Başbuğ Trabzon'da konuştu
Genel Kurmay Başkanı İlker Başbuğ bugün sabah saatlerinde Trabzon limanında bulunan TCC Oruç Reis Fırkateyninde bir basın toplantısı düzenledi. Orgenerel Başbuğ 'un basın toplantısında Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Işık Koşaner, Hava Kuvvetleri Komu
Genel Kurmay Başkanı İlker Başbuğ bugün sabah saatlerinde Trabzon limanında bulunan TCC Oruç Reis Fırkateyninde bir basın toplantısı düzenledi. Orgenerel Başbuğ 'un basın toplantısında Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Işık Koşaner, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hasan Aksay ve Jandarma Genel Komutanı Orgeneral A. Atillla Işık'da hazır bulundu.
Kalabalık basın ordusunun takip ettiği basın toplantısına CHA ajansı yetkilileri alınmadı.
TCG Oruç Reis Fırkateyninde basın toplantısı düzenleyen Genel Kurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ önemli açıklamalar yaptı.
Başbuğ sözlerine Trabzon'da olmaktan duyduğu memnunluğu dile getirerek başlarken Karadeniz insanı içinde övgü dolu sözler sarf etti. Trabzon'da bulunmaktan memnun olduğunu belirten Orgeneral Başbuğ Trabzon'da sizlerle beraber olmaktan ,Trabzon'u ziyaret etmekten büyük mutluluk duymaktayız.Karadeniz insanı zor koşulların insanıdır.Mücadele gücü yüksek zeki, pratik ve çalışkandır.Her şeyden önce milli konulara duyarlıdır. Ülkesi için fedakarlıktan hiçbir zaman kaçınmaz.Bu nedenlerle gerçekten bu gün burada bulanmaktan kıvanç duyuyoruz. Değerli medya mensupları son zamanlarda toplumsal olayların artığını görmekteyiz.Şiddete başvurulduğunu görmekteyiz. Bu
olaylar hiç bir şekilde kabul edilemez.Toplumun bütün kesimleri sağduyulu olmak ve tahriklere kapılmamak zorundadır. Toplumsal çatışma hiç kimseye ,ülkeye ,ülkemize ,fayda sağlamaz ,büyük zararlara neden olur. Buda ancak düşmanlarımızı sevindirir. Herkes güvenlik güçlerine yardımcı olmalıdır.
Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğunu kimse unutulmamalıdır.Toplumsal huzura giden yolun ortak değerlerimizin güçlendirilmesinden geçtiğini düşünüyoruz.Farklılıklara elbette saygılıyız.Ancak farklılıklara saygılı olmak, her zaman farklılıklarımızı öne çıkarmayı gerektirmez.
Bugün önemli olan binlerce yıldır sahip olduğumuz ortak değerlerimizin sıkça ortaya koyulmasıdır. Bu ortak değerlere sahip çıkılmasıdır.
Türkiye 1984'en beri bölücü terör örgütü ile mücadele etmektedir.Bu süreçte Türkiye, Milletimiz ,insanımız.,özellikle terörün yoğun olduğu bölgedeki i insanlarımız terörden büyük zarar görmüşlerdir. TSK Bölücü terör örgütüne karşı mücadelesine yasal çerçevede her türlü fedakarlığı göstererek kararlı olarak devam etmiştir. Bölücü terör örgütü ile mücadeledeki ana hedefimiz Türkiye'de ki terör sorununun ülke gündeminin en alt sıralarına indirilmesidir. Unutmayınız ki teröristler ve destekleyicileri gündemin kan,gözyaşı,kin ve nefret üzerinde oluşmasını ister.Yine unutulmamalıdır ki ülkenin ve milletin bütünlüğünün korunmasının da bir bedeli olur.
Orgeneral Başbuğ TSK karşı yürütülen psikolojik ve asimetrik harekata da değinmek istediğini ifade ederek Bu konuya özellikli bu gün üzerinde beraber olduğumuz TCG Oruç Reis firkateyn'in de değinmemin özel bir anlamı vardır.Sanırım herkes burada ne demek istediğimi açıkça anlamaktadır.
Bakınız Türkiye'nin bulunduğu coğrafya zor bir coğrafyadır.Ülkemizin etrafı sorunlarla çevrilidir ve bu coğrafya da gülcü olmayan ülkeler ayakta kalamaz. Milli gücün aslı unsurlarından biride askeri güçtür. Etkin ve caydırıcı niteliklere sahip bir silahlı kuvvetlere sahip olunması ülkenin beka sorunu ile direkt ilgilidir.TS'nin kendisine olan özgüveni tamdır.Bundan kimsenin en küçük şüphesi olmasın.
