Papandreu, Selanik'te düzenlediği basın toplantısında, Türkiye ile ilgili sorular üzerine, Yunanistan'ın, Türkiye ile ilişkilerini iyileştirerek geliştirmesi için her türlü nedeni bulunduğunu belirterek, ''Ancak vurguluyoruz ki, bugün ya da yarınki gelecekte herhangi bir ilişkinin inşa edileceği temel, uluslararası hukuka saygı temelidir'' dedi.

Yunanistan'ın ekonomik nedenlerden dolayı dış politikadaki etkisinin zayıf olduğunu, ancak bunun başka alanlarda da zayıf olduğu ve taviz vereceği şeklinde yanlış anlaşılmaması gerektiğini ifade eden Papandreu, şöyle dedi:

''Bu nedenle, İsrail'in de olduğu gibi, Kıbrıs Cumhuriyeti'nin (Rum) ve başka ülkelerin, MEB, ya da boru hatlarıyla ilgili araştırma ve anlaşma yapması ve sahip olduğu doğal kaynakları değerlendirebilmesinin egemenlik hakkı olduğunu söylüyoruz. Bu sadece Yunanistan'ın değil, aynı zamanda AB'nin de tezi. Bu konuda ABD de açıklama yaptı. İnanıyorum ki bu, Türkiye'ye karşı apaçık bir tezdir.''

Papandreu, ''Türkiye'nin bu konuda şiddete başvurmasının Yunanistan tarafından bir savaş nedeni (casus belli) kabul edilip edilmeyeceği'' sorusu üzerine, şiddet içeren tehditlerin memnun edici olmadığını, ancak sonunda itidalin hakim olacağına inandığını söyledi.

Yunanistan'ın, bu konuda Türkiye dahil tüm ülkelerle işbirliği arzu ettiğini belirten Papandreu, şöyle konuştu:

''Biz, uluslararası hukuk ve işbirliği çerçevesinde tüm haklarımıza sahip olmak istiyoruz. Kıta sahanlığı konusunda olduğu gibi, kara sularının genişletilmesi ve MEB, her şeyden önce bir hak meselesidir, ancak aynı zamanda da komşu ülkelerle bir işbirliği meselesidir. Biz Türkiye dahil tüm ülkelerle bunu yapmaya çalışıyoruz, anlaşma sağlamaya çalışıyoruz. Belirtmek isterim ki, şiddet tehdidi hiç memnun edici değil. İnanmak istiyorum ki, itidal hakim olacak ve AB ile uluslararası toplum bir bütün halinde, Kıbrıs'ın olduğu gibi, egemen devletlerin hakkı olan kendi alanlarını değerlendirmesi konusunda sadece şiddet değil, şiddet tehdidi bile olmasını istemeyecektir.''