Trabzon Ticaret Borsası (TTB) Meclis Başkanı Mehmet Cirav, Türkiye'de yaşayan ve bu ülkeye vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkesin, öncelikle demokrasinin gelişmesi için üzerine düşen görevi azami ölçüde yerine getirmekle yükümlü olduğunu ifade etti.
Cirav, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'nin, dünyanın değişen şartlarına, bulunduğu konjonktürde uyum sağlaması gereken bir süreci yaşadığını belirtti.
''Her şeyin başı demokrasi kabul ederek yaşadığımız bu süreci olabildiği ölçüde kontrolümüz altında tutarak geçirip, hedeflerimize azami ölçüde ulaşabilirsek, hem kazanımlarımız artacak hem de dünya sahnesindeki yerimiz yükselecektir'' diyen Cirav, şöyle devam etti:
''Bu nedenle, demokrasiyi tüm kural ve kurumları ile işler hale getirmek için öncelikle kural dışı vesayetlerden kurtarmamız gerekmektedir. Son yıllarda hükümetin gösterdiği çabaların ve attığı adımların da temelini bu düşüncenin oluşturduğu kanaatindeyim. Herkes için tam ve adaletli bir demokrasiyi temin edecek nitelik ve içerikteki bir Anayasa ile Türkiye, bulunduğu coğrafyanın ve sahip olduğu doğal zenginliklerin de avantajını en verimli ve en iyi şekilde kullanarak, Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100'üncü yılında dünyanın kalkınmışlıkta ilk 10 ülkesi arasına girebilecektir. Ancak dediğimiz gibi, bu süreci kontrol ederek en iyi şekilde değerlendirme ile bunu başarmamız mümkündür. Bunun yolu ve yöntemi de bu yolda gösterilecek çabaları iktidar-muhalefet ayrımına gitmeden millete hizmet için yola çıkmış siyasetçilerin tümünün göstermesidir. Çünkü, tam demokrasiyi hedefleyen bu sürecin kontrol altında tutularak, hedefine sağlıklı bir şekilde gitmesinde iktidarın istekleri kadar muhalefetin tutumu da önemlidir.''
Türkiye'nin, artık sadece eleştiren ve de ortaya koymayan muhalefet anlayışından sıyrılmak zorunda olduğunu ifade eden Cirav, şunları kaydetti:
''Bu anlayış, belki de bir asırlık ömre doğru yol alan Cumhuriyet ile şimdiye kadar elde edebileceğimiz çok daha fazla kazanımları engellemiştir. Demokrasi engellerle küçülür, açılan yollarla büyür, gelişir. Türkiye'de yaşayan ve bu ülkeye vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes, öncelikle demokrasinin gelişmesi için üzerine düşen görevi azami ölçüde yerine getirmekle yükümlüdür. Aksi takdirde, demokrasiyi sahiplenmeyi ve savunmayı başkalarına bırakırsak, önümüzdeki süreçte yaşayacaklarımız, geçmişte yaşananlardan farklı olmayacaktır. Artık geçmişten ders almak ve geleceğe 'herkes için tam demokrasi' diyerek bakma dönemidir. Gelin bu dönemi ve süreci iyi kullanıp hak ettiklerimize kavuşalım.''