255 gezi sanığı hakim karşısında
Gezi Parkı eylemlerine ilişkin açılan 255 sanıklı davanın ilk duruşması başladı. Sanık sayısının fazla olması nedeniyle savunmaların alınması için her hafta salı, çarşamba ve perşembe günleri olmak üzere peş peşe 12 duruşma yapılmasına karar verildi.Taksi
Gezi Parkı eylemlerine ilişkin açılan 255 sanıklı davanın ilk duruşması başladı. Sanık sayısının fazla olması nedeniyle savunmaların alınması için her hafta salı, çarşamba ve perşembe günleri olmak üzere peş peşe 12 duruşma yapılmasına karar verildi.
Taksim Gezi Parkı eylemlerine ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında 1 Haziran 2013 ile 4 Ağustos 2013 tarihleri arasında gerçekleştirilen bazı eylemlerle ilgili 255 sanık hakkında açılan davanın ilk duruşması İstanbul 55. Asliye Ceza Mahkemesi’nde bugün başladı. Çoğu öğrenci olan sanık sayısının çok olması nedeniyle sanık savunmalarının alınması için her hafta salı-çarşamba ve perşembe günleri olmak üzere peş peşe 12 duruşma yapılması planlandı. Her duruşmaya 25 sanığın çağrılması kararlaştırılan savunma duruşmalarının sonuncusu 29 Mayıs 2014 tarihinde yapılacak.
Sanık avukatlarının da hazır bulunduğu ilk duruşmada, kimlik tespitlerinin alınmasının ardından savunmaların alınmasına başlandı. Haklarındaki suçlamaları kabul etmeyen sanıklar, hiçbir ikazda bulunulmadan polisin gazlı müdahalesi olduğunu ve gözaltına alındıklarını söyledi.
Bazı televizyon kanallarına görüntü çekmek için eylem alanlarına gittiğini ve amatör kameraman olduğunu ileri süren Görkem Celiloğlu, "Polis müdahale ettiğinde herkes geri çekilince ben ortada kaldım. Bu sırada polis tarafından da gözaltına alındım" ifadelerini kullandı.
Duruşmada Mimar Gizem Ünek ise eylem sırasında birlikte olduğu bir arkadaşının polis tarafından gözaltına alındığını söyledi.
Yüksek Lisans öğrencisi Deha Okyay ise "Gezi Parkı’ndaki ağaçların kesileceğini duyduğum ve buna çok üzüldüğüm için barışçıl bir protesto amacıyla Taksim’e gittim. Polisin gaz bombalı müdahalesi olunca da kaçtım. Osmanbey’e doğru kaçarken polisler beni yere düşürerek yakaladılar. Ancak polislerden şikayetçi olmadığımı ilk ifademde de söylemiştim. Sivil polisler sadece ayağıma çelme atarak durdurmak ve yakalamak istediler. Çevik Kuvvet polislerinin de yüzlerini göremediğim için şikayetçi olmadım. Ayrıca polise taş atarak ve şiddete başvurarak olayların çözüleceğine inanmıyorum. Suçlamaları kesinlikle kabul etmiyorum" diye konuştu. Duruşma, sanık savunmalarının alınması ile devam ediyor.
Davaya ilişkin iddianamede, eylemcilerin Dolmabahçe’de bulunan Bezmialem Valide Sultan Camii’ne, kapılarını da kırarak zorla girdiklerine ilişkin olay da yer alıyor. İddianamede, 31 Mayıs 2013 tarihinde polis müdahalesi sonrasında eylemcilerin camiye girmek istedikleri, müezzin Fuat Yıldırım tarafından kilitlenen kapının göstericiler tarafından tekmelenerek kırıldığı, ancak müezzin ve güvenlik görevlisi tarafından, kırılan kapının arkasına kalaslar konularak göstericilerin girmesinin engellendiği anlatılıyor. Ancak eylemcilerin, bir gün sonra 1 Haziran 2013 tarihinde kapının açık olmasından faydalanarak camiye girdikleri belirtiliyor.