Kaçak yapılaşmanın önüne geçilmesi ve kaçak yapılaşmayla etkin mücadeleyi sürdürmek amacıyla Trabzon Valiliği'nde bir toplantı gerçekleştirildi. Toplantıya Bayındırlık ve İskan Bakanı Faruk Nafiz Özak, Vali Nuri Okutan, bakanlık yetkilileri, kaymakamlar, belediye başkanları, KTÜ'den öğretim görevlileri ve ilgili daire müdürleri katıldı.

Toplantıda ilk konuşmayı yapan Vali Nuri Okutan, yaylalardaki yapılaşmalarla ilgili bir dizi tedbirler aldıklarını buna karşın karşılaştıkları bir takım zorluklar olduğunu ifade etti. Vali Okutan, karşılaşılan sorunları ve uygulama sürecinde gözlemlenen olumlu yada olumsuzlukları Bakan Özak'la da paylaştıklarına işaret ederek, “Kendisi bize karşılaşılan zorluklar, birikimler, önerilerle birlikte Üniversitemizin de değerlendirmesi, Bakanlıktaki yetkili arkadaşların da buraya getirilerek yaylaları bölgeye ve Trabzon'a artı değer olarak nasıl katabilirizin yanında hangi tür önlemler alarak hem korumayı gelecek nesillere taşımayı hem de ekonomik değer olarak yöremize ve ülkemize kazandırılmasına ilişkin görüşleri ve tedbirleri burada oluşturacağız” dedi. Vali Okutan, benzer çalışmanın ülke geneli için de yapılabileceğinin altını çizerek, Trabzon'da gerçekleştirdikleri toplantının bu anlamda ilk teşkil etmiş olduğunu kaydetti.

Bayındırlık ve İskan Bakanı Faruk Özak, Türkiye'nin 50 yıldır köyden kente göç gerçeğini yaşadığını söyledi. Şu andaki oranın yüzde 29'a 71 olduğuna vurgu yapan Bakan Özak, bunun da gelişmişlik göstergesi olduğunun altını çizerek, “Yüzde 50 olduğu dönemlerde Türkiye'nin ihracatı 400 milyon dolardı, Trabzon'un şu andaki ihracatı 800 milyon dolar. Bu bir gelişmişlik olmakla beraber getirdiği bir takım da sorunlar var” diye konuştu. Türkiye'de kentler genelinde çok çarpık, plansız ve kaçak yapılaşmalar olduğunu söyleyen Bayındırlık ve İskan Bakanı Faruk Özak şöyle konuştu:
“Bugün Marmara Depremi dendiğinde herkesin asabı bozuluyor ama bu bir gerçek. Kaçak yapılaşmalar, yönetmelik dışı yapılaşmalar. Bununla ilgili Kentsel Dönüşüm Yasası'nı çıkarırken başındaki Kentsel ibaresini çıkardık. Dönüşümün yalnızca kentlerde olmaması gerektiğini düşündük. Ulaştırmada yaşanan çağdaş boyut, duble yollar, sahil yolunun bitmesi, sivil havacılığın bitmesi artı bir geriye dönüş başlattı. Bizde yöresel yaylacılık anlayışı var. Refah arttıkça insanlar tekrar geriye gelerek köylerinde konutlar yapmaya başladı. Ve bir görüntü kirliliğinin yanında zaman zaman da kaçak yapılaşmalar ortaya çıktı. Vatandaş burada önünü göremedi, ama o da haklı, vatandaş iyi bir şey yapacak onun önünü açamadık. Hızlı bir gelişim oldu. Şimdi bugünden sonra belki biraz da geç kaldık, vatandaşımızın da yapacağı yatırımın hem en ekonomik şekilde, en çağdaş en yöresel mimari ve planlamayla o kırsal kesimlere nasıl sunabiliriz, bu işin hukuki altyapısını nasıl çözebilirizi ele alacağız. Biz yaşanan düğümleri çözmek ve vatandaşımızın yapacağı yatırımı kolaylaştırmak, buna karşın yaylalarımızı korumak, yaylalarımızı hatta köylerimizi ulusal veya uluslar arası turizme açabilmek için neler yapabiliriz, sorunları nasıl çözebilir izi çalışacağız. Önce Trabzon'da yapıyoruz bunu, daha sonra bu ay içinde çok hızlı bir şekilde Karadeniz Bölgesi'nde yapmamız lazım. Daha sonra da Türkiye'deki sorunları Bayındırlık müdürlerimiz ve ilgili kuruluşlarımızla üniversitelerimizi de yanımıza alarak masaya yatıracağız. Ondan sonra Hükümet olarak bununla ilgili bizim ne yapmamız gerekiyor, vatandaş olarak hangi yolun takip edilmesi gerekiyor yol haritasını çıkaracağız. Yani bu bir arama konferansı gibi bir şey. Herkes düşüncesini söyleyecek. Doğrular ve gerçekler var. Doğrularla gerçekleri çakıştırmamız gerekiyor. Olması gereken ve olmaması gerekenleri de masaya yatıracağız. Kırsal alanla ilgili bir çalışma olacak ve bunun ucu açık olacak. Biraz geç kaldık ama bu işe 'Bismillah' dedik. Ortaya Trabzon'la ilgili bir özet çıkacak. Bu özeti daha sonra ortaya yayacağız. Ortaya çıkacak haritayı göstererek Türkiye geneliyle karşılaştıracağız. Bunu Ankara'ya getirip bu işin hukuki altyapısına ilişkin ilgili Bakanlarımızla da konuşup görüşlerini alacağız. Amacımız doğru bir yol haritası çizmek.”

Nurgül KURUM