Almanya'nın otomotiv sektöründe, hem ana sanayide hem de tedarik zincirinde, Türk yöneticilerin önemli roller üstlendiği biliniyor. Taşıt Araçları Tedarik Sanayicileri Derneği (TAYSAD) Başkanı Albert Saydam, Türkiye ve Almanya arasındaki derin köklere sahip ilişkilerin otomotiv endüstrisinde nasıl kilit bir rol oynadığını kaleme aldı.

Saydam'a göre, Türkiye ve Almanya arasındaki ticari ilişkiler, her iki ülkenin de otomotiv endüstrisindeki güçlü geçmişleriyle sıkı bir bağ oluşturuyor. Türkiye'nin coğrafi konumu, işgücü potansiyeli ve üretim altyapısı, Almanya'nın ise yenilikçi yaklaşımı ve yüksek kaliteli ürünleriyle birleşerek, her iki ülkenin de dünya çapında önde gelen otomotiv üreticilerinden biri olmasını sağlıyor.

Son yıllarda Türkiye'nin otomotiv endüstrisindeki büyüme dikkat çekici boyutlara ulaşmış durumda. Ülkenin stratejik konumu ve güçlü tedarik zinciri altyapısı, uluslararası otomotiv üreticilerini Türkiye'yi üretim üssü olarak seçmeye yönlendiriyor. Türkiye, Avrupa'nın en büyük ikinci otomotiv üreticisi konumunda bulunuyor ve özellikle Alman otomotiv şirketleri, Türkiye'deki tesislerinde üretim yaparak Avrupa pazarına erişim sağlıyor.

Türk otomotiv tedarik sanayi firmaları da Almanya'nın otomotiv endüstrisi için kritik bir tedarikçi konumunda. Ancak işbirliği sadece mal alım satımıyla sınırlı değil; aynı zamanda mühendislik hizmetleri ve iş gücü de Türkiye'den Almanya'ya ihraç ediliyor. Türk mühendisler ve yöneticiler, tecrübelerini Almanya'daki firmalarda kilit pozisyonlarda kullanarak Türk-Alman ilişkilerine büyük katkı sağlıyorlar.

Her iki ülkenin otomotiv endüstrileri arasındaki ilişki, karşılıklı bağımlılığa dayanıyor. Bu bağlamda, teknolojik değişimler ve dönüşümlerle birlikte ortaya çıkabilecek yeni işbirliği fırsatlarını takip etmek ve siyasi-ekonomik faktörleri göz önünde bulundurmak önem arz ediyor. Her iki ülkenin de sürekli olarak işbirliğini güçlendirmek için çaba sarf etmesi, otomotiv sektöründeki ilişkilerin sürdürülebilirliği açısından kritik öneme sahip.