Babacan'dan kıtlık uyarısı
Los Angeles'ta gazetecilerin sorularını cevaplayan Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Orta Vadeli Program çerçevesinde kredi kartlarına yönelik alınan tedbirlerin kararlılıkla uygulanacağını belirterek, kredi kartının borçlanma değil ödeme aracı olduğunu ka
Los Angeles'ta gazetecilerin sorularını cevaplayan Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Orta Vadeli Program çerçevesinde kredi kartlarına yönelik alınan tedbirlerin kararlılıkla uygulanacağını belirterek, kredi kartının borçlanma değil ödeme aracı olduğunu kaydetti.
Babacan Fed'in uyguladığı politikalara da değinerek, "Doların kıt olacağı bir döneme giriyoruz" dedi.
Kredi kartı harcamalarında kısıtlamaya gidilmesi için çalışmaların devam ettiğini, ancak, hangi ürün gruplarında taksit erteleme ve limit koyma uygulanacağının netleşmediğini dile getiren Ali Babacan, etki analizi yapmadan karar vermek istemediklerini, taksitli kredi kartlarında çok artış olduğunu, vatandaşın taksitli kredi kartı borcunun son 1,5 yılda çok hızlı arttığını vurguladı.
Kredi kartı sahiplerinin aylık geliriyle aylık taksit limitlerinin birbirine bağlanıp bağlanmama konusu üzerinde çalıştıklarını, örneğin konut kredisi alan bir kişinin aylık taksidine maaşına oranla belirli bir limit getirilmesi konuları üzerinde karar vermeye çalıştıklarını belirten Ali Babacan, kredi limitlendirmesinin önemi konusunda ABD'deki Mortgage krizini örnek verdi.
Ali Babacan, "ABD'de yüzde 25 limit kuralı olsaydı Mortgage krizi çıkmayacaktı. 200 bin dolarlık eve 220-230 bin dolarlık kredi kullandırttılar. Dolayısıyla gücü olmayanlara da ev adırttılar. Hatta bu konuda reklam bile yapıyorlardı" cümlelerine yer verdi.
TOBB ile birlikte, ikincisi gerçekleştirilen Türk Yatırım Haftası kapsamında, California, Seattle ve Chicago'da bir dizi etkinliklerde bulunacaklarını belirten Babacan, bu seyahatin amaçları arasında, Gezi olayları sırasında Türkiye'nin sarsılan imajının tekrar iyileştirilmesi düşüncesinin de bulunduğunu belirtti.
"Türkiye'deki gelişmeleri burada, sadece iş çevrelerine değil, düşünce kuruluşları ve üniversiteler gibi çevrelere de duyurmak istiyoruz" diyen Babacan, 2012-2013'te Türkiye'de çok ciddi adımlar atıldığını, fakat bu gelişmelerin parçalar halinde olmasından dolayı, bazen yeterince anlaşılamadığını belirtti.
"Yasal düzenlemeler açısından 60-70 yıllık uygulamaların değiştiği bir dönem oldu. Dönüşü hemen olmuyor ama zamanla görülecek" diyen Ali Babacan, Girişim Sermayesi, Melek Yatırımcılık, Bireysel Emeklilik ve benzeri gibi alanlarda çıkarılan kanunların önemine vurgu yaptı. Ali Babacan, Demokratik Açılımı da bu yasal düzenlemeler arasında sayarak, açılımın, netice açısından, ekonomiye çok olumlu katkıları olduğuna değindi.
Türkiye'nin 9 aylık turizm geliri 5 milyar dolar
Cari açığın 2012'de 4 puan düşerek yüzde 6 seviyesine geldiğini, bu konuda tedbirin elden bırakılmaması gerektiğini ifade eden Babacan, 9 aylık rakamların göz önünde bulundurulduğunda 2013 yılı turizm gelirinin 5 milyar dolara ulaştığını kaydetti.
ABD-AB arasında devam eden Serbest Ticaret Anlaşmaları ile ilgili müzakerelere de değinen Babacan, TTP ve TPP anlaşmaları ile ilgili Türkiye'nin yakın takibinin devam ettiğini belirterek, "Bu büyük pazar birleşmelerinde bizim de kayıtsız kalmamamız gerekiyor. Regülasyon ve ürün standartları konusu bu anlamda çok önemli..." dedi.
Kanada ile bu alanda anlaşmaya çok yakın olduklarını, fakat tarım ürünleri konusunda Türkiye'nin maliyetlerinin çok yüksek olmasının sorun teşkil ettiğini vurgulayan Ali Babacan, Türkiye'nin sanayi yapısının daha çok Avrupa'ya yönelik olduğunu, Türkiye'nin, AB için yapılan bir çamaşır makinesini ABD'ye satmasının hemen hemen imkansız olduğunu, bu uyumu sağlamanın zaman alacağını, müşteriyi kaybetmemek için Türk yatırımıcının gelip ABD'de yatırım yapmasının hiçbir sakıncasının olmadığını söyledi.