Hanefi Mahitapoğlu 2015 seçimleriyle ilgili değerlendirmelerde bulundu.

"2015 seçimlerinde Türkiye’nin ayağı tökezlememeli, yeni Türkiye yürüyüşü akamete uğramamalıdır" diyen Mahitapoğlu,  açıklamalarını şöyle sürdürdü;

"Eski Türkiye, milletle, milletin tarihi ile, milletin değerleri ile kavgalı idi. Yeni Türkiye ise tüm hedeflerini, planlarını milletle birlikte milletin değerlerinin yeniden ayağa kaldırılması çabasıdır.

Yeni Türkiye kavramı bir slogan, içi boş bir kavram değildir. Kökü mazide olan, Üstad Cemil Meriç’in anlatımı ile Muhteşem bir Maziyi daha Muhteşem bir geleceğe taşıma idealidir. Özetle yeni Türkiye; milletle birlikte, millete hizmettir.

Türkiye’de 12 yıldır süren milletin davasının iktidar yürüyüşüdür. Bende bu davanın bir neferi olmak istiyorum. Bu güne kadar emeği geçen bu davanın kurucusu Genel Başkanımız, sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a, Sayın Başbakanımız Prof.Dr. Ahmet Davutoğluna, bu yolda emek harcayan dava arkadaşlarımıza, rahmeti rahmana kavuşan teşkilat mensuplarımıza, üyelerimize ve oylarıyla Ak Partiyi  destekleyen tüm halkımıza minnet ve şükranlarımızı sunmak isterim.

Türkiye 100 yılda bir yaşanabilecek bir süreçten geçiyor. Geldiğimiz bu tarihi kavşakta Türkiye’ye ya yeniden tarihi misyonuyla buluşup küresel bir aktör olacak yâda koalisyon hükümetlerini elinde enerjisini boşa harcayacak.

İlk gençlik yıllarımdan bu güne kadar, hayatımın tamamını, millete hizmetle geçirmeye çalıştım. Hakkın değerlerini tüm dünyada söz sahibi olması, tüm insanlığın, mazlumların, derdine deva olmasını yegane misyon bildim. Bundan sonrada bileceğim tek misyon budur. Biz AK Parti’de siyaset yapmaya başlamakla, ilkelerini, davasını, misyonunu paylaştığımız, fiilen de içinde olduğumuz davada, aktif çalışmaya kararı verdik.

Sivil toplum örgütlerinde verdiğimiz hizmetlerde misyonumuz; Cumhurbaşkanımızın Başbakanımızın, çizdikleri dava ve misyonunun hayata geçirilmesi idi. Şimdi de aynı misyonu Ak  Partimizde siyaset yoluyla hayata geçirmeye çalışacağız.

Yeni Türkiye davası, bu davaya inanmış insanların arkalarına bakmadan, ne bedel ödeyeceklerini düşünmeden millet için bir mum gibi kendini feda etme davasıdır.
Makamlar, mevkiler dava adamları için sadece hizmete vesiledir. Asla gaye değildir. Makamı gaye gören makama esir olur.

Geldiğimiz bu dönemeçte, siyasette hizmet edebileceğimi düşünüyorum. Elbette bu işi en iyi ben yaparım iddiası ile hareket etmiyorum. Şehrin dinamikleri olan teşkilatlarımız, sivil toplum örgütlerimiz, basınımız, kanaat önderlerimiz ve şehri her köşesindeki insanlarımızla birlikte istişare yapacağız. Ben bunu bir hizmet anlayışı ve bir şuur olarak görüyorum."