Bu vergiyle iflastan kurtulmak imkansız!

Karlılık oranlarının düşmesiyle birlikte sermaye oranlarının erimeye başlaması, şirketleri, teknik iflasa düşmemek için ‘zarar telafi fonu’ kullanmaya yöneltiyor. Türk Ticaret Kanunu’na göre şirket sermayesinin 3’te 2’sinin karşılıksız kalması, şirketin t

Bu vergiyle iflastan kurtulmak imkansız!

Karlılık oranlarının düşmesiyle birlikte sermaye oranlarının erimeye başlaması, şirketleri, teknik iflasa düşmemek için ‘zarar telafi fonu’ kullanmaya yöneltiyor. Türk Ticaret Kanunu’na göre şirket sermayesinin 3’te 2’sinin karşılıksız kalması, şirketin teknik iflası olarak yorumlanıyor. Bu durumdan kurtulmak için ortakların şirkete aktardığı sermaye özellikle son 1 yıldır Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) tarafından gelir olarak yorumlanıyor. Bunun gelir olarak yorumlanması nedeniyle şirketi iflastan kurtarmak için gelen fondan yüzde 20 kurumlar vergisi ile yüzde 18 KDV olmak üzere yüzde 38’lik vergi kesintisi uygulanıyor.

Öte yandan durumun fonun kullanımdan birkaç yıl sonra yapılan vergi incelemesi sırasında ortaya çıkması halinde vergi oranına 1.5 kat ceza ile gecikme faizi de uygulanıyor. GİB bu durumu suiistimal eden ve vergi kaçırmak için zarar gösteren şirketler nedeniyle tüm şirketler için aynı yorumu getirirken, gerçekten iflas tehlikesiyle karşı karşı kalan şirketler zor durumda. Konunun uzmanları ise tüm şirketler için zarar telafi fonunun kullanımını gelir olarak yansıtmanın yanlış olduğunu belirtirken, “Gelir İdaresi’nin yorumunun doğru olduğu yerler var, yanlış olduğu yerler var. Bunu ayırması gerekiyor. Ama bunu ayırdığını söylemek mümkün değil” yorumunu yapıyorlar.

Sermayeyi vergilendirmiş oluyorlar

Dünya'dan Serkan Akıncı'nın haberine göre, şirketlerin, sermayesinin bir kısmını yitirmiş olması durumunda teknik iflasa düşmemek için Türk Ticaret Kanunu gereği sermayeyi tamamlamak ile yükümlü olduklarını söyleyen PricewaterhouseCoopers (PwC) Vergi Bölüm Başkanı Zeki Gündüz, sermayenin tamamlanmaması durumunda şirketin tasfiyesinin gündeme geleceğinin altını çizdi. Kanuna göre zarar telafi fonunun adının sermayenin tamamlanması olduğu bilgisi veren Gündüz şunları söyledi:

“Ama adı ne olursa olsun Türk Ticaret Kanunu çerçevesinde şirketlerin iflas etmeme için yapmaları zorunlu olan bir işlemdir. Gelir İdaresi hiçbir doğru yönü olmayan bir yorumla sanki bu bir gelirmiş gibi, bunun vergi matrahına dahil edilmesi gerektiğine işaret etti. Ayrıca faaliyet karşılığı elde edilmiş gibi KDV’ye de tabi olduğunu söylediler ve bu yönde adım attılar. Aslında bu uygulama sermayeyi vergilendirmiş oluyor.”

Fonu kullananı vergi kaçırmakla suçluyor

Gelir İdaresi’nin, zarar telafi fonunu kullanan her şirketi vergi kaçırıyormuş gibi gördüğünü kaydeden Zeki Gündüz, şöyle devam etti:

“Bu yorumun altında yatan mantık; ‘Sen aslında zarar etmedin. Senin zararın suni. Birtakım karlarını aslında gizledin. Dolayısıyla da gizlediğin karı zarar telafi fonu adı altında şirkete sokuyorsun. Ben bunu öyle görüyorum.’ Bu şekilde bir genelleme yaparak, elinde başka hiçbir bulgu olmadan, sadece zarar telafi fonu kullanarak Kanun çerçevesinde sermaye tamamlayarak ayakta kalmış bir şirkete ceza ya da vergi çıkartılması kesinlikle hukuken hatalı bir işlemdir.”

Gerekçesini açıklayan davayla kurtuluyor

Gelir İdaresi’nin özellikle yurtdışında üretilen ürünleri Türkiye’de satan grup şirketlerine bu zarar telafi fonunun gelir olarak yazılması gerektiği yorumunu getirdiğini belirten Ernst & Young (EY) Şirket Ortağı ve Vergi İhtilafları Bölümü Lideri Yusuf Penezoğlu, buna karşı davaların açıldığının altını çiziyor. Davalarda uğranılan zararın ticari gerekçelerini doğru bir şekilde açıklayabilen firmaların davalarını kazandığını anlatan Penezoğlu, şunları aktardı:

“Kurunun yanında yaş da yandı maalesef. Aslında doğru bir şekilde sermaye tamamlama fonuna ihtiyaç duyan ve bunu uygulayan firmalar da eleştirildi. Bazıları bunu uzlaşmayla ödedi. Bazıları vergi barışı ile ödedi. Bazıları davalar açtı, davaları devam ediyor. Yani vergi hususundaki bir konuyu tek bir mükellefin gerçeğinden hareketle bütün mükelleflere uygulamak doğru değil. Her mükellefi ayrı değerlendirmek gerekir.  Ne yazık ki bunu vergi idaremiz yapmıyor.”

Şirketlerin iflas riski var

Gerçekten iflasla karşı karşıya kalan şirketlerin bu yorumlama nedeniyle kesilen yüzde 38’lik vergi nedeniyle durumu toparlayamama riskinin bulunduğunun altını çizen Penezoğlu, zor durumda olan şirkete aktarılan bu para üzerinden vergi alınmasının ardından şirket ortaklarının tekrardan fon oluşturacak parasının olamayabileceğine dikkat çekti. Zarar telafi fonunu kötüye kullan şirketlerin var olduğunu da savunan Penezoğlu, onların eleştirilmelerine katılmakla beraber bunu tüm mükelleflere uygulamanın yanlış olduğunu vurguladı.Penezoğlu, Gelir İdaresi’nin karşılaştığı bir durumu daha sonra sürekli olarak uyguladığını ifade ederek, “Öyle durumlar var ki, copy paste (kopyala yapıştır) yapıldığı belli oluyor.Öteki şirketin bilgileri kalıyor. Böyle durumlarla da karşılaşılıyor” dedi.

Sermaye tamamlanmazsa şirket kendiliğinden sona eriyor

Türk Ticaret Kanunu’nda uygulamadaki adı zarar telafi fonu olan ‘sermayenin tamamlanması’ ile ilgili olan 376’ncı maddesi şöyle:

(1) Son yıllık bilançodan, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının yarısının zarar sebebiyle karşılıksız kaldığı anlaşılırsa, yönetim kurulu, genel kurulu hemen toplantıya çağırır ve bu genel kurula uygun gördüğü iyileştirici önlemleri sunar.

(2) Son yıllık bilançoya göre, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının üçte ikisinin zarar sebebiyle karşılıksız kaldığı anlaşıldığı takdirde, derhâl toplantıya çağrılan genel kurul, sermayenin üçte biri ile yetinme veya sermayenin tamamlanmasına karar vermediği takdirde şirket kendiliğinden sona erer.

Zarar telafi fonu nedir?

“Sermaye avansı” ve “sermaye tamamlama fonu” gibi adlarla da anılan “zarar telafi fonu”, azalan sermayeye eklenmek amacıyla ileriki dönemlerde şirketin elde edeceği karlardan karşılanmak üzere ortaklar tarafından konulan nakit kaynaktan oluşuyor. Şirketin mali durumunun iyileşmesi ve zarar telafi fonun işlevini tamamlaması durumunda ise zarar telafi fonundaki para ortaklara geri ödeniyor. Elde edilecek karlar ile zarar kapatılmadıkça bu fonun ortaklara dağıtılamıyor. Ortakların yapılacak sermaye artışına karşılık şirkete koydukları paranın tutulduğu fon, bilançoda özkaynaklar hesap sınıfı altında ayrı bir hesaba kaydediliyor. İleride sermaye artışı tescil edildiğinde de sermaye taahhüt hesapları bu sermaye avansı hesabı ile kapatılıyor.

HABERE YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler