Ayçin, Hava-İş Sendikası Genel Merkezinde düzenlediği basın toplantısında, THY yöneticilerinin asıl işlerini bir kenara bırakarak çalışanların üzerinde psikolojik baskı oluşturduklarını ve işten atılma tehdidinde bulunduklarını öne sürdü.

THY'de çalışan 11 bin çalışanın hiçbir baskıya maruz kalmadan, kendi iradeleriyle alacakları her türlü karara saygı duyduklarını vurgulayan Ayçin, ancak İstanbul Bölge Çalışma Müdürlüğü ve İstanbul Valiliğinin her türlü yasayı bir kenara bırakarak THY ve THY Teknik AŞ Yönetim Kurulu üyelerinin hazırladığı oylama sistemini benimsediklerini savundu. Ayçin, şöyle dedi:

“Başta İstanbul Valiliği olmak üzere maalesef THY işvereninin taleplerine uygun bir düzenleme yapılmıştır. O sandıkları 3 gün, 6 gün ya da 344 gün açık tutsalar da o sandıklardan 'evet' çıkacak. Bundan eminiz. Bizim tepkimiz usulsüzlüğedir. Bu konuda hukukçularımızın hazırladığı itiraz dilekçesinden yola çıkarak bölge idare ve iş mahkemelerine gerekli başvuruyu yaptık ve bu uygulamayı yapanlar için de suç duyurusunda bulunacağız.”

Hukuki alanda gidilebilecek en son noktaya kadar haklarını savunacaklarını belirten Ayçin, THY Yönetim Kurulu Başkanı Candan Karlıtekin'in “Verebileceğimiz teklifin en iyisini verdik” sözlerinin hatırlatılması üzerine, 3 kere teklif getirildiğini ve hepsi için “Bu, verebileceğimiz en son teklif” denildiğini belirterek, “Bizim en iyi tekliften kastımız, çalışanların onaylayacağı tekliftir” dedi.

Grev oylamasında Türkiye'nin her yerinde sendika temsilcilerinin de sandık başlarında olacağını vurgulayan Ayçin, oylamadan sonraki sürece ilişkin olarak şunları söyledi:

“Bu işin masada bitmesi için Hava-İş, işvereni bir kez daha masaya davet edecektir. Biz, sandıktan 'evet' çıkacağı konusundaki inancımızı koruyoruz. THY'nin bir şirket sevdası varsa, o zaman şirket personelinin mağdur olmaması için bir adım atarlar. Masaya oturur ve gelebilecekleri en son noktaya geldiklerine ikna olursak masada bu işi bitiririz.”

Toplantıda Ayçin tarafından okunan “yürütmeyi durdurma istemi” dilekçesinde de, İstanbul Valiliğinin işverence hazırlanmış tek tip matbu dilekçeleri esas alarak işlem yaptığı belirtilerek yürütmenin durdurulması ve iptali istendi.