Arınç'tan önemli açıklamalar!
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, eski Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner ve 3 kuvvet komutanının emekliliklerini istemesini, "Zaten emekli olacaklardı, 3 gün önce istifaları düşük yoğunluklu tepki oldu. Çok şükür Türkiye'nin önünü karartmadı" diye yorumla
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, eski Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner ve 3 kuvvet komutanının emekliliklerini istemesini, "Zaten emekli olacaklardı, 3 gün önce istifaları düşük yoğunluklu tepki oldu. Çok şükür Türkiye'nin önünü karartmadı" diye yorumladı.
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Merinos Kongre ve Kültür Merkezi'nde AK Parti Bursa İl Teşkilatı'nın 28. Danışma Meclisi Toplantısı'na katıldı. Burada bir konuşma yapan Arınç, bundan sonra TSK'nın sadece kendisine verilen şerefli askerlik görevini yapacağını ifade etti. Hükümet Sözcüsü Arınç, MHP'li Oktay Vural'ı eleştirdi. Vural'ın Genelkurmay Başkanlığı'nın Çevre Bakanlığı'na bağlanması yönündeki ifadesiyle alay etmeye çalıştığını savunan Arınç, "Asker de mıntıka temizliği yapıyormuş, O zaman Çevre Bakanlığı'na bağlanması daha uygun olurmuş. Bu kadar gayri ciddi, sulu, alay taşıyan bir konuşma ona çok yakışıyor doğrusu. Ama biz TSK'nın itibarını çok daha güçlendirecek bir çalışmanın içindeyiz. Hamdolsun ki bugüne kadarki gelen tüm yanlışlıkların, artık anayasal çerçevede gittiğini ve bundan sonra da görevlerin en iyi şekilde yapılacağını düşünüyoruz. Kimseyle rövanş içinde değiliz. Herkesle hukuk içinde hukukun gereğini yapmaya mecburuz. Türkiye bir hukuk devletidir hukuk egemen olmalıdır" dedi.
"ŞİVAN PERVER DE DÖNECEK"
10 yılda 3 dönem üst üste iktidar oldukları için "herkesin şükür secdesi yapması gerektiğini" söyleyen Arınç, Kürt aydın Kemal Burkay'ın 31 yıl sonra Türkiye'ye dönmesiyle alakalı da "Güzel bir insan memleketine döndü. 31 yıl sonra, az bir şey değil. Ben daha önce Avrupa'ya gittiğimde Şivan Perver ile görüşmüştüm. O da vatan hasretiyle yanıyordu. 'Geleceğim' dedi. Zamanı gelince o da gelecek. Şimdi bu kişinin söylediği bir sözdür. Bütün AK Parti'liler şunu bilsinler; iklim değişir, Akdeniz olur.
Türkiye'de iklim değişiyor. Akdeniz oluyor. Baharlar oluyor. Çok daha güzel olacak inşallah" diye konuştu.
"3 GÜN SONRA EMEKLİ OLACAKLARDI, DÜŞÜK YOĞUNLUKLU TEPKİ OLDU"
YAŞ toplantılarına da değinen Başbakan Yardımcısı Arınç, "Eskiden Başbakanlar toplantıyı açtıktan 1 saat sonra ayrılmışlar. TSK kendi bünyesinde bunu gerçekleştirmiş. Ancak biz hükümete geldiğimiz 9 yıldan bu yana, Başbakanımız bazen 1, bazen 2, bazen de 4 gün kalıp gelişmeleri Başkan sıfatıyla takip ediyor. Bu dönemde de bütün toplantılara katılacağını ifade etmişti. Bildiğiniz gibi toplantı öncesi bir gelişme yaşandı. Genelkurmay Başkanı ve 3 kuvvet komutanı emekliliklerini istediler. Yani 2 yada 3 gün sonra YAŞ toplantısı başlayacaktı. Önce istifa diye alt yazılar geçti. Sonra bunun emeklilik talebi olduğu ortaya çıktı. Bu emeklilik talebi bireysel bir haktır. Süresini dolduran herkes ne zaman ihtiyaç duyarsa bunu isteyebilir. Kaldı ki Koşener'in görev süresi 1 yıl daha vardı. 3 kuvvet komutanın görev süresi ise 2 gün sonra bitiyor ve resen emekliye ayrılıyorlardı. Dolayısıyla tepki olarak yorumlamak ne kadar haklıdır, takdirlerinize sunarım. Öyle bile görseniz çok düşük yoğunluklu bir tepkiydi. 3 gün sonra zaten emekli olacaksanız, 3 gün önceden emekli olmanın kime hangi mesajları vermesi konusunda herkes başkasına bakmadan kendi vicdanında dinlesin. Çok şükür bu konu Türkiye'nin önünü karartmadı. Ben 10, 20, 30 yıl öncesini de biliyorum. Çok şükür benim siyasi hayatım bunların hepsini bana gösterdi. YAŞ toplantısına 3 gün kala komuta kademesinin istifa yada emekliliğini istemesi, Türkiye'ni nasıl karıştıracağını, nasıl bir kaosa yol açacağını, felaket tellallarının nasıl senaryolar yazacağını,'sabahlara kadar ışıklar yandı' diye nasıl manşetler atılacağını, 'arkasından ne gelecek' diye telaffuz etmek istemediğim bazı kelimelerin nasıl konuşulacağını, hepiniz biliyorsunuz değil mi? Bu sene öyle mi oldu. Hayır ertesi güne bile kalmadı. Ne ışıklar sabaha kadar yandı, ne uykusuz geceler geçti. Başbakan 'Ben İstanbul'a gidiyorum' dedi. Cumhurbaşkanı da 'Ben de geliyorum' dedi. Gel bir çay içelim orda. Herkes işine bakacak. Demokrasi böyle bir şey. Her şey normalleşiyor. Eskiden geleneksel korkular,eskiden pat deyince korkanlar vardı. Şimdi yok şimdi normalleştik" dedi.
