakın;

ESKİŞEHİRSPOR’DA ŞİKE YAPTI

Şampiyonluğu kaçırdığımız sene Eskişehir’de maçımız var. 0-0’lık maç. İstanbul’dan arkadaşlarla gittik. Devre arasında Fethi Eper var. Meşhur profesör. Eskişehir’in meşhur santraforudur. Döndüm ona dedim ki Mustafa’nın golü gol değil mi. Evet gol dedi. Ve o maç 0-0 bitti. Orada kim vardı? Üst düzey adamlar vardı ve hepsi Eskişehir’den yanaydı. Orda gazeteciler bana sordular ve ben onlara dedim ki:Eğer Eskişehirliler Yunanlılar Ege’ye çıktıkları zaman, Trabzonspor’a gösterdikleri direnişin 10da 1’ini gösterselerdi Yunanlılar Ege’ye çıkamazdılar bile. Ama sonradan görüldü ki şikelerden bir tanesi de Eskişehir’e aittir. Bir diğeri ise biz Beşiktaş ile İnönü’de maç yapıyoruz. Biz beraberlik golü nümü ne attık bir şey oldu o arar Şenol Güneş itiraz edince tribüne yolladılar Şenol hocayı. Tüm teknik kadrolar herkes tribünde. Bende 2. Sırada oturuyorum. Şenol Hocayı attılar oraya.

ÜZERİMİZE ÖYLE BİR ÇULLANDILAR Kİ

Bende bağırdım arkasından hoca ŞEREFİN ve ONURUN ile otur diye. Yani benim demek istediğim kendini yalnız hissetme biz buradayız. Ama kim buradayız. 1.70 boyunda 75 kilo ağırlığında Sadık Albayrak burada. Oradaki Beşiktaş’ın badi gardları bir vurdu mu adamı uçururlar. O ara biz gol attık altta Trabzonlu çocuklar işte Trabzon diye bağırınca bütün ayakkabılar, minderler, su şişeleri yağmaya başladı. Şenol Hoca çıktı oradan geldi. Ben ona bir dakika hocam gel böyle dedim. O ara benim arkamda da bir kız başladı bağırmaya. Meğersem benim arkamda da hengame gidiyor. Şenol gelince ben onu kapladım hemen korumaya aldım. İnanır mısınız üzeremize öyle bir çullandılar ki. Bende hocayı tutuyorum. Bizimkilerde orada bakıyorlar. Orada benimde üzerime geleceklerdi. Sonrada anladılar benim başkası olduğumu.

ŞENOL HOCAYA KÜFÜR ETTİLER NİYE SAHİP ÇIKMADINIZ

Bu onlardan değil demişler gelmemişler. Neyse sonra olay oldu bitti. Ertesi gün gazetelere bakıyorsun. Trabzon ve Trabzonsporlulara hakaretler, iftiralar, küfürler. Hatta onlardan bir tanesi de Beşiktaş yöneticisi mi neydi. Şikeci çıkmıştı hatta. Peşine Trabzonspor yönetimi çıkan olaylardan ötürü özür dilediler. Bende onlara dedim ki orada Şenol hocaya hakaret ettiler küfrettiler. Niye sahip çıkmadınız? Her zaman dik duracan onurlu olacan.. Düşünün bir zengini uçağı ile sürekli bir yere gidiyorsunuz. Ona karşı dik duramazsınız. Uçak tutarsınızda bu Fenerhbahçe’nn kasaından çıakrsa siz hiçbir şey yapamazsınız.

BİZ OLMASAYDIK FENERLİLER TRABZON’DA STAT YAPACAKTI?

Bir şey daha söylemek isterim hemen. Başbakan ile ilgili ama siyaseten değil. Sevdiğimden futbola olan aşkına saygı duyduğum için. Galatasaray’a Fenerbahçe’ye yaptığını Trabzonspor’a da yapmıştır. Ama Trabzonsporlular başbakan’a feda göstermediler. Bakın şu stat bizim direnişimiz ile burada oluyor. Biz Başbakan’a söyledik TOKİ’ye verin işi diye. Diğer müteahhitler işi alıyor yarım bırakıyorlar. Biz olmasaydık Fenerli müteahhitler alacaktı inşaatı. Ve stadı Değirmendere’ye yapacaklardı.

Trabzonspor’u geçmişte iktisadi bakımdan Fenerbahçe’ye ipotek ettiler. Futbolcu bakımından da Galatasaray’ın alt yapısı yaptılar. Engin Baytar Boztepeliymiş. Buranın çocuğu asi. Kavgacı gürültücü. Zaten Arafilboylulalar hep öyle çıkar. Takımda da hocaya hep karşı çıkıyor dinlemiyor. Hoca ne diyor yönetime bunu sakın satmayın ben bunu cezalandırıp adam edeceğim. Ne yapıyorlar bu sefer. Trabzonspor, Arena’a Bilbao ile UEFA maçı oynayacak. Tabi Galatasaray’a para ödeyecek. Ama ne oluyor maç iptal Şampiyonlar liginde oynayacağız. Bu sefer Galatasaray parayı istiyor. Dediler ki parayı vereyim size bi futbolcu verelim.

ENGİN-BURAK VE SELÇUK ELDEN NASIL KAÇIRILDI?

