BAĞIMLILIĞIN PSİKOLOJİK VE SOSYAL BOYUTUNDAN DA SÖZ ETMİŞTİNİZ, ONLARI DA AÇIKLAR MISINIZ?rnPsikolojik boyut aslında ödül ve ceza sisteminden bağımsız değil. Çünkü mutluluk hormonu ve diğer başka hormonlarla ödüllendirilen kişi kendisini rahat, mutlu ve iyi hissediyor. Tersine ceza sisteminin bir tür işkence yöntemi olan “elektrik verme” uygulamalarına maruz kalan kişi de kolayca tahmin edileceği üzere umutsuz, hüzünlü, huzursuz yani kabaca kötü oluyor. Bu iki duygu durumu kişinin ruhsal dünyasını derinden etkileyerek tütün bağımlılığının pekişmesine yol açıyor.rnrnrnrnDavranış boyutu ise hem fizyolojik hem kültürel etmenlerle ilişkili. Bu konuda verilebilecek en iyi örnek el-dudak alışkanlığıdır. Biliyor musunuz, sigara içen bir kişinin eli yaklaşık bir milyon kez dudağına gitmiştir. Kendinizi düşünün: Bir işi milyon kez yapsanız artık iradi olarak mı yaparsınız yoksa otomatik olarak mı? İşte tütün ürünü kullanan kişinin de eli otomatik olarak hep dudağına gidiyor. Daha önemlisi sigarayı bırakmayı isteyen kişi kendi iradesinden bağımsız olarak çalışan bu el hareketinden yakınıyor ve elini nereye koyacağını bilemiyor. Benzer biçimde paket, kibrit, çakmak gördükten ya da çay, kahve içtikten ya da yemek yedikten sonra tütün ürünü kullanmak da bu davranışsal boyutla ilgili olan durum.