17 Aralık’ın iftira olduğu ispatlandı
17 Aralık'ta Erdoğan Bayraktar'a iftira atıldığı ispatlandı.
17 Aralık soruşturmasında kumpas kurulduğuna yönelik davada, eski savcı Bekir Gencer, tanık sıfatıyla mahkemeye katıldı. Gencer, "Ben dosyayı geri gönderdim, onlar operasyon yaptı" şeklinde konuştu.
17 Aralık kumpasında yer aldığı gerekçesiyle 10'u tutuklu, 5'i firari 67 sanığın yargılandığı davaya devam edildi. Eski savcı Bekir Gencer, davada yaptığı tanıklıkla dönemin bakanı Erdoğan Bayraktar isminin dosyaya nasıl konulduğunu tek tek anlattı.
ESKİ SAVCI BEKİR GENCER TANIKLIK YAPTI
Duruşmada, bir önceki celse tanık sıfatıyla çağrılan savcı Bekir Gencer’e, görev yaptığı ilden Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi ile bağlanıldı. Tanık Gencer, soruşturma dosyasının, o dönem memur suçlarına bakan büroya gönderildiğini söyledi.
OPERASYON KARARINI VEREN SAVCI ŞU AN FİRARİ FETÖ'CÜ
Dosyanın, bu büroda tevzi sonucu kendisine düştüğünü kaydeden Gencer, ''Soruşturma dosyasında, operasyon yapılacak bir durum olmadığından 2-3 ay sonra memur suçları savcılığına geri gönderdim. Dosyayı alan savcı Mehmet Yüzgeç de( FETÖ firarisi) operasyon kararı vermiş." dedi.
ALELACELE OPERASYON YAPTILAR
Soruşturmayı tamamlamadan, eksikliklerin giderilmeden, alelacele operasyon yaptıklarını kaydeden Gencer, şunları anlattı:
"Seçime az kalan bir dönemde ben, şehircilik ve kamu görevlilerinin olduğu bir soruşturmada operasyon yapmadım, yapmam da. Burada operasyon yapacak bir şey de yoktu, dosyada hiçbir delil yoktu, bir iki tape dışında. O da delil değil. Dosya dolu olsa bile böyle nitelikli bir soruşturmada bilirkişi raporu alınması, bilimsel yöntemlerle elde edilmiş delillere dayanması gerekirdi. Ben de bu gerekçelerle dosyayı, memur suçları bürosuna iade etmiştim. Ama bunlar seçim öncesi böyle bir operasyon yapıyorlar. Ben o dönem operasyon yapmayacağımı, dosyayı bilirkişiye göndereceğimi, başsavcı vekiline söylemiştim."
İLETİŞİM TUTANAKLARINDA BAKAN ERDOĞAN BAYRAKTAR'IN KAYDI YOKTU
Dinleme kararlarıyla ilgili bir talimatının olmadığını, sanıkların görevde oldukları süreçte iletişim tespit tutanağını kendisine vermediklerini belirten Gencer, kayıtların 17 Aralık sabahı 06.00’da tape haline getirildiğini ifade ederek, “Bir bakanın (dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar) konuşma kayıtlarını bana getirmeleri mümkün değildir. Bunu son gün, operasyon yaptıkları günün sabahı çıkarmışlar. Bakanın hiçbir görüşme kaydı bana gelmedi. Ben soruşturma yürütürken flash bellekle görüşme özeti getirirlerdi, bunlarda bakanın görüşmesi yoktu.”diye konuştu.
Soruşturma aşamasında dinleme kararı alınabilmesi için, mahkemeden talepte bulunulduğunu, mahkeme onay verirse belirli bir süre için dinleme yapılabildiğini aktaran Gencer, “Dinleme kararını uzatabilmek için, emniyetten görüşmelere dair suç teşkil eden örnekler getirilmesi gerekiyordu. Bunu bile zorlayarak getirtiyordum ama onlar ne istiyorsa onu getiriyordu.” ifadelerini kullandı.
Tanık Gencer, şunları söyledi: “Bir suç örgütü yoktu ortada. Bakanın oğlunun birkaç iş adamıyla görüşmesi vardı. Dosya benden gittikten sonra da bu görüşme kayıtlarına ilişkin bilirkişi incelemesi yaptırılmalıydı. Bunlar yapılmadan operasyon yapılmış. Ben baktığım dönemde, bu nitelikli bir soruşturmaydı. Maslak’ta bir inşaatla ilgili bir olay vardı. Kişilerin lekelenmeme hakkı çiğnenmemeliydi. Bilirkişi raporu alınmalıydı.''
BAYRAKTAR İLE İLGİLİ DOSYADA BİR KONUŞMA YA DA İBARE YOKTU, SONRADAN ORTAYA ÇIKTI
Mahkeme Başkanı Cem Karaca’nın, “Sanıklar, operasyon yapıldıktan sonra eksikliklerin giderilebileceğini söylüyorlar” demesi üzerine tanık Gencer, "Seçime az kalan bir dönemde, şehircilik ve kamu personelinin olduğu bir dosyada operasyon yapmazdım. Bugüne kadar da yapmadım. Zaten ortada operasyon yapılacak bir dosya yoktu, varsa bir rüşvet meselesi vardı. Bir para gitti geldi iddiası… Bu ‘Biz baskını yaparız, uyuşturucuyu buluruz zaten’ demek gibi bir şey olurdu. Bayraktar ile ilgili dosyada bir konuşma ya da ibare yoktu. Sonradan ortaya çıktı. Ellerinde vardı da benden sakladılar mı bilmiyorum. Bana böyle bir şey getirmediler." diye konuştu.
DOSYA BANA GELDİĞİNDE İÇİ BOŞTU, ÖRGÜT SUÇU SONRADAN OLUŞTURULDU
Ayrıca, dosyanın içinden sonradan örgüt çıkmasının kendi sorumluluğunda olmadığını, zaten dosyanın boş olduğunu savunan Gencer, birçok örgüt dosyasına baktığını, sanık olan polislerin kendisine istediklerini getirdiğini belirterek, dinleme süresini uzatmak istedikleri kişilerle ilgili bilgi notu şeklinde tape özeti getirdiklerini, bunun tamamını istediklerinde ise bilgi vermediklerini vurguladı.
Sanık Denizci’nin, "Bayraktar’ın bakan oğlu olması nedeniyle, yapmadığınız bir işlem oldu mu?" sorusuna Tanık Gencer, "Orada zaten çok fazla bir şeyi yoktu. Sadece birkaç tane tapesi vardı. TİB’den 100 tane tapesini alıyorsunuz, bana 3’ünü getiriyorsunuz. Hakkında işlem yapılacak bir durumu yoktu. Onu zaten soruşturmaya dahil edemezdim. Dosya benden gittikten sonra FETÖ’nün amaçları doğrultusunda evrilmiş çevrilmiş. Tapeleri son gün düzenlemişsiniz. Cumhuriyet Savcısından bilgi saklandığı çok açık. Ben bir operasyon planlamıyordum, operasyon yapılacak bir dosya değildi."ifadelerini kullandı.
Gencer, dosyayı Memur Suçları Soruşturma Bürosu’na kendisinin mi gönderdiği sorusuna, "Evet, örgüt olsaydı zaten biz bakardık. Büro değişikliği bile örgüt olmadığını gösteriyor. 20 gün içinde de örgüt oluşmaz." cevabını verdi.