Engin Baytar’ı borcu ödemek için 1 Milyon Dolara verdiler. Engin bu takıma katkısı olan bir futbolcuydu. Şampiyon olunan 2010-2011 senesinde onunda etkisi vardı. Bir tek o mu. Burak Yılmaz, Selçuk İnanda aynı. Selçuk için ne dediler. Sene sonu kesin bizim olacak, İşte çok para istiyor veremeyiz, Yok efendim karısı Trabzon’u sevmiyormuş. Adam gitti alın. Burak Yılmaz içinde aynıları yapıldı. Adamın sözleşmesinde yer alıyor. Sen ver parayıda al bunu. Bunlar bir ekiptirler. Bak Umut Bulut’a. Adamı borcun var diye satıyorsun. Adam geri geliyor. Buraya sen kirala onu. Niye Galatasaray kiralıyor. Bir diğeri Egemen. Adam lejyoner olmuş. Beşirli’den ev alyor. Bu ne demek? Ben futbolu bırakınca burada yaşayacağım. Adamın en doğal hakkı primlerini almak. Bunları istemek.

TARAFTAR YÖNETİCİLER YESİN İÇSİN DİYE BİLET ALMIYOR

Bir yönetim düşünün. Bütün Trabzonspor yönetimine yandaşlarına kart veriyor. Git istedğin yerde harca kulüp ödesin diye. Git Antalya’ya, Bodrum’a, Batum’a ye, iç, zıkkımlan tak Trabzonspor ödesin. Mecbur mu Trabzonspor ödemeye. Trabzonspor zıkkımlanma yeri değildir. Zengin kısım halk takımı diye ayrılmıştı. Bu olmaz. Ben bundan yana dertliyim. Bu takıma taraftar 5-10 lira verip bilet alıyor. Onun parası geliyor. Yöneticiler yesin içsin diye taraftar para vermiyor.

aa.20131208144729.jpg

ŞU AN Kİ MEVCUT YÖNETİM OSMANLI DİRENİŞİNİ ORTAYA KOYUYOR

Şimdi ki yönetime ses etmeyin. Osmanlı direnişi ortaya koyuyor. Güçlü olanlara baş kaldırıyor. Ben İstanbul’dan Trabzon’a maç için gelirdim. O zamanlar Beşiktaş’ın Galatasaray’ın veya Fenerbahçe’nin kimin maçı burada varsa hepsi ittifak ederdi. Ne kadar küfür ettiklerini ben uçaklarda bilirdim. Bayram ederlerdi. Sen şimdi şamar oğlanına çevirdin Trabzonspor’u. Hiçbir şey yoksa bile yürüyüşü ile belli eder Trabzonsporlu. Maça gelenlere bakıyorum. Gelip oturuyorlar çay kahve çekirdek yiyip içip gol oldu mu bağırıyorlar. Ya Eskişehir şampiyonluğa mı oynuyor Bursaspor şampiyonluğa oynuyor. Onların taraftarları 90 dakika susmuyor,bizim taraftar ise maratonda çekirdek yiyor.

SADIK ALBAYRAK KİMDİR?

15 Şubat 1942 tarihinde Trabzon’un Of ilçesine bağlı Yenice Köyü’nde doğdu. Ulema bir aileye mensup. Dini bilgileri ve Kur’an'ı köyündeki cami imamından öğrendi. Babasının manifatura dükkanı açması sebebiyle ailesiyle Trabzon'a geldi. 1954 yılında İlkokulu Cudibey İlkokulu'nda bitirdi. İmam–Hatip Okulu'na kaydoldu. 1962 yılında imtihanla İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü’ne girdi. 1966 yılında mezun oldu. 1964 yılında İstanbul Sultanahmet Camii kürsü vaizliğine tayin edildi. Askere gittiği 1967

ortalarına kadar, Beyazıt, Şehzadebaşı, Fatih camilerinde irşad vazifelerinde bulundu. Öğrenciliği sırasında, 1964-1967 arasında Yeşilay (IOGT)’ın gençlik başkanlığını yürüttü. Okullar arasındaki münazara yarışmalarının düzenleyicisi ve yöneticisi oldu. Yüksek İslam Enstitüsü öğrenci derneği üyeliği ile beraber Mezunlar Derneği başkanlığını da bir müddet yürüttü. Bu arada İslam Medeniyeti Vakfı’nın kurucusu oldu. 1970’den itibaren, İstanbul Müftülüğü’ne bağlı Şeriyye Sicilleri Arşivi'nde 8 yıl uzman olarak çalıştı. 1970’li yıllarda Babıali'de Sabah, Yol, Ufuk, Yeni İstiklal, Sebil, vb. gazete ve dergilerinde yazıları çıktı. 1977 Martında çıkmaya başlayan Yeni Devir gazetesinde 'Mizan' başlığı altında günlük yazmaya başladı. Haziran 1977’de MSP’den Trabzon Milletvekili adayı oldu. 1977’de İskilipli Atıf Efendi’nin bir eserinden ötürü, merhum Necip Fazıl’la beraber, İstanbul Toplu Basın Mahkemesi’nde yargılandı. 1981’de ise bir eserinden dolayı mahkum oldu. 1982-1983 yıllarında 9 ay kadar Silivri Kapalı Cezaevi'nde yattı. 1981 yılında Türkiye Yazarlar Birliği tarafından 'Son Devir Osmanlı Uleması' eserinden dolayı birincilik ödülüne layık görüldü. 1979’dan itibaren Milli Gazete’de 'Mizan' köşesindeki yazmaya başladı. 1991 ve 1995 seçimlerinde RP, 1999 seçimlerinde FP’den İstanbul milletvekili adayı oldu. 1996 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde kültür danışmalığına başladı. Evli ve iki erkek çocuk babası.

HABERE YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler