KCK'ya ilişkin aralarında gazetecilerin de bulunduğu 36'sı tutuklu 44 şüpheli hakkında hazırlanan 3. iddianame kabul edildi.

Özel yetkili İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi, İstanbul Cumhuriyet Savcısı Bilal Bayraktar tarafından hazırlanan 800 sayfalık iddianame üzerindeki incelemesini tamamladı.

Aralarında gazetecilerin de bulunduğu 36'sı tutuklu 44 şüpheli hakkındaki iddianamenin kabulüne karar veren mahkeme heyeti, davanın ilk duruşmalarının 10, 11, 12, 13 ve 14 Eylül 2012 tarihlerinde Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'nda yapılmasına karar verdi.

Duruşmada iddianamenin okunması için TRT İstanbul Müdürlüğü'ne yazı yazılarak 2 görevli istenmesini kararlaştıran mahkeme heyeti, 12'si ''örgüt yöneticisi'' olmakla suçlanan 36 tutuklu sanığın, kuvvetli suç şüphesini gösteren olgular bulunması ve dosyadaki delil durumunu dikkate alarak bu hallerinin devamına karar verdi.

36 tutukluya 22,5 yıla kadar hapis

Ziya Çiçekçi, Saffet Orman ve Enis Yalçın'ın ''silahlı KCK/PKK terör örgütü üyesi olmak'' ve ''Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet etmek'' suçlarından 9,5 ile 20'şer yıl arasında hapis cezasına çarptırılması talep edilen iddianamede, Çağdaş Ulus, Zeyneb Ceren Kuray, Sibel Güler, Mehmet Emin Yıldırım, Zuhal Tekiner, İrfan Bilgiç, Ömer Çelik, Haydar Tekin, Ömer Çiftçi, Selahattin Aslan, Dilek Demiral, Nahide Ermiş, Çağdaş Kaplan, Nilgün Yıldız, Çiğdem Aslan, Cihan Ablay, Sadık Topaloğlu, Ayşe Oyman, İsmail Yıldız, Fatma Koçak, Oktay Candemir, Pervin Yerlikaya Babir, Şerafettin Sumeli, Eylem Sürmeli, Sultan Güneş Ünsal, Murat Eroğlu, Ülkem Evrim Kepenek, Hamza Sumeli ve Arzu Demir'in de ''silahlı KCK/PKK terör örgütü üyesi olmak'' suçundan 7,5 ile 15'er yıl arasında hapis cezasına çarptırılması öngörüldü.

İddianamede ifadesine yer verilen gizli tanık ''Bahar''ın, ''2004'ten sonra Öcalan ile avukatların görüştürülmesi, dağılma sürecine giren örgütü yeniden toparlattı. Görüşmeyi gerektirecek herhangi bir sebep yokken görüşmelere yeniden müsaade edilmesini anlamak için o dönemi sorgulamak gerekir'' dediği belirtildi.

İddianamede, ''Basın Komitesi'nin, KCK/PKK terör örgütünün en önemli organlarından biri olduğu, örgütün ülke içindeki sözcüsü haline geldiği, örgüt lehine Türkiye ve dünya kamuoyunda ılımlı bir ortam oluşturmaya çalıştığı, yapmış oldukları yayınlarla terör örgütü ve örgütün ele başısı olan şahsın muhatap alınması gerektiği yalanını kamuoyuna pompaladıkları'' vurgulandı.