Hükümetin hafta başında Meclis Başkanlığı'na sunduğu ana dilde savunma hakkıyla ilgili tasarı Meclis İnsan Hakları İnceleme Komisyonu’nda görüşülüyor. Tasarı, mahkemeye çıkarılan kişilere kendilerini daha iyi ifade ettiklerini düşündükleri dille tercüman aracılığıyla savunma yapabilmelerini öngörüyor.

 

Mevcut tasarıda ana dilin kullanılması iki kezle sınırlandırılıyor. BDP’li milletvekilleri tasarıya bu haliyle itiraz ediyor. BDP'li Hasip Kaplan bir önerge eklenmesi ve bununla birlikte hükümlülerle avukatlarının görüşmesi yönünde bir düzenleme yapılması durumunda açlık grevlerinin sona erebileceğini söyledi. Bu bir anlamda Öcalan’a avukatlarıyla görüşme imkanı tanıyan bir önerge olacak.

 

Komisyonda tutuklu ve hükümlülere eşleriyle görüşme hakkı tanıyan bir düzenleme de görüşüldü. 'Bu düzenleme Öcalan’ı kapsayacak mı?' sorusuna Adalet Bakanı Sadullah Ergin açıklık getirdi. Ergin, bir anlamda bunun Öcalan’ı da kapsayabileceğini söylemiş oldu. 'Tutuklu ve hükümlülerin sadece iyi haline ve cezaevi koşullarına bakılacağını hangi suçtan tutuklu olacağına bakılmayacağını' vurguladı.

 

Bunun dışında açlık grevlerine Leyla Zana da katıldı. Zana, ilk gecesinde uyumadığını, şeker ve su içtiğini, odasına çok fazla çıkmadığını söyledi. Zana, 'Başbakan isterse çözer' sözünde ısrarlı olduğunu, Bülent Arınç’ın üslubunun yapıcı olduğunu da belirtti.