İşte Resul Orman’ın araştırma yazısı;

 

Dokuzuncu İslam Dünyasının Yetmiş Üçüncü ve Osmanlı İmparatorluluğunun  da İlk Halifesidir. 10 Ekim 1470 yılında Amasya doğmuştur 21 eylül’ü 22 eylül bağlayan gece 1520  yılında  Tekirdağ’ın Muratlı İlçesinin Yukarı Sırt Köyünde Ölmüştür. Amasya’da ağabeyleriyle beraber Sünnet Şöleninden sonra İstanbul’a dedesinin yanına  eğitim almaları için gönderilmiştir. Bire bir Fatih Sultan Mehmet Han’dan ders almıştır. Sancağa geç gönderilmesi ise Saray içi oyunlarla erken tanışmasına sebebiyet vermiştir.    

                                                                                                                                                                                   Ardından Babası İkinci Beyazıt Han’ın Cem Sultanla 1481 yılında girdiği taht mücadelesini kazanması Selim han’ın daha önce   ölen abisinin görev yaptığı Trabzon’a Sancakbeyi olarak gönderilmiş devlet yönetimi için tecrübe kazanılması istenmiştir. Sancakbeyliğinde Osmanlı tarihinde ilk kez bir Şehzadenin bir çeşme Hayratında  Han unvanı kullanması ise onun padişahlığa ne kadar  istediğinin adeta gösterici ve betimleyicisi gibiydi.    

                                                                                                                                                                                     Ayrıca Sancakbeyliği sırasında Kafkaslara fetih yapması Gürcü’lerden sürekli toprak kazanması  ise babası tarafından övülmüş ağabeyleri Şehzade Ahmet ve Şehzade  Korkut tarafından hiç  hoş karşılanmamıştır. Vezirler tarafından Selim Han baba’sı  İkinci Beyazıt Han’a kötü aksettirilmesi ise  padişah olma olasılığını iyice  azaltmaktaydı ki Trabzon merkeze en uzak sancakbeyliğiydi buda Tahta en yakın olan  padişahlık için en avantajlı olması ise Selim Han’ı düşündüren büyük bir ayrıntı idi.                                                                                                                        1511 yılında Tekirdağ’ın  Çorlu İlçesinde Tarihte de ‘Baba Oğul Savaşı’ diye geçen savaşı yapmış ve de  savaştan mağlup ayırmış  savaş alanından çekilmiş babasıyla yaptığı bu savaş sırasında   atikliği, sürati  ve cesareti ise Yeniçeriler tarafından  büyük bir beğeni toplamıştı.  Şehzadeliği sırasında  1511 Şah Kulu Baba Tekeli isyanını bastırması isyan sırasında Şehzade Ahmet’in Amasya’yı isyancılara kaybetmesi ve de Konya’ya geçmesi onun padişahlık olma ihtimalini iyice düşürmüştü.  Babası tarafından da övgü alan Yavuz Sultan Selim Han  iyice padişahlığa doğru yürürken babasının yaşlılığını bahane gösterip   tahtan çekilme isteği yerini de  Şehzade Ahmet’i padişah yapmak istemesi devlet erkanı tarafından hoş karşılanmış ama ordu tarafından hiç  hoş karşılanmamış ve de isyan eden Yeniçeriler ‘Ahmet’i istemeyiz selim’i  isteruk’ diye isyan etmesi ve de bunu padişaha kabul ettirmeleri Selim Han’a padişahlığı getirir ikinci Beyazıt Han Şehzade Korkut ve  Şehzade Ahmet’i öldürmemesi koşuluyla tahttan çekildi.     

 

 Selim Han Padişahlığı ilk aylarında Edirne’de  vefat eden babası İkinci Beyazıt Han için ; bazı tarihçiler tarafından Beyazıt han’ın zehirlendi gibi ibareler kullanılsa’ da bu gerçeği yansıtmamaktadır Eceliyle öldüğü kanısı ve delilileri bunu iyice doğrulamaktadır.    

 

   Selim Han siyasetinde Doğu vardı çünkü doğu zengindi ve de orda ki devletler güçsüz idi. 1514’te Çaldıran Meydan Muharebesiyle Şah İsmail’i yener buda dünya tarihinde en kısa İki  Meydan Muharebesinden biridir. Diğer en kısa Meydan Muharebesi ise Kanuni Sultan Süleyman Han  döneminde 1526 yılında  Macaristan ile yapılan Mohaç Meydan Muharebesidir. Yaklaşık iki  ile iki buçuk saat aralığında geçtiği belirtilir. Bu savaşın en büyük  kazanım’ı ise yayılan Şii Mezhebinin önüne geçilmesi Safevii  devlet’inin kuruluş yıllarında bocalamasına, devletin dağılma sürecine  girmesine sebebiyet vermiştir. Savaş alanında Şah İsmail karsını bırakıp kaçması tarih’teki Safevi duruşunu ve Şah İsmail duruşunu olumsuz yönde etkilemiştir.        

                                                                                                                                     

 

1515 yılında Dulkadirbeyliği ile yapılan Turnadağ savaşında Safevi devletine yardım edip Osmanlı Devletine sırtını dönen Dulkadiroğlu beyliğini yıkması  ayrıca Dulkadiroğulları beyliğinin yönetiminde lider olan dedesi Alaüddevle  BozkurtBey’ide   öldürmüştür. Savaşı Hadım Sinan Paşa Komuta etmiştir. Bu galibiyetten sonrada  Şii Mezhebine destek verenlere de  büyük bir gözdağı vermiştir.                                                                                  1516 yıllında Mercidabık savaşında Memlûk Sultanı  olan Kansu Gavri’yi yenmiş.             

   

1517’de Ridaniye  savaşında ise Memlûk Sultanı Tomanbay’ı yener,  savaşlarda Mısır’lı Memlük’leri yenen Osmanlı İmparatorluğu  Kutsal Emanetleri İstanbul Topkapı Sarayına getirir.  Memlük Hükümdarı olan Sultan  Tahbas’ı astırıp Kahir’e girişinde 3 gün boyunca asılı olarak bıraktırmıştır. Bu galibiyetten sonra  İslam dünyasında ve Türk dünyasında Osmanlı’nın güç’ü ve prestiji artırır. Ayrıca Yavuz Sultan Selim Han 13 günde Sina Çölünü geçmesi ise tarih eşine az rastlanan büyük hadiseler arasında yer alır. Birinci Cihan Harbinde İngilizler yüksek ve gelişmiş teknolojilerine rağmen On Bir gün’de ancak geçebilmiştir.            

     

1520 yılında  Tekirdağ’dayken  sırtındaki çıkan Aslan Pençesi  yada diğer adıyla Şirpencesi denen hastalıktan ötürü vefat eder.    

 

 Tarih’teki en Celallı ve en Atik Padişahlardan biri  olan   Selim Han için ünlü Tarihçi Celalzade  adeta kısa zamanda  yaptığı işleri  ‘Sekiz Yıl’a Seksen Yıl’ı sığdırmış büyük padişah ' sözü ise Yavuz Sultan Selim Han’ı en iyi şekilde tasvir  eder .