Krizde hangi yatırım kazandırır?

Ülkelerin dış borçlanma araçları olan eurobondlar ve şirket tahvilleri sermayeye piyasasına hücum eden yatırımcıların ilk hedefi oldu. Yüksek getiri sağlayan bu tahviller için son çeyrekte yeni alım fırsatları olacak... İşte FORBES'tan kriz döneminde yatı

Krizde hangi yatırım kazandırır?

Ülkelerin dış borçlanma araçları olan eurobondlar ve şirket tahvilleri sermayeye piyasasına hücum eden yatırımcıların ilk hedefi oldu. Yüksek getiri sağlayan bu tahviller için son çeyrekte yeni alım fırsatları olacak...

İşte FORBES'tan kriz döneminde yatırım önerileri...

YURTDIŞI PİYASALAR

Mart ayında başka bir deyişle kredi krizinin patlamasından altı ay sonra piyasalar müthiş bir iyimserlikle çıkışa geçti. Ekonomilerden kalıcı iyi sinyaller gelmemesine rağmen yaşanan bu ralli döneminde, borsa ve tahvil yatırımcıları oldukça kazançlı çıktı. Klasik yatırımcıların yanı sıra ülkelerin dış borçlanma araçları olan eurobond ve şirket tahvilleri yatırımcıları da bu yükselişten yüksek getiri sağladı.

Eurobond cephesindeyse artan finansman ihtiyacının karşılanması, tahvil ihraçlarını körükledi. Gelişmekte olan ülke tahvilleri bu yatırımcı ilgisinin en net görüldüğü ve de toparlanmanın en sert olduğu piyasalardan biri oldu. Lehman Brothers iflası ile fiyatların hızla gerilediği Türk eurobond'larında getiriler yüzde 13'lere kadar yükseldi. Şimdiyse gelen yoğun talep ile getirilerin kriz öncesi seviyelere yaklaştığı ve yüzde 7'lere geldiği görülüyor. Hazine'nin en son gerçekleştirdiği 1,25 milyar dolarlık tahvil ihracına 8,5 milyar dolar gibi rekor bir ilgi oldu. Benzer şekilde Güney Kore'nin yaptığı eurobond, Kazakistan'dan Kazmunaigaz, Rusya'dan Gazprom, Brezilya eurobond ve Malezya'dan Petronas "sukuk" (islami bono) ihracına yine rekor düzeyde talep geldi. Bu tahvil ihraçlarından bazıları ilan edildikten 15 dakika içinde tamamlandı. Rusya ve Kazakistan'ın yaşanan bu olumlu süreci daha az değerlendirebilen ve haklarında soru işaretlerinin en fazla olduğu ülkeler olduğunu da belirtmek gerekiyor.

GELİŞEN PİYASALAR

Gelişmekte olan piyasalar yılbaşından Ağustos başına kadar bir yükselen bir trendde devam etti. Ağustos ayında yaşanan düzeltme kimi ülkede daha keskin hissedildi, kimine ise yansımadı. Morgan Stanley'in 22 ülke borsasının hisselerinden oluşan MSCI Emerging Market Endeksi, 20 Ağustos itibariyle yılbaşından bu yana yüzde 47.6 artış gösterdi. 1-20 Ağustos itibariyle Türkiye, Macaristan, Meksika borsaları yüzde 5'in üzerinde performansla küresel borsalarda görülen düzeltme hareketini yaşamazken, Hindistan, Tayvan ve Filipinler borsaları yüzde 5'in üzerinde değer yitirdi.

ÖZEL BANKACILIK

Mart ayında borsalarda başlayan çıkış elbette özel bankacılık bölümlerine de hareketlilik getirdi. Fikret Önder, 2008 sonundan bugüne müşteri portföylerindeki yabancı hisse senedi oranının üç katı, yerli hisse senedi oranınınsa 10.5 katı arttığını söylüyor. Önder'e göre bu özel bankacılık portföylerindeki trend değişiminin bir göstergesi. Akbank Private Banking'in geçen yılki müşteri portföy büyüklüğü 14 milyar lirayken bu yıl 17 milyar liraya çıktı. Bu rakamın içinde kurumsal özel bankacılık müşterileri büyük paya sahip. Fikret Önder, "Önümüzdeki dönemde özel bankacılığa olan bu ilginin artarak devam edeceğini düşünüyorum" diyor ve ekliyor: "Ancak vergi ve yapısal anlamda bazı değişikliklerin bir an önce yapılması gerekiyor."

STRATEJİ

Türk şirketleri kriz öncesinde diğer gelişmekte olan ülkelere oranla yüzde 30 oranında iskontolu -politik riskler, cari açık, bütçe kaygıları- işlem görüyordu. Krizle birlikte piyasalar çıldırdı ve daha önce birçok kez FORBES Para&Yatırım bölümünde işlediğimiz gibi hisseler mantık sınırlarını zorlayan fiyatlara geriledi. Dow Jones'un önderliğinde başlayan ralli ile de Türkiye zaten olması gereken seviyelere geldi. Demirgüreş, "Diğer ülkelerle aramızdaki iskonto farkı şimdi kapandı. Artık önümüze bakabiliriz" diyor.

YATIRIM FONU

2000'de yaşanan kriz, Türk yatırımcısının ortak belleğinde büyük bir yara açtı. Bu dönemde A tipi fonların çok büyük zarar etmesi, yatırımcıların yıllarca hem borsadan hem de A tipi fonlardan uzak durmasına neden oldu. Yaklaşık dokuz yıl sonra - belleklerden 2000 krizi silinmemişken- 2008 krizi geldi. Ama çok ilginçtir ki 2000 krizinin aksine -faizlerdeki kalıcı gerilemenin de etkisiyle- A tipi fonlara olan ilgi artmaya başladı. Mart ayında başlayan rallinin sonucunda A tipi fonlar o kadar yüksek getiriler sağladılar ki hem uzmanlar hem de yatırımcılar yılın son çeyreği için bu fonları mercek altına aldı.

DÖVİZ

Küresel ekonomide durgunluğun sona erdiği sinyalleri kuvvetlendikçe ve buna bağlı olarak emtia fiyatları arttıkça, dolar özellikle euro karşısında güç kaybediyor. Kuşkusuz bunda Alman ve Fransız ekonomilerinin, ABD'den önce artıya geçmesinin ve durgunluktan çıkmasının büyük payı var. Ancak şurası bir gerçek ki hem ABD hem de Euro ekonomileri tarihin en büyük mali ve finansal hızlandırma paketleri sayesinde canlanma yoluna girdi. Küresel ekonominin girdiği bu sorunlu canlanma dönemecinde, euro hakkındaki iyimserlik havası daha ağır basıyor. ABD doları da, ekonominin dipten dönmesi ve başta Çin'e olmak üzere tahvil satışlarını hedef dahilinde sürdürmesi sayesinde rezerv para konumunu sürdürüyor.

EMTİA

Küresel kriz döneminde bütün emtia fiyatları dibi bulmuştu. Örneğin meşrubat kutularında ve uçak parçalarında kullanılan alüminyumun fiyatı üçte bir oranında düşmüştü. Ancak canlanma belirtilerinin ardından, alüminyum Şubat'taki dip noktasına oranla yüzde 50 değer kazanarak, son 8 ayın en yüksek noktasına çıktı. Bakır fiyatları yılbaşından bu yana yüzde 90'ın üzerinde değer kazanarak son bir yılın, aynı şekilde nikel, kalay, çinko, demir gibi bütün endüstriyel metal fiyatları da hızlı bir yükselişle son 10 ayın en yüksek seviyesine ulaştı.

HABERE YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler