Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, BM Orman Forumu 10. Konferansında konuştu. Soğuk algınlığı nedeniyle kısık sesle konuştuğu gözlenen Erdoğan, kürk giyenlere yönelik eleştirilerde bulundu.

 

 

 

Herhalde biraz soğuk algınlığım da var. Ama böyle önemli bir toplantıyı ihmal edemezdim. Böyle de olsa bu toplantıya katılacağım dedim.

 

 

İstanbul dünyanın tüm kültürlerinden izler taşıyan bir şehir. Türkçenin en güzel konuşulduğu şehir olmakla birlikte Avrupa, Afrika, Uzak doğu, Avustralya, Amerika kıtası ile gönül dili ile konuşabilen bir ildir. Medeniyetler ittifakı girişimi kapsamında İstanbul'un barış ve hoşgörü mesajlarını tüm dünyaya ilettik.Son dönemde yaptığımız reformlarla İstanbul'u küresel bir finans merkezine dönüştürüyoruz. İstanbul BM için önemli bir merkez olma kapasitesine sahip.

 

 

Bir çoğunuzun Somali ya da benzeri ülkeleri gördüğünüze eminim. Mogadişu'da binlerce insan bir kilometrekarelik toprak parçası üzerinde çadır bile denilemeyecek yerlerde yaşıyor. Bir avuç pirincin ulaşılması zor bir hayal olduğu manzara ile karşılaştık.

 

Ziyaretimiz sırasında gözümüzün önünde bir bebeğin yetersiz beslenmeden hayatını kaybettiğine şahit olduk. Somali'de her gece rüyasında bebeği için bir bardak süt gören annelerin aksine kuzeyde ve batıda alışveriş arabalarını dolduran insanlara şahit olduk. Dünyada öyle bir kalkınma stratejisi hakim ki bir bölgenin refahı maalesef diğer ülkenin sefaletine dayanıyor. Birilerinin zaferi birilerinin yenilgisi ile mümkün olmuş. Böyle bir çağda bana ne başkasından deme lüksüne hiç kimse sahip değildir.

 

 

Sadece gövde taşıyan, gövdesinin üzerine kafa, o kafanın içinde beyin taşıyan fizyolojik varlıklar değiliz. Biz kalp, ruh ve vicdan taşıyoruz. Eğer üzerimize giydiğimiz elbise Bangladeş'te 5 yaşındaki bir çocuğun umutlarıyla dokunduysa, eğer çocuklarımıza verdiğimiz çikolata Afrika'nın nehirlerine zehir kattıysa, giydiğimiz palto bir hayvan türünün yok olmasına sebep olduysa böyle bir ticaretten rahatsız olmak zorundayız.

 

 

Ecdadımızdan miras olarak aldığımız ve çocuklarımıza emanet ettiğimiz dünyayı bu denli hızla tüketmeye devam edersek bizlere bile nefes alacak atmosfer kalmayacaktır.

Çok bilinen bir Kızılderili atasözü örnek vermek istiyorum: Bütün ağaçlar kesildiğinde, bütün sular kirlendiğinde, hava solunamaz hale geldiğinde işte o zaman paranın yenilebilir bir şey olmadığını anlayacaksınız.

 

 

Devreye alınması gereken en önemli tedbirin orman eko sistemi olduğunu biliyoruz. Dünyada geçtiğimiz 10 yılda orman alanlarındaki azalma yıllık ortalama 5,2 milyar hektar düzeyinde gerçekleşti. Buna karşılık Türkiye son 10 yılda orman varlığını arttıran ülkeler arasında üst sıralarda yer aldı. 22 milyon hektar ormanlık alana sahibiz Türkiye'de.

 

Hedefimiz 2023'de ülkemiz yüzölçümünün yüzde 30'una yükseltmektir. Son 4 yılda ağaçlandırdığımızı alan neredeyse Belçika'nın yüzölçümü kadar. Türkiye'deki ormanların yüzde 60'ı yüksek yangın riskiyle karşı karşıya. Ama buna rağmen orman yangınlarına müdahalede Avrupa'nın en başarılı ülkeleri arasındayız. Komşularımızdaki orman yangınlarına da müdahale ediyoruz. BM Orman Forumu'nun yeni bir dünyanın kapılarını aralayacağına inanıyorum.