Sahip olduğumuz bu özgüven TSK'nın kendisine yönelik gerçeklere doğrulara dayanan önyargılı sağduyulu eleştirilere her zaman saygıyla karşıladığını ve bu tip eleştirilere her zaman açık olduğunun açık bir kanıtıdır. Ancak, bu duruma karşı son zamanlarda gerçek dışı olaylara, yalanlara dayalı önyargılı olarak bazı çevreler ve kişiler tarafından TSK'ya karşı asimetrik psikolojik harekat yürütülmektedir. Ne acıdır ki özellikle Türkiye'de medyanın bir kısmının var oluşlarının temel nedeni gerçeklere ve doğrulara dayanmayan, ön yargılı ve özel amaç taşıyan eleştiriler yaparak TSK'yı haksız yere her gün gündemde tutmak ve TSK aleyhinde kampanya yürütmektir. Bunlar aynı zamanda kendilerini demokrasinin savunucusu olarak da göstermektedir. Demokrasinin veya demokrasiyi savunmak için tek çıkar yol onlar için silahlı kuvvetlerin karşısında olmaktır ki TSK her vesileyle demokrasiye ve hukuk devletinin yanında olduğunu ifade etmektedir
Hem ülkesini hem milletini sevmek, hem de haksız yere TSK'ya karşı psikolojik harekat yürütmek bir arada olamaz. TSK'ya karşı planlı, ve kendi amaçları ve menfaatleri çerçevesinde haksız şekilde psikolojik harekat yürütenlere diyorum ki bulunduğunuz yol, yer doğru değildir"
TSK yı yapratmaya çalışanlar var. İçinde bulunduğumuz bu süreçten rahatsızız. Bu rahatsızlığımızı her vesileyle yetkili ve ilgili makamlara ilettiğimiz gibi yasal olarak yapılması gerekenleri de yapıyoruz. . Türk milletinin büyük çoğunluğu da ne yaptığınızın farkındadır."
TERÖR OLAYLARIYLA TSK'YI İLİŞKİLENDİRME ÇABALARI
Son dönemde meydana gelen her terör olayıyla TSK'yı ilişkilendirme yönünde çabaların olduğuna da dikkati çeken Orgeneral Başbuğ, şöyle devam etti:
"Her gün bu çabalara yenisi ilave edilmektedir. Terör olaylarını TSK'yla ilişkilendirmeyi PKK destekleyicileri, PKK sempatizanları yapabilir, ancak böyle ilişkilendirmeleri ve bu amaca yönelik imalı konuşmaları siyasiler, akademisyenler ve medya mensupları yapamaz, yapmamalıdır. Türkiye Cumhuriyeti hukuk devletidir. Her şey yasalara uygun olarak yürütülür. Ciddi hukuk devletinde imalı konuşmalara, dedikodulara yer yoktur. Bizi en çok üzen ve yaralayan noktalardan birisi ise TSK içinde bizlere canları emanet edilen Mehmetçikler üzerinden kanlı hesaplar yapabilenlerin, nerede TSK içinde, olduğunun düşünülmesi, ileri sürülmesi konusudur. Bu düşünceleri kapalı ve açık şekilde söyleyen ve ima edenler bize göre bu yaptıklarıyla Türk milletine ne kadar zavallı bir durumda olduğunu göstermektedirler. Bu kapsamda adli makamlarımıza da bazı sorumluluklar düşmektedir. Adli makamlar özellikle itirafçıların ve gizli tanıkların verdikleri ifadelere karşı daha duyarlı hareket etmelidir. Böyle durumlarda TSK ile bilgi teatisi ve işbirliğinde bulunmalıdırlar. Aksi durumlar kurumlar arası çatışmalar neden olabilir.
TSK'yı hiçbir zaman hataları örtme, suçluları koruma durumu olmamıştır. Ancak haksız ve mesnetsiz suçlamalara karşı da TSK sessiz kalamaz. Bazı terör olaylarında elbette, bazen hatalar eksiklikler olabilir, bunlar görevin icrasında olabilecek ihmalli davranışlardır. Ancak ihmal başka bir şeydir, kasıtlı hareket etmek başka bir şeydir. TSK ihmal ve eksikliklerin olduğu bütün olayları yargıya taşımak zorundadır ve taşımaktadır. TSK'yı başka orduların ordularıyla karıştıranlar bu şekilde amaçlarına ulaşacaklarını sananlar ne Türk ordusunun tarihi gerçeklerini ne de TSK'yı bilmeyenler ya da kendilerine yabancılaşmış olanlar ne yaparlarsa yapsınlar TSK'nın etkinliğini azaltamazlar, TSK'nın Türk halkıyla bağını sevgisini azaltamazlar."
Orgeneral Başbuğ konuşmasını, ''Türkiye Cumhuriyeti, Türk milleti birlik, beraberlik ve bütünlüğünü koruduğu müddetçe her türlü zorluğu, güçlüğü yenebilecek güçtedir. Gün birlik, beraberlik ve bütünlük günüdür'' şeklinde tamamladı.