Trabzon'da hemen hemen herkesin, şehri yönetenlerin, STK'ların Trabzon'un denizden koptuğunu dillendirdiğini ve buna eleştiriler getirdiğini kaydeden Erüz, şunları söyledi:rn“Ancak hem denizimiz hem de derelerimiz için u2018ne yapabilirizi' artık maalesef geçmeye başladık. Henüz daha kaybetmediğimiz yerlere de büyük bir projelerle bakıyoruz. Bir taraftan diyoruz ki bu dereyi korumamız lazım öbür taraftan aynı dere için bir sürü ıslah projesi bir sürü HES projesi yada başka amaçlı projeler. Yada o dere yatağında bir yerlerde turizm havzası diyoruz taş ocağı açılıyor. Turizm havzası diyoruz tesis kuruluyor. Dolayısıyla dereleri, derelerin vadilerini kaybetmek istemiyorsak o vadilerde bütüncül planlama yani ortak akla dayalı tüm kurum ve kuruluşların bira arada olduğu geleceğe dönük planlama yapılmalı. Bugünü kurtarmak değil, geleceği de kurtarabilmeyi hesaplamamız gerekiyor. Örneğin Solaklı'da bir rehabilitasyon çalışması yapıldı. Ast olan derenin doğal akışı. Doğal rejimi içerisinde serbestçe akıp yoluna devam edebilmesidir. Önüne bentler koyarak, göletler haline dönüştürmek yada belirli yerlerde durgunlaştırmak yada kenarlarına rekteatik alanlar oluşturmakla dereyi doğallığından koparmış oluyoruz. Solaklı diğer yapılan HES, beton duvarlara göre çok daha insancıl çok daha doğaya uyumlu ve estetik kaygısı olan bir alan olarak yapıldı. Çok mükemmel dersek en mükemmeli de Allah'ın yarattığı doğa. Ondan daha mükemmeli yok. Dolayısıyla onu yok edip de onun yerine parayla yeni bir şeyler inşa etmek çok doğru bir yaklaşım değil. Solaklı derken sadece o ıslah yapılan o rekteaktif yapılan alandan bahsediyoruz. Geri kalanların tümü yine Solaklı'nın maalesef düz duvarlardan oluşan kanal. Sadece o olan insanların rekteaktif kullanımı için uygun ama dere yatağındaki balığı, dere kenarındaki yılanı, dereye girip çıkan su samurunu düşünen yok. Orada da öyle bir rehabilitasyon yok. Çünkü çırıl çıplak bir kıyı kenar kayalardan yada duvardan oluşan bir yapı. Eko sistemi devam ettiremez. Sudaki balık dahi yaz aylarında gölgeli alanlar arar sığınacağı gölcükler, taşlıklar arar. Bunların hepsini yok ettikten sonra artık oraya çok güzel rekreasyon demekte çok doğru değil.”