AYM: TİB yetkisini aştı!
Anayasa Mahkemesi (AYM), bireysel başvurular sonucunda Youtube ile ilgili verdiği kararın gerekçesini açıkladı. TİB'in koyduğu erişimi engelleme kararını yetki aşımı olarak nitelendiren yüksek mahkeme, tüm siteye erişimin engellenmesinin yasalara aykırı o
Anayasa Mahkemesi (AYM), bireysel başvurular sonucunda Youtube ile ilgili verdiği kararın gerekçesini açıkladı. TİB'in koyduğu erişimi engelleme kararını yetki aşımı olarak nitelendiren yüksek mahkeme, tüm siteye erişimin engellenmesinin yasalara aykırı olduğuna vurgu yaptı.
Gerekçili kararda TİB'e verilen erişimi engelleme yetkisi değerlendirildi. Sakıncalı içerik olması durumunda TİB'e erişim engelleme yetkisi verildiğini hatırlatan mahkeme, bu yetkinin sınırlarının net olmadığını belirtti.
AYM, Youtube ile ilgili Gölbaşı Asliye Ceza Mahkemesi ve Ankara 4. İdare Mahkemesi tarafından alınan yürütmeyi durdurma kararlarının Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) tarafından yerine getirilmediğine vurgu yaptı.
AYM’nın Youtube’nin erişime engellenmesinin ifade özgürlüğüne engel olduğunu belirttiği bireysel başvurunun gerekçeli kararı Resmi Gazete’de yayımlandı. AYM’nın sitesi üzerinden de duyurdu gerekçeli kararda, başvurucuların Youtube tümüyle erişime engellenmesine ilişkin idari işlemden doğrudan etkilendikleri ifade edildi.
İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNE VURGU YAPILDI
Tüketilmesi gereken başvuru yollarının telafi kabiliyetinin haiz ve tüketildiklerinde başvurucuların şikâyetini gidermede noktasında makul başarı şansı tanımasını gerektiğini belirten kararda, “Bu durumda potansiyel olarak var olduğu kabul edilen birden fazla başvuru yolunun kullanıldığı; Gölbaşı Asliye Ceza Mahkemesi'nin kesin nitelikteki kararı ile Ankara İdare Mahkemesi'nin yürütmeyi durdurma kararına rağmen anılan internet sitesine erişimin engellenmeye devam edildiği anlaşılmaktadır. Ülkemizde yoğun ve etkili bir şekilde kullanılan bir sosyal paylaşım sitesine erişimin engellenmesinin, kullanıcıların demokratik toplumun temellerinden olan ifade özgürlüğünü sınırlayıcı etkisi dikkate alındığında, bu tür sınırlamaların hukuka uygunluğunun en kısa sürede denetlenmesi ve hukuka aykırılığın tespiti halinde ise sınırlamanın hemen kaldırılması demokratik hukuk devleti ilkesinden kaynaklanan bir zorunluluktur.” denildi.
"TİB’E TEBLİĞ EDİLMESİNE RAĞMEN YARGI KARARLARININ GEREĞİNİ YERİNE GETİRİLMEDİ"
Tedbir niteliğinde dahi olsa, bir kullanıcı tarafından paylaşılan içerik nedeniyle sitenin tamamının erişime kapatılması halinde bütün bireysel kullanıcıların siteden yararlanması imkânsız hale geldiğinin belirtildiği kararda, “Gölbaşı Asliye Ceza Mahkemesinin 9/4/2014 tarih ve 2014/91 sayılı kararı ile youtube.com isimli sitenin URL bazlı 15 adresine yönelik erişim engelinin devamına buna karşılık tüm siteye yönelik erişim engelinin kaldırılarak sitenin erişime açılmasına yönelik kesin olarak karar verilmesine ve Ankara 4. İdare Mahkemesince 2/5/2014 tarih ve E.2014/655 sayılı karar ile yürütmenin durdurulmasına karar verilerek anılan bu kararın 7/5/2014 tarihinde TİB’e tebliğ edilmesine rağmen yargı kararlarının gereğinin yerine getirilmediği ve anılan site üzerinde 5651 sayılı Kanun’un 8. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendi gerekçe gösterilmek suretiyle re’sen erişim engelinin devam ettirildiği anlaşılmaktadır.” ifadeleri kullanıldı.
AYM’nın kararında ayrıca şu ifadeler yer aldı: “İfade özgürlüğünün, toplumsal ve bireysel işlevini yerine getirebilmesi için AİHM’in de ifade özgürlüğüne ilişkin kararlarında sıkça belirttiği gibi, sadece toplumun ve devletin olumlu, doğru ya da zararsız gördüğü “haber” ve “düşüncelerin” değil, devletin veya halkın bir bölümünün olumsuz ya da yanlış bulduğu, onları rahatsız eden haber ve düşüncelerin de serbestçe ifade edilebilmesi ve bireylerin bu ifadeler nedeniyle herhangi bir yaptırıma tabi tutulmayacağından emin olmaları gerekir.”
"TİB'E VERİLEN YETKİNİN KAPSAM VE SINIRLARI BELİRSİZ"
“Bu nedenle TİB’e erişimin engellenmesine yönelik olarak verilen yetkinin kanuni dayanağının kanunilik ilkesinin asgari şartı olan kanunun anlaşılır, açık ve net olması zorunluluğunu karşılamaması nedeniyle kapsam ve sınırlarının belirsiz olduğu görülmektedir.”