Balyoz darbe planı davası kapsamında Gölcük Donanma Komutanlığı’nda ele geçirilen belgelerde ismi geçmesine rağmen, hakkında herhangi bir işlem yapılmayıp yarbaylığa terfi ettirilen muvazzaf, “Askeri Casusluk ve Fuhuş” soruşturmasında savaş gemilerinin planlarını çeteye satarken yakalandı.

 

Donanma’da görevli Yarbay Nejat İnanır’ın Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na ait savaş gemilerinin güçlü ve zayıf noktalarıyla, son modernizasyonda yapılan işlemler hakkında detaylı bilgiyi dosya halinde örgüte aktardığı, bilginin Yunanistan’a pazarlanmak istendiği belirlendi.

 

Bu durum yürütülen soruşturmaların silahlı kuvvetlerde gerektiği kadar ciddiye alınmadığını, ele geçirilen belgelerde hakkında skandal ifadeler bulunan muvazzafların sivil savcılar tarafından askeri makamlara bildirilmesine rağmen, terfi ettirilerek kritik bölgelerde konumlandırılmaya devam ettirildiğini ortaya koydu.

 

 

İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü Askeri Casusluk soruşturması, Deniz Kuvvetleri’ndeki çarpık ilişkileri ve karşı istihbarat zafiyetini ortaya koymasının yanı sıra, bir başka hayati sorunu daha gündeme getirdi.

 

Balyoz, Ergenekon, Amirallere Suikast, İstanbul Askeri Casusluk ve Fuhuş soruşturması gibi pek çok davada ismi geçen, sivil makamlarca haklarında işlem yapılmayıp ilgili komutanlıklara bildirilen muvazzafların hiçbir şey olmamış gibi görevlerine devam ettikleri, hatta kritik öneme sahip birimlerin başına getirilebildikleri ortaya çıktı. Adli kaynakların ifadesine göre bu durumun en somut örneği İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmada ortaya çıktı.

 

Balyoz darbe planı ve İstanbul askeri casusluk soruşturmasında ele geçirilen belgelerde ismi bulunan Deniz Yarbay Nejat İnanır ve yine belgelerde ismi geçen 40 subayın Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Adli Müşavirliği’ne bildirildiği, ancak gönderilen dosyanın Adli Müşavirlikler tarafından dikkate dahi alınmayıp şaibeli isimlerin terfi ettirildikleri belirtildi.

 

 

Gölcük’te ele geçirilen belgelerde “işimize yarar”, “grup kurabilir”, “kadın düşkünü”, “para zaafı var” şeklinde tanımlanıp, görev verilecek personel listesine alınan Nejat İnanır’ın Deniz Kuvvetleri’ndeki vurdumduymazlıktan aldığı cesaretle İzmir Askeri Casusluk soruşturması sanıklarıyla irtibat kurduğu, fuhuş ve rüşvet karşılığında Donanma’nın sırlarını çeteye sattığı belirlendi.

 

İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü operasyonda gözaltına alınıp tutuklanan Yarbay İnanır’ın Harp Filo Karargahından belge temin ettiği, modernize edilen savaş gemilerimizin teknolojik üstünlükleri ve zafiyetlerini ortaya koyan belgeleri ifşa ettiği kaydedildi.

 

 

İhbar üzerine gerçekleştirilen operasyonda ele geçirilen Pandora isimli klasörde bulunan veri_1 isimli dosyanın son kaydedicisinin Nejat İnanır olduğu, klasör kaydının ise “NEJAT İNANIR’IN HARP FİLO KARARGAHINDAN GETİRDİĞİ BELGE” şeklinde tanımlandığı belirtildi. Yapılan incelemede çetenin, 7 sayfalık belgenin sonuna, içeriğe ilişkin özel bir not düştüğü kaydedildi. Ele geçirilen belgelere ilişkin özel notta şu ifadelere yer verildi:

 

“A. Bu belge g sınıfı fırkateynlerin sensörlerinin halihazırdaki kuvvetli ve zayıf yönlerinin belirtilmesi ve kazanılması gereken imkan ve kabiliyetlerin ortaya konması açısından önem arz etmektedir ve yunanistan’a kuvvet mukayesesinde önemli bilgiler sunmuş olacaktır.

 

Ayrıca yunanistan’ın türk deniz kuvvetlerine karşı ileride sahip olması gereken silah sistemleri hakkında kıymetli bilgiler içermektedir. B. Ayrıca bu belge ile aselsan tarafından üretilen sensörlerin etkinliğine ilişkin değerlendirmeleri içeren kıymetli bilgiler bulunmaktadır.

 

C. Bu bilgiler yunanistan’ın türk deniz kuvvetlerine karşı alması gereken tedbirler konusunda önemli bilgiler sunduğu gibi, ileride sahip olması gereken kuvvet yapısı hakkında da doğru kararlar almasına yardımcı olacaktır.eri1_ekcem aksular ejat_inanır”

 

İnanır’a ait telefon trafiği ile ilgili yapılan araştırmada, sanığın şüphelilerden; Eyüp Ertürk, Osman Murad Ceylan, İlker Özkan, Neslim Eski ve Erhan Aydın’la irtibatlı olduğu belirtildi.