İsrail'deki "yargı reformu" İsraillileri sokaklara döktü
İsrail'deki "yargı reformu" krizi binlerce İsrailliyi sokaklara döktü.
İsrail’de Başbakan Binyamin Netanyahu’nun, tartışmalı yargı düzenlemesinin durdurulması çağrısında bulunan Savunma Bakanı Yoav Gallant'ı görevden alması üzerine binlerce İsrailli sokaklara döküldü.
Netanyahu başbakanlığındaki koalisyon hükümetinin, yargının yetkilerini kısıtlayan ve iktidarın yargı atamalarında söz sahibi olmasını öngören "yargı reformu", ülke genelinde 12 haftadır protestolara neden olurken, düzenlemenin durdurulması çağrısında bulunan Savunma Bakanı Gallant'ın pazar akşamı görevden alınması bardağı taşıran son damla oldu.
Hükümet karşıtı protestocular, Gallant'ı görevden alarak yargı düzenlemesi konusunda geri adım atmayacağının mesajını veren Başbakan Netanyahu'ya tepki olarak başta Tel Aviv ve Batı Kudüs olmak üzere ülke genelinde meydanlara indi.
ASKIYA ALINDI
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ülke çapında 13 haftadır kitlesel protestolara yol açan tartışmalı yargı düzenlemesini askıya alacağı bildirildi.
İsrail Kamu Yayın Kuruluşu'nun (KAN) başbakanlık kaynaklarına dayandırdığı haberine göre, Netanyahu, sabah saatlerinde yargı düzenlemesini askıya aldığını açıklamayı planlıyor.
Netanyahu, yargı düzenlemesinin durdurulması çağrısı yapan Savunma Bakanı Gallant'ı pazar akşamı görevden almış, bunun üzerine ülke genelinde yüz binlerce İsrailli sokaklara dökülmüştü.
Savunma Bakanı Gallant'ın çağrısına, Likud Partisi içinden de destek gelmişti.
Likud Partisi milletvekilleri Yuli Edelstein ve David Bitan, Gallant'a katılarak yasa tasarısının durdurulması ve diyalog çağrısında bulunmuştu.
Bunun üzerine yüz binlerce İsrailli dün akşam saatlerinden itibaren ülke genelinde sokaklara dökülmüştü.
İsrail’in Kanal 12 televizyonu, ülke genelinde 600 binden fazla İsraillinin gösterilere katıldığının tahmin edildiğini aktardı.
Tel Aviv’de, hükümetin yargı düzenlemesine karşı çıkan on birlerce gösterici, ellerinde İsrail bayraklarıyla kentin ana arteri Ayalon Otoyolu'nu çift yönlü trafiğe kapattı. Bazı protestocular yolda ateş yaktı.
Protestocular, Başbakan Binyamin Netanyahu’ya ülkedeki lakabıyla seslenerek, “Bibi istifa et” sloganları attı.
Batı Kudüs’teki Başbakanlık konutunun önünde toplanan yüzlerce kişi polis barikatlarını aşmaya çalışırken, polisle protestocular arasında arbede yaşandı. Polis göstericileri dağıtmak için tazyikli su kullandı.
Ardından protestocular, Batı Kudüs’teki İsrail Meclisi önünde toplanmak için yürüyüşe geçti.
İsrail basını, Netanyahu'nun partisi Likud'dan milletvekili ve bakanların evlerinin çevresinde de protestolar düzenlendiğini geçti.
Çok sayıda protestocu da İsrail’in güneyinde Gazze Şeridi yakınındaki 234 numaralı otoyolu trafiğe kapattı.
Üniversitelerden süresiz grev kararı
İsrail üniversiteleri de yargı düzenlemesine karşı süresiz greve gitme kararı aldı.
Üniversitelerin rektör ve yönetimleri, yayımladıkları ortak yazılı açıklamada, hükümetin yargı düzenlemesini protesto etmek için bugünden itibaren tüm derslerin ve bilimsel araştırmaların durdurulmasını kapsayacak şekilde süresiz grev ilan ettiklerini duyurdu.
Açıklamada, “İsrail üniversitelerinin rektör ve yönetimleri olarak biz, İsrail demokrasisinin temellerini sarsan ve devamlılığını tehlikeye atan yasama sürecinin devam ettiği zeminde, İsrail’in tüm araştırma üniversitelerindeki eğitimi durduracağız. Başbakan ve koalisyon üyelerini yasa tasarısını derhal durdurmaya çağırıyoruz.” ifadelerine yer verildi.
İsrailli Milletvekili'nden, ülkedeki protestolara "Arap Baharı" benzetmesi
İsrail Meclisindeki Ortak Liste Partisi'nden Arap Milletvekili Ahmed Tibi, hükümetin yargı reformuna karşı düzenlenen kitlesel protestoları, Arap dünyasında 2010 yılında başlayan ve "Arap Baharı" olarak adlandırılan hükümet karşıtı ayaklanma ve isyanlara yol açan sürece benzetti.
Tibi, Twitter hesabından, İsrail’deki protestolara ilişkin, "Arap Baharı" sürecinde sıklıkla kullanılan "Halk rejimin düşmesini istiyor." sloganını paylaştı.
İsrail Meclisindeki Yasama Komisyonu, yargı reformu için oylama yapmama kararı aldı
İsrail Kamu Yayın Kuruluşunun (KAN) haberine göre, Parlamento Yasa Komisyonu, Yargıçları Atama Komitesinin yapısını değiştiren kanunun ikinci ve üçüncü oturumlardaki oylamasının yapılmaması kararı aldı.
Oylamanın yapılmaması kararının, ülke genelindeki yüz binlerce İsraillinin katıldığı yoğun protestoların ardından gelmesi dikkati çekti.
Herhangi bir kanunun Mecliste oylamaya sunulmadan önce Yasama Komisyonu'ndan geçmesi ve burada son halini alması gerekiyor.
İstihbarat şefi, protestoların hedefindeki Başbakan Netanyahu’yla görüşmek için konutuna geldi
Haaretz’in aktardığına göre, İsrail İç İstihbarat Teşkilatı Şin-Bet (Şabak) Başkanı Ronen Bar, tartışmalı yargı düzenlemesinin yarattığı siyasi kriz üzerine, protestoların hedefindeki Başbakan Netanyahu ile görüşmek için Başbakan’ın Batı Kudüs’teki evine geldi.
Bölgedeki protestocuların, Bar'a, "Demokrasiyi kurtar" şeklinde sloganlar attığı kaydedildi.
Savunma Bakanı yargı düzenlemesinin durdurulması çağrısı yapmıştı
İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, ülkede siyasi krize ve kitlesel protestolara yol açan tartışmalı yargı düzenlemesinin durdurulması için hükümete çağrı yapmıştı.
Savunma Bakanı, "Ülke içindeki ayrılık, İsrail ordusuna ve savunma teşkilatına derinlemesine nüfuz etti. Bu, İsrail'in güvenliğine yönelik açık ve büyük bir tehdittir. Buna izin vermeyeceğim." demişti.
Savunma Bakanı Gallant'ın çağrısına, Likud içinden de destek gelmişti.
Likud milletvekilleri Yuli Edelstein ve David Bitan, Gallant'a katılarak, yasa tasarısının durdurulması ve diyalog çağrısında bulunmuştu.
İsrail basını, Likud Milletvekili ve Tarım Bakanı Avi Ditcher'ın da hükümetin yargı düzenlemesinin durdurulması yönünde görüş beyan ettiğini ileri sürmüştü. Ditcher yaptığı açıklamayla Netanyahu ve hükümetle koordinasyon halinde olduğunu duyurmuştu.
Netanyahu hükümetinin tartışmalı "yargı reformu"
Adalet Bakanı Yariv Levin, 5 Ocak'ta Yüksek Mahkemenin yetkilerini sınırlandıran, yargının, hakimlerin seçimi üzerindeki etkisini azaltan bir "yargı reformu" planladıklarını duyurmuştu.
Netanyahu başbakanlığındaki koalisyon hükümetinin, yargının bazı yetkilerini Meclis'e devretmeye yönelik hamleleri, Yüksek Mahkeme başta olmak üzere hükümet ile İsrail yargı mekanizması arasında gerilime yol açmıştı.
Ülkedeki en yüksek yargı makamı olarak görev yapan İsrail Yüksek Mahkemesi, Meclis'in çıkardığı kanunları, anayasa taslağı olarak kabul edilen "temel yasalara" aykırılık gerekçesiyle bozma yetkisine sahip.
Netanyahu hükümeti, açıkladığı yargı düzenlemesinde, Yüksek Mahkemenin, Meclis'in çıkardığı kanunları bozma yetkisinin büyük ölçüde elinden alınacağını belirtmişti.
Hükümetin yargının yetkilerini kısıtlayan ve iktidarın yargı atamalarında söz sahibi olmasını öngören yargı düzenlemesi, İsrail içinde ve uluslararası alanda yoğun şekilde eleştirilmişti.
Cumhurbaşkanı Isaac Herzog'un, taraflara "iç savaş" uyarısı yaparak sunduğu alternatif tasarı da iktidar tarafından reddedilmişti.
İsrail ordusunda savaş pilotları, denizaltı subayları, siber güvenlik uzmanları, özel kuvvetler gibi birimlere bağlı binlerce yedek asker, hükümetin tartışmalı yargı düzenlemesini uygulaması durumunda görevlerine devam etmeyeceklerini veya eğitimlere katılmayacaklarını açıklamıştı.
İsrail'de iç ve dış istihbarat teşkilatları, diğer güvenlik kurumlarının çalışanları da yaptıkları açıklamalarla hükümetin yargı düzenlemelerine karşı itirazlarını duyurmuştu.
Devam eden tartışma ve tepkilere rağmen "yargı reformu" kapsamındaki "başbakanın görevden alınmasını zorlaştıran" yasa tasarısı 23 Mart'ta Meclis'ten geçmişti.
Yarın Meclis'e getirilmesi planlanan yasa tasarısı, hükümetin, Yüksek Mahkeme üyelerinin belirlenmesinde öncelikli söz sahibi olmasını ve böylelikle Yüksek Mahkeme Başkanını belirleyebilmesini öngörüyor.
Netanyahu öncülüğündeki koalisyon, yargı düzenlemesine karşı çağrı yapan Gallant ve diğer Likud milletvekillerinin hükümetten desteğini çekmesi durumunda tartışmalı yargı paketini geçirmekte Meclis çoğunluğunu kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalabilir.