Paranın, gücün, ünün bizi korumayabileceğini gördük. Dijital ortamın ne kadar vazgeçilmez olduğunu; evdeyken bizi dünyada gezintiye çıkarabildiğini gördük. Ailemizin bireyleriyle, dostlarımızla dijital ortamdan hasret giderdik. Tarım, gıda, tedarik ve lojistik sektörünün; kimya, ilaç ve temizlik endüstrisinin önemini anladık. Güneşlik havada dolaşmanın, çimlere basmanın, rüzgarda saçlarımızı dalgalandırmanın kıymetini öğrendik. Vahşi hayvanların dünyasına girmememiz gerektiğini; dünyanın dengesini bozmamamız gerektiğini; hırslarımıza, açgözlülüğümüze dur dememiz gerektiğini anladık. En büyük tehditler altında bile gezegenimizdeki yaşamı, ancak emekçilerimizin risk altındaki çabaları ve alın terleriyle devam ettirebildiğimizi öğrendik. Güçlü görünen devletlerin beklenmedik durumlar karşısında o kadar da güçlü olmadığını anladık. Aklın, bilimin, uzmanlığın önemini; varsayımlarla, iddialarla, tahminlerle konuşan, her şeyi bilen kişilerin balonlarının söndüğünü gördük. Bunlar az şey mi?”