Kuzey Atlantik Antlaşması Teşkilatı (NATO), kuruluşunun 75. yıl dönümünde savunma harcamalarını ve Avrupa'daki hazırlık seviyelerini artırma hedefiyle yoluna devam ediyor. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Rusya-Ukrayna Savaşı'nın başlamasından itibaren üye ülkeleri savunma harcamalarını artırmaları konusunda sık sık uyarmıştır. Bu çağrılar, 2014'te alınan kararla, üye ülkelerin gayri safi yurt içi hasılatlarının en az yüzde 2'sini savunmaya harcamaları gerektiği yönünde bir taahhüt içerir.
Savaşın etkisiyle Avrupalı NATO müttefikleri, savunma harcamalarını ve askeri personel sayısını artırarak Rusya ile olası bir çatışmaya hazırlıklı olmayı amaçlamaktadır. İsveç'in katılımıyla 32 ülkeye ulaşan NATO, 1949'da 12 üye ile kurulduğundan bu yana on kez genişledi. Özellikle Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısı sonrasında, güvenlik mimarisi üzerindeki etkiler, İttifak'ın genişlemesi ve yeni üyelerin kabulü konusunda tartışmaları beraberinde getirmiştir.
NATO'nun genişlemesi, özellikle Rusya tarafından eleştirilmekte, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin genişlemenin Doğu Avrupa'ya doğru ilerlemesi konusunda endişelerini dile getirmiştir. Buna rağmen, NATO'nun açık kapı politikası devam etmekte ve İttifak'a katılım, tüm müttefiklerin onayı ile mümkün olmaktadır.
Türkiye'nin NATO içindeki rolü, 72 yıllık üyeliği boyunca özellikle güneydoğu kanadında stratejik bir konuma sahip olmasıyla dikkat çekiyor. Savunma sanayisindeki gelişmeler ve askeri kapasitesi ile Türkiye, İttifak'a önemli katkılarda bulunmaktadır. NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, Türkiye'nin İttifak'a yaptığı katkıları övgüyle karşılamış ve Türkiye'nin terörle mücadeledeki rolünü de vurgulamıştır.
Kaynak: