Avrupa'dan çok sert rapor!

Türkiye'deki basın özgürlüğüyle ilgili sert ifadeler içeren rapora son anda Nedim Şener ve Ahmet Şık’ın tutuklanmaları da eklendi. Raporun kabul edilmesinin ardından Dışişleri, "AP'nin ciddi ve tarafsız olmasını bekliyoruz" açıklaması yaptı. Strasbourg’da

Avrupa'dan çok sert rapor!

Türkiye'deki basın özgürlüğüyle ilgili sert ifadeler içeren rapora son anda Nedim Şener ve Ahmet Şık’ın tutuklanmaları da eklendi. Raporun kabul edilmesinin ardından Dışişleri, "AP'nin ciddi ve tarafsız olmasını bekliyoruz" açıklaması yaptı.

 

Strasbourg’daki AP Genel Kurulu'nda büyük oy farkla kabul edilen karar tasarısı şeklindeki raporda, Türk basınında internet dahil bazı sansür eylemleri ve artan otosansürün basın özgürlüğü açısından endişe verici olduğu belirtildi.

 

Avrupa Parlamentosu Türkiye raportörü Ria Oomen-Ruijten tarafından hazırlanan ve son yılların en sert raporu olarak tanımlanan belgede, basının bağımsızlığının demokratik toplumlardaki hayati rolüne vurgu yapıldı.

 

Türkiye'de medya sahipliği, bağımsızlığı ve idari kontrol sorunlarının  çözümü için yeni basın yasası çıkarılması gerektiği belirtilen raporda, özellikle  "soruşturmanın gizliliğini ihlal" ve "adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs" suçlamalarıyla gazeteciler aleyhine açılan davalardan endişe duyulduğu ifade edildi.

 

Onaylanan önergede, "Nedim Şener ve Ahmet Şık gibi tanınan gazetecilerin tutuklanmasının bu tür yargılamalarda güven kaybına neden olabileceği, halbuki bu  davaların tam tersine demokrasiyi güçlendirmesi gerektiği" belirtildi.

 

"POLİS VE YARGI TACİZİ"

Anadolu Ajansı'nın haberine göre, oylamada kararın basın özgürlüğü bölümüne eklenen bir cümleyle AP'nin, "polis ve yargı tacizine maruz kalan" Nedim Şener, Ahmet Şık ve diğer gazetecilerin davalarını yakından izleyeceği bildirildi.

 

Raporda, "Ergenekon ve Balyoz gibi darbe planı iddialarına yönelik soruşturmaların Türkiye'de demokratik kurumların ve yargının gücünü ve uygun, bağımsız ve şeffaf işleyişini ispatlaması" gereği vurgulanırken, yargılama öncesi tutukluluk sürelerinin uzunluğunun da endişe doğurduğu ifade edildi.

 

İnsan hakları ve kilit öneme sahip reformlar konusundaki yavaş ilerlemeden duyulan endişenin dile getirildiği raporda, Türkiye'de gelişmiş çoğulcu demokrasiye dönüşüm için anayasanın bütünüyle değiştirilmesine ihtiyaç duyulduğu belirtildi.

 

Raporda, Türkiye'deki kadınların durumundaki kötüleşmeyle, namus cinayeti ve zorla evlilik vakalarının artmasından duyulan kaygı da dile getirildi.

 

BUZEK: SON GAZETECİ TUTUKLANMALARINDAN ENDİŞELİYİM

AP Başkanı Jerzy Buzek, AP Genel Kurulu'nda kabul edilen raporun ardından yaptığı açıklamada, Türkiye'nin reformlara, komşularıyla iyi ilişkilere ve gelecekte AB üyeliğine bağlı kaldığını belirtti.

 

"Katılım müzakerelerindeki mevcut tıkanıklıktan üzüntü duyuyorum. Umarım Macaristan dönem başkanlığı rekabet faslını müzakerelere açmayı başarır" diyen Buzek, Türkiye'nin limanlarını açması halinde müzakerelerin hızlanacağını ifade etti.

 

AP Başkanı Buzek, Türkiye'den ifade özgürlüğü ve dini özgürlükler alanında karnesini iyileştirmesini isterken, "son gazeteci tutuklamalarından endişe duyduğunu" dile getirdi.

 

Buzek ayrıca, "Türk vatandaşlarının Atatürk'ten ilham alarak daha fazla demokratikleşmeyi desteklemelerini ve açık ve çoğulcu topluma bağlılıklarını övüyorum" dedi.

 

DIŞİŞLERİ: ANLAM TAŞIMIYOR

Raporun kabulünün ardından yazılı bir açıklama yapan Dışişleri Bakanlığı, AP tarafından yayınlanan belgelerin “Türkiye açısından anlam taşımasının, ancak ciddi, yapıcı ve tarafsız bir tutum benimsenmesi halinde mümkün” olabileceğini ifade etti.

 

Dışişleri’nden yapılan açıklamada, “Müzakere eden aday ülke sıfatıyla Türkiye, Avrupa halklarının temsilcisi ve AB kamuoylarının sesi olan AP’den adil ve objektif olmasını ve işlevinin gerektirdiği ciddiyeti sergilemesini beklemektedir” denildi.

 

Raporun, ”tek taraflı, gerçeklerle bağdaşmayan ve tarafımızdan kabulü mümkün olmayan unsurlar” içerdiğini belirten Dışişleri, söz konusu belgede, “AB’nin çıkarları göz ardı edilme pahasına, malum ülkeleri temsil eden az sayıdaki Parlamenterin iç siyasi mülahazalarıyla bazı hususlara yer verildiğini” ifade etti.

 

Açıklamada, “Bu yaklaşımı, Türkiye-AB ilişkilerinin dayandığı tarihi geçmiş, paylaşılan değer, çıkar ve hedefler ile ilişkilerimizin bugün ulaştığı nokta itibariyle mantıklı ve sağduyulu bir çerçeveye oturtmak mümkün değildir. Ülkemizin, kazanılmış haklarına sahip çıkmaya ve AB’ne katılım hedefimiz doğrultusunda kararlılıkla ilerlemeye devam edeceğinden kimsenin şüphe duymaması gerekir” denildi.

HABERE YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler