2014 yılı nasıl geçti?
Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası (TTSO) Başkanı M. Suat Hacısalihoğlu, 2014 yılını değerlendirirken, “2014 yılı aslında kötü geçen bir yıl olmadı. Beklentiler doğrultusunda olan bir yıl olduğunu belirtmek istiyorum” dedi.2015 yılından beklentilerini de dil
Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası (TTSO) Başkanı M. Suat Hacısalihoğlu, 2014 yılını değerlendirirken, “2014 yılı aslında kötü geçen bir yıl olmadı. Beklentiler doğrultusunda olan bir yıl olduğunu belirtmek istiyorum” dedi.
2015 yılından beklentilerini de dile getiren Başkan Hacısalihoğlu, 2015 yılının yine 2014’e bağlı olarak orta vadeli programa bağlı olarak paralel gideceğini söyledi.
Orta vadeli proğramda sürekli bir değişimin söz konusu olduğunu kaydeden Başkan Hacısalihoğlu, “ 'Nasıl bir yıl geçirdik gelecek yıl neleri gösterecektir' sorusuna 2013 yılında da söylediğimiz şey temkinli olmaktı. Temkinli olmakla hükümetimizle aynı paralelde düşündüğümüz ortaya çıkıyor. Orta vadeli proğramda sürekli bir değişim söz konusu ve gerçekten çok takip edilen bir ekonomi çalışması var. Bizde buna bağlı olarak yapmış olduğumuz araştırmalar doğrultusunda çalışmalarımızı ona göre yönlendiriyoruz. 2014 aslında kötü geçen bir yıl değil. Beklentiler doğrultusunda olan bir yıl olduğunu belirtmek istiyorum.
Ekonomimizin gidişatına bağlı olarak da hedefleri tutturulmasında az seviyelerde değil hatta yukarılara doğru çıktığını daha iyi ideal bir yerlerde olduğunu belirtmekte yarar var. Buna bağlı olarak 2015’de 2014’e bağlı olarak orta vadeli programa bağlı olarak yine paralel gidecektir. 2015’deki orta vade programında büyüme hızımızın 3, 3.5 cıvarına çekilmesi ve 2015 ve devamında da yüzde 5’lere çıkacağı programlanmış. Geçtiğimiz yıllarda 2011, 2012 yılında Çin’deki büyümeye bağlı olarak Türkiye’nin büyümesi de yüzde 8,9 seviyelerinde idi. Çin’in ayakta kalmasının en geçerli nedeni iç tasarruflarının yüksek olması ki yüzde 50 civarında. Türkiye’nin iç tasarrufları daha yüzde 12-14 arasında geziyor” dedi.
HÜKÜMETİN TASARRUF PROGRAMI PİYASALARI BİRAZ SOĞUTTU
Hükümetin tasarrufu artırmaya yönelik proğramlar yaptığını kaydeden Başkan Hacısalihoğlu, bunun da piyasaları biraz soğuttuğunu ifade ederek, ”Hükümetimizin yapmış olduğu proğramlarda tasarrufların artırılması konusunda piyasayı biraz soğutma çalışmaları yürüyor. Bunların bir çok yönü var. Bunlardan bir tanesi faizleri yükseltmek tasarrufları artırmak için tüketimi azaltmak. Tüketimi azaltmaya gittiğiniz zaman ters etkileri yani büyümeye ters etkisi oluyor. Piyasa daralıyor.
Piyasanın daralmasıyla özellikle alt kesimde ticaret yapan kesimlerin risklerinden dolayı bazı sıkıntıları birlikte yaşıyoruz. Kredi kartlarındaki vadelerin düşürülmesi bu piyasayı soğutma konularından bir tanesi . Yani tasarrufun artırılmasına bağlı olarak. Özellikle ekonomide vadelerin kısaltılması araç kredilerinde konut kredilerinde tüketici kredilerinde vadelerin azalması faizler yükselmesi ters etkiler yaşatabiliyor. Konuya böyle bakınca ekonominin ne kadar zor bir dengede tutulduğu aşikardır. Ancak büyümenin de özellikle gelişmekte olan ülkelerde yüzde 5’in altında tutulduğu taktirde başta sosyal sorunlar gündeme getiriyor.
Sosyal sorunlar istihdama ters etki yapmaktadır. Bu bakımdan gelişmekte olan ülkeler bizim gibi ülkelerin özellikle büyüme hızlarının yüzde 5’in üzerinde olması kabul edilebilir bir rakam. Geçmişten bugüne kadar Türkiye Cumhuriyetinin kurulduğu günden bugüne kadar Türkiye’nin büyüme oranı yüzde 5 . Kriz anlarında ve geçiş dönemlerinde bu rakamlar düşüyor ama ortalama bu rakamlar kalıyor. Bundan sonra da bunu yakalayacağımıza inanıyorum'“ diye konuştu.
"AMERİKA'DA İŞLER İYİ GİDİYORSA DÜNYADADA İYİ GİDİYOR DEMEKTİR"
Dünyada ticareti ABD’nin yönettiğini ve bu ülkede işlerin iyi gitmesi dünyada da iyi gitmesi anlamına geldiğini kaydeden Başkan Hacısalihoğlu, şunları söyledi:
“Çünkü dünyada geçirmiş olduğumuz son krizden dolayı bazı etkileri halen devam etmektedir. İyi olan bir şey varsa dünyanın en büyük ticareti yöneten Amerika’da işler iyi gidiyorsa dünyada da işler iyi gidiyor demektir. 2015 için daha dikkatli olmamız gerekiyor. Çünkü Türkiye’nin ticareti içerisinde özellikle rekabet açısından en fazla ihracat yapabildiği ülkeler Avrupa Birliği ve komşuları.
Buna baktığımız zaman komşularımızdan şu anda özellikle güneydeki Irak’da devam eden sorunları belki Suriye’de 20-30 yıl daha devam edecek. Kuzeyde kırılma hattı bir miktar daha devam edebilir ama Rusya’nın ekonomikle ilgili sıkıntısı bizi çok yakından ilgilendiriyor. Fakat bu sıkıntının uzun süreceğini tahmin etmiyorum çünkü bundan aynı zamanda Avrupa ülkeleri de etkileniyor. Onlarda zor duruma düşebileceklerini bildiği için bunun uzun süreceğini düşünmüyorum.”