Memura krizi bahane ediyorlar
Türkiye Kamu Çalışanları Sendikaları KonfederasyonuTrabzon İl Temsilciliğinden açıklama yapıldı. Kamu-Sen Trabzon İl Başkanı Coşkun Dilber bir basın açıklama yaptı. Dilber, "Yaklaşık 2,5 milyon memurun merakla beklediği toplu görüşmelerin 6. turunda hüküm
Türkiye Kamu Çalışanları Sendikaları KonfederasyonuTrabzon İl Temsilciliğinden açıklama yapıldı. Kamu-Sen Trabzon İl Başkanı Coşkun Dilber bir basın açıklama yaptı. Dilber, "Yaklaşık 2,5 milyon memurun merakla beklediği toplu görüşmelerin 6. turunda hükümet kamu çalışanlarına 2010 yılı için %2+%2 zam önerisiyle gelmiştir. Bu önerinin pazarlıklara zemin oluşturması bile söz konusu olamaz. Hükümet açıkça kamu çalışanları ile alay etmiştir. Krizi bahane eden siyasi irade, bahanesinin altında kalmıştır.
Toplu Görüşme masasını başından beri sulandırma mücadelesi veren siyasi irade, açıkladığı zam oranı ile bunu zirveye taşımıştır. Ciddiyetten uzak bu yaklaşım ancak böyle bir hükümete yakışırdı. Demokratik açılım adı altında, bölücü terör örgütü taleplerini kamuoyuna kabul ettirmek isteyen hükümet, onların temsilcilerine karşı gösterdiği nezaket, saygı ve hoşgörüyü kamu çalışanlarına göstermemiştir. Öyle ki, terör örgütü siyasi uzantıları ile görüşmek için zaman ayıran, hazırlık yapanlar, iş kamu çalışanlarına geldiğinde ciddiyetten ve hazırlıktan uzak bir yaklaşım sergilemektedirler. Demokrasiyi bir kültür olarak algılama yerine, sadece sandık olarak algılayanlar, sandıktan aldıkları gücü, bu gücü onlara verenlere karşı kullanmaktadırlar. Dahası Anadolu değimi ile, Ayağıma yer yapayım, bak size neler yapacağım. anlayışı kamu çalışanına karşı sergilenmektedir. Bu anlayış kabul edilemez, etmeyeceğiz. On binlerce masum insanımızın ölümüne ve milyarlarca liralık kaynağımızın heba olmasına sebep olanları affetme ve onlar için demokratik açılım mücadelesi verenler, ne yazık ki yıllardan beri kamu çalışanını ezmekte, açlığa ve sefalete mahkûm etmektedir. Tarih bu vebali onların sırtından kaldırmayacaktır. Kamu çalışanının en demokratik taleplerini karşılamayanlar, dış ülkelerde irtibat ofisleri açanların iki dudağı arasından çıkanları maalesef emir telakki etmektedirler. Kamu çalışanlarının da yıllardan beri, hem demokratik hem de ekonomik bir açılım beklediği unutulmamalıdır. Bunu her platformda dile getiren kamu çalışanın denemediği tek yol dağa çıkmak olmuştur. Dağa çıkanların kazanım elde etmesine rağmen, kamu çalışanı bu yolu asla denemeyecek, onlara bu yolu gösterenlere de hak ettiği dersi elbetteki verecektir.
Ekonomik krizi bahane edenler, Ülkenin krizden çıkması için finans sektörünü harekete geçirmek yerine, talebi artırıcı bir takım tedbirler almak yerine iş adamlarına 54,3 milyar TL'yi göz kırpmadan vermişlerdir. Ülkenin yüzde 1'ine bu parayı göz kırpmadan verenler yaklaşık 20 milyon nüfusa 2,7 milyar TL'yi çok görmektedirler. Bunun adı acımasızlıktır, bunun adı adaletsizliktir. Bölgemizde bir laf var 'hain' derler, acımasız anlamında. Bunun adı hainliktir. Merkez Bankası Başkanı enflasyon rakamını yüzde 6,79 açıklıyor ama bunlar yüzde 2+2 ile karşımıza çıkıyorlar. Bu anlayışı çok da yadırgamıyoruz. Eylül 2008'de açıklama yaptılar; '2009 yılında Türkiye yüzde 4 büyüyecek', ama ilk 3 aylık büyüme eksi yüzde 13,8 oldu. Tüm bu veriler hükümetin kimlerden yana olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Bazı kesimlere ek bütçe dahi yapmadan 54,3 milyar TL verenler, gelecek yılın bütçesinde kamu çalışanına 2,7 milyarı çok görmektedirler. Kamu çalışanları elbette ki bu durumu değerlendirecek ve gereğini yapacaktır.
Türkiye Kamu-Sen olarak; Hükümeti bir kez daha düşünmeye davet ediyor, hükümet olma ciddiyetini taşıyamıyorlarsa, devleti küçültme yerine çekip gitmelerini öneriyoruz. Kamu çalışanı
ise; kendisi ile alay etmeye teşebbüs edenlere, Anadolu'yu hiçe sayanlara, teröriste gösterdiği şefkati kamu çalışanına göstermeyenlere, krizin faturasını kendisine kesenlere elbette ki hesap soracaktır. Bu kararlılığı gösterdiğimiz takdirde, çok şeyin değişeceği unutulmamalıdır. Kamu çalışanı olarak, Toplu Görüşme masasında kamu çalışanlarının haklarından çok, iktidar payandalığının gereği olarak, demokratik açılım naraları atan sözde sendikal yapıları da değerlendirme gereği vardır.
Bıkmayacağız, yılmayacağız, yıkılmayacağız, direneceğiz ve sonunda mutlaka kazanacağız
Ekmek mücadelemizi gölgeleyenlere, adaletsizliği şiar edinenlere, milli değerlerimizi hiçe sayanlara, birliğimiz baltalayanlara, kamu çalışanı olarak hak ettiğimizi vermeyenlere hesap ödetmek boynumuzun borcudur