"NE GENELKURMAY BAŞKANINI NE ERİNİ NE ONBAŞISINI KİMSE KÜÇÜMSEYEMEZ"
Başbakan Erdoğan'ın YAŞ toplantısında tek başına oturmasıyla alakalı konuşan Arınç, "Ailecek mi oturacak? Kanun böyle diyor. Bu birilerine zor geliyor. Karikatürize etmiyorum. Milli Güvenlik Kurulunun Başkanı kimdir; Cumhurbaşkanıdır. Ben bu toplantıda 3. sıradaydım, şimdi 2. sıradayım. TSK'nın ne Genelkurmay Başkanını, ne erini, ne de onbaşısını kimse küçümseyemez. Ama onların kendi içinde bile bir hiyerarşi var. Biz biliriz askerliği. Ben de asteğmen olarak askerliğimi yaptım. Disiplin mahkemelerinde savcılık yaptım ceza verdim. Katıksız hapis cezaları verdim 3-7 gün, biliriz bu işleri. Artık Türkiye'de acaba falan yok. Türkiye'de AK Parti'yle yeni bir demokrasi dönemi başladı. Demokrasiyi sonuna kadar güçlendirip genişleteceğiz. Bu dönem özgürlükler dönemi, egemenlik milletindir dönemi. İnsan odaklı anayasa yapma dönemidir bu dönem. Artık Türkiye'de de eski korkular, cuntalar, 'darbe mi oldu' oluyor havaları kimsenin aklına gelmeyecek. Bu ülkede seçimle gelinecek seçimle gidilecek. Seçimler dürüst olacak. Millet istediğine oy verecek beğenmediğinde atacak. Demokrasi böyle bir şey. Ülkeyi yöneten hükümettir. Ona yapılacak hiç bir müdahaleyi kabul etmiyoruz" ifadelerini kullandı.
"CHP MIZIKÇI ÇOCUK GİBİ"
Yemin krizini de değerlendiren Arınç , "Ant içmek için Ankara'ya gittik. Mazbatalarımızı aldık. Yasama görevimize başlayacağız. Ankara'ya gittik ki CHP ant içmiyor. BDP zaten ortada yok. O da ant içmeyeceğini söylüyor. Ne oldu? Siz neden milletvekili seçildiniz? Neden ant içmiyorsunuz? 'Biz tutuklu olanlardan aday göstermiştin onları tahliye etmediler. Biz de onlarla dayanışma içindeyiz. Bu demokrasiye sığmaz nasıl sığmaz siz bu adamların tutuklu olduklarını bilmiyor muydunuz? Ancak mahkemelerin onları serbest bırakabileceğini bilmiyor muydunuz? Biliyorsunuz. Sayın Kılıçdaroğlu bu kişiler daha önce aday gösterildiği zaman iki televizyon programında, 'Biz kanuna saygılıyız. içeride kalırlarsa kalırlar. Ama biz onları milletvekili yapacağız' demişlerdi. Ne oluyor da yasama görevine başlamıyorsunuz. Ergenekon sanıkları içeride olduğu için veya KCK sanıkları tahliye edilmedikleri için anlaşılmaz bir tepki ne anayasada ne hukukta ne de teamüllerde böyle bir şey var. Ne de TBMM'ye gösterilmesi gereken saygı içersinde. Biz hamdolsun hepimiz sıramız geldiğinde ant içtik.. MHP katıldı, çok doğru bir karar verdi, ant içtiler. CHP çok garip, hem içeride hem yok. İsmini okuyoruz 'buradayım' diyemiyor. Ön sırada oturuyor. Ant içmek için davet ediyorlar. 'Ant içmeyeceğim' diyor, mızıkçı çocuklar gibi, kafasını sağa sola çeviriyor. Bu çok yanlış bir şey. "4 yıl bile olsa biz ant içmeyeceğiz" diyorlar. Nasıl da bol keseden atıyorlar. Ne kadar da düşüncesizler, ne kadar da meclise karşı saygısızlar. Yargının işine karışmak bugüne kadar mümkün oldu mu? Hükümet tahliye et yada tutukla diye bu güne kadar böyle bir şey yaptı mı? Yapabilir mi? Talep eden savcı tutuklayan hakimdir. Tahliyeyi sen, ben değil, hakimler yapar. Dosyadaki delil durumuna göre isnat edilen suça göre ve anayasanın 14. maddesindeki sayılı suçlar işlendiyse, onlar milletvekilleri açısından dokunulmazlık teşkil etmediğine göre, tahliye beklemeyeceksiniz. Mahkeme her şeyi yeterli görmüştür. Tahliye kararı verir biz de seviniriz aslında. Bir insanın içeride tutuklu kalmasından memnuniyet duyacak değiliz. Mahkemenin içine karışmak bizim haddimiz değil başkalarının da haddi değil. Sonra da kıvranmaya başladılar. Biz böyle bir yanlış yaptık ama onurlu bir dönüş lazım. Siz bize yol gösterin bakalım. Şöyle bir bildiri yayınlansa biz de mahcup olmasak. Ne yazacağız bildiride. Bildiri çıktı ama. Bildiri "içeridekiler tahliye olsun" diye çıkmadı. Böyle bir cümle yok. Bildiğimiz şeyler yazıldı, yani bahane arıyorlardı meclise girip ant içebilmek için.
Çünkü maaşlarını alıp da ant içmeden bankamatik vekil mi oldun sözleri onları perişan etti. Sonunda kuzu kuzu gelip ant içme töreninde bulundular. Biri hala direniş yapıyor sanki. O da bir an evvel Ekim olsa da ben de koşup ant içsem bu işten kurtulsam hevesi içinde" diye konuştu.
"ONLAR DA GELİP YEMİN EDECEK"
Başbakan Yardımcısı Arınç, "Öbürleri Diyarbakır'dan henüz Ankara'ya gelemediler. Tatil olduğu için belki şimdi gelmişlerdir. Ama meclisin kapandığı güne kadar gelememişlerdi. Orada varlığı bile yasal statüye kovuşmamış dernek değil, vakıf değil, Demokratik Toplum Kongresi diye bir şeyi iki günde bir topluyorlar. Oturup çay içip dağılıyorlar, 'biz grup toplantısı yaptık' diyorlar. Ne anayasada ne meclis iç tüzüğünde partilerin grup toplantıların parlamento dışında yapabileceklerine dair hiç bir yetki yok.
Siz sadece konuşur, çayınızı içer, dağılırsınız. Böyle varlığı ortada olmayan isimle, oralarda buralarda halkı kışkırtarak, şiddete yönlendirerek, acılarımızı paylaşmadan hala kendilerinin dışlandığını iddia eder konumunda duruyorlar. Ama emin olun meclisin açılmasıyla onlarda gelip ant içecek ve TBMM yasama görevine başlayacak. Millet bizi yasama çalışmaların katılmak için seçti ideolojik kavga etmemiz için değil" dedi.
Toplantıya AK Parti Bursa Milletvekilleri Canan Candemir Çelik, Mustafa Öztürk, Hüseyin Şahin, İsmet Su, Mustafa Kemal Şerbetçioğlu, Hakan Çavuşoğlu, İsmail Aydın, Bedrettin Yıldırım, Önder Matlı Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, ilçe belediye başkanları eski dönem milletvekilleri ve çok sayıda partili katıldı.
ÜFTADE, OSMANGAZİ VE ORHANGAZİ TÜRBELERİNİ ZİYARET ETTİ
Bursa programı için sabah saatlerinde Yenişehir'e uçakla gelip Polisevinde bir süre dinlenen Bülent Arınç, Kavaklı Mahallesi'ndeki Muhammed Üftade Hazretleri ile Tophane'deki Osmangazi ve Orhangazi Türbeleri'ni ziyaret etti. Bülent Arınç, Üftade Kuran Kursu'nda da yetkililerinden bilgi aldı.