Uzungöl kartpostallarda kaldı
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Orman Fakültesi Yaban Hayatı Uzmanı Doç.Dr. Şağdan Başkaya, birkaç yıl önce bir yüzme havuzu gibi temizlenen Uzungöl'ün şimdi etrafının duvarla çevrilerek bir baraj gölü haline dönüştürüldüğünü söyledi. Doç.Dr. Şağdan B
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Orman Fakültesi Yaban Hayatı Uzmanı Doç.Dr. Şağdan Başkaya, birkaç yıl önce bir yüzme havuzu gibi temizlenen Uzungöl'ün şimdi etrafının duvarla çevrilerek bir baraj gölü haline dönüştürüldüğünü söyledi.
Doç.Dr. Şağdan Başkaya, ülkemizin önemli doğal güzelliklerinden biri olan Uzungöl'ün eski doğal görüntüsünün artık kartpostallarda kaldığını belirtti. Sahip olduğu zengin bitki örtüsü, yaban hayatı ve manzara güzellikleri nedeniyle 1989 yılında 'Tabiat Parkı' olarak ilan edilen alanın bugün aynı zamanda 'Özel Çevre Koruma Bölgesi' ve 'Doğal Sit Alanı' olduğunu hatırlatan Başkaya, şöyle konuştu: "Bölge ayrıca, 'Doğu Karadeniz Önemli Kuş ve Bitki Alanları' içerisinde kalmaktadır. Birkaç yıl öncesinde
dolmaya yüz tutan göl, sucul bitkilerin oluşturduğu sazların tamamı ve dibindeki bütün birikmiş toprak tabakası temizlenerek adeta bütün yaban hayatından temizlenmiştir. Yapılan temizlik sırasında aşırıya kaçılarak gölün kenarları ile ortası birçok yerde neredeyse aynı derinliğe kavuşturulmuş, zemin temizlenmiş ve gölün hiçbir yerinde saz bırakılmamıştır. Halbuki, gölde yaşayan balık ve yeşilbaş ördeklere kadar bütün canlıların o çökmüş malzemelere ve gölü kaplayan sazlara çok ama çok ihtiyaçları vardı.
Bunun yerine çok daha dikkatli bir temizlik işlemi yapılması gerekiyordu."
Birkaç yıl önce bir yüzme havuzu gibi temizlenen gölün şimdi de etrafının duvarla çevrilerek baraj gölüne dönüştürüldüğünü anlatan Şağdan Başkaya, sözlerine şöyle devam etti: "Gölün doğu kenarını tamamen kaplamasına çok az kalan duvar inşaatı durdurulmuş olsa bile artık olan olmuştur. Gölün doğusu 5-6 metrelik bir duvarla kaplı. Zaten kuzeyi köprü, güneyi savak, batısı da dolgu stabilize yol ile kaplı göl artık bir havuza veya baraj gölüne dönüştürülmüştür. Böyle bir yaklaşımı korumacılıkla bağdaştırmak
mümkün değil. Göl kenarındaki yolu, gölün doğallığına ve doğaya zarar vermeden yapmanın birçok yolu elbette vardır. Ayrıca, taşkınlardan yerleşim yerlerini korumanın da birçok yolu vardır. Gerektiğinde müdahale etmeye elverişli basit bir derivasyon sistemi ile bu sorunu çözebilirdi."
Doç.Dr. Şağdan Başkaya, Uzungöl ve çevresinin hem estetik hem kültürel hem de doğal güzellikler bakımından tükenişine tanıklık ettiklerini söyledi.
Yıllar içerisinde birçok doğaya aykırı otel, motel, balık lokantası ve diğer yapılarla göl ve çevresinin doğallığından eser kalmadığını anlatan Başkaya, şunları söyledi: "Artık, su içen hayvanlar veya karaya çıkabilen ördekler bir yana dikkatsizlik sonucu göle düşebilecek olan insan veya hayvanların bile gölden çıkması hayli zorlaşmıştır. Duvarlar arasında akan dere, savaklar, etrafı taş duvarla çevrili bir göl ve çevresindeki doğala ters aşırı yapılaşma ile Uzungöl her yerde rastlanılabilen yerlerden biri haline gelmiştir. Bundan sonra yapılabilecek en iyi şey artık Uzungöl'ü kurtarmak adına etkisini ve kendisini yıllarca ortadan kaldıramayacağımız müdahalelerin yapılmamasıdır. Bu gölü nasıl koruruz, yolu nasıl yapmalıyız, etrafı taşkınlardan nasıl koruruz? diye kamuoyunda hiçbir tartışma ortamı oluşturmadan, kimseye danışmadan alelacele böyle müdahale yapılması kamuoyunda bu duvarın iyi niyetle yapılmadığı kanaatini uyandırmaktadır."
Başkaya, gelinen bu noktada, duvarın olumsuz etkilerini en aza indirebilmek için yapılması gereken çalışmaları şöyle anlattı: "Göl ile ormanın iletişimini sağlayan büyük menfez yapılmalı, sökülmesi çok da zor olmayan duvar en azından bazı yerlerde sökülüp kaldırılmalı ve alçaltılmalıdır. Sadece bitkilendirme, yosunlama çalışmaları ile ancak insanlar için duvara makyaj yapılmış olacak, göl ve çevresinin yaban hayatı ise bu yapılanlardan hiçbir kazanç elde edemeyecektir."