Doğu Karadeniz İhracatçıları Birliği (DKİB) verilerine göre, bu yılın 9 aylık döneminde, Trabzon, Rize, Artvin ve Gümüşhane'den yapılan ihracat, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 42 artışla 991 milyon 247 bin dolar olarak gerçekleşti.

DKİB Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Hamdi Gürdoğan, yaptığı yazılı açıklamada, DKİB'in yetki alanında bulunan Doğu Karadeniz illerinden Trabzon, Rize, Artvin ve Gümüşhane'de 2010 yılı Ocak-Eylül döneminde yapılan ihracatta 380 milyon 646 bin dolar ile fındık ve mamullerinin ilk sırada, 268 milyon 608 bin dolar ile yaş meyve ve sebze ürünlerinin ikinci, 184 milyon 777 bin dolar ile madencilik ürünlerinin ise üçüncü sırada yer aldığını ifade etti.

Gürdoğan, 2009 yılının Ocak-Eylül dönemi ihracatının 696 milyon 855 bin dolar, bu yılın aynı döneminde ise ihracatın yüzde 42 artışla 991 milyon 247 bin dolar olarak gerçekleştiğini belirterek, şunları kaydetti:

''Bu yıl Ocak-Eylül döneminde Trabzon'dan yapılan ihracatta yüzde 37, Rize'den yapılan ihracatta yüzde 58, Artvin'den yapılan ihracatta yüzde 65, Gümüşhane'den yapılan ihracatta yüzde 100 artış oldu. Bu dönemde bölgemizden 85 ülkeye ihracat yapıldı. En fazla ihracat sırasıyla, Rusya Federasyonu, Gürcistan, Fransa, Almanya ve Fransa'ya yapıldı.''

Bölge ihracatının 2010 yılı başından itibaren artış trendini sürdürmesine rağmen döviz kurlarında yaşanan büyük baskı sonucu özellikle son aylara doğru artış oranının sürekli düştüğünü ifade eden Gürdoğan, şöyle devam etti:

''Ülkemizde Merkez Bankasının bunca serzenişlerimize rağmen döviz kuru politikasını ithalat teşvik edici yönde belirlemesi her geçen gün ihracatçımızın rekabet imkanlarını yok etmektedir. Bütün dünya ülkeleri, özellikle 2010 yılında Japonya, Brezilya ve Güney Kore gibi ülkelerin merkez bankaları döviz kurlarını ihracatı teşvik yönde belirlemesine rağmen, ülkemiz Merkez Bankasının buna seyirci kalması ve istihdamı, yatırımı ve ihracatı teşvik edici para politikası uygulamaması cari açığı sürekli büyütmekte ve beslemektedir. Uygulanan para politikaları sıcak para girişini körüklemekte ve gelen sıcak para sadece spekülatif amaçlı geldiği için de ülke ekonomisini hiçbir katkısı olmamaktadır. Bu durum ihracatçılarımızın bin bir emek ve fedakarlıkla elinde tutmaya çalıştığı pazarların her geçen gün elinden çıkmasına sebebiyet verdiği gibi, ülke ekonomisinin kırılgan noktalardan çıkmasını engellemektedir.''

Gürdoğan, bütün gelişmiş ve gelişmekte olan ülke ekonomilerin performansına bakıldığında ekonomilerindeki büyüme oranları ile ihracattaki artış oranlarının, aynı paralelde gittiğini kaydederek, Türkiye'nin büyüme oranlarında bir çok gelişmiş ülke oranları ile aynı paralelde gitmesine rağmen, ihracat artışında bir çok gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin gerisinde kaldığını, bu durumun da tamamen Merkez Bankasının uyguladığı para politikalarından kaynaklandığını savundu.