Cep telefonları dinleniyor
Türkiye'de cep telefonu kullanıcılarının bütün iletişim bilgilerinin 5 yıl geçmişe yönelik olarak tutulduğu ortaya çıktı. GSM operatörlerinin tuttuğu bu bilgiler, gerektiğinde soruşturma ve davalarda kullanılıyor. Cep telefonlarına ilişkin kayıtların tutu
Türkiye'de cep telefonu kullanıcılarının bütün iletişim bilgilerinin 5 yıl geçmişe yönelik olarak tutulduğu ortaya çıktı. GSM operatörlerinin tuttuğu bu bilgiler, gerektiğinde soruşturma ve davalarda kullanılıyor.
Cep telefonlarına ilişkin kayıtların tutulması, son günlerde Ergenekon davasıyla birleşen Danıştay saldırısı olayı ile ilgili soruşturmanın genişletilmesi ve Bakırköy'deki bir cinayet soruşturması sırasında geçmişe yönelik dinleme kayıtlarının mahkemeye gönderilmesi ile gündeme geldi. Bu iki olay kamuoyu tarafından bilinmeyen bir durumu ortaya çıkardı.
Daha önce istihbarat örgütlerinin mahkemelere başvurarak 3'er aylık dönemlerle iletişim detay kayıtlarını aldığı biliniyordu. Ancak Yargıtay'ın jandarmaya yönelik verilen Türkiye genelindeki iletişimin tespiti kararını hukuka aykırı bularak bozmasının ardından bu tür genel kararlar alınamıyor. İstihbarat örgütlerinin iletişimin izlenmesine yönelik kararları Türkiye geneli yerine il bazında almaya devam ettiği belirtiliyor.
Bu gelişmelere karşılık, herkesin iletişim bilgilerinin 5 yıl süreyle GSM operatörlerinde tutulduğu ve gerektiğinde kullanılması için ilgili makamlara verildiği ortaya çıktı. Buna göre GSM operatörleri, kimin kiminle görüştüğü, mesajlaştığı ve cep telefonunun baz istasyonu sinyal bilgilerini 5 yıl süreyle kayıt altında tutuyor. Baz istasyonu sinyal bilgileri yoluyla cep telefonu kullanıcılarının bulunduğu yerler de kayıt altında tutuluyor.
Kayıtlar operatörlerde saklanıyor
TİB Başkanı Fethi Şimşek, VATAN'a yaptığı açıklamada telefon detay kayıtlarının 5 yıl süreyle tutulması konusunda şunları söyledi:
Ücretlendirmeye esas fatura bilgileri operatörlerde var. Operatörlerle aboneler arasında ilerde hukuki bir ihtilaf olması halinde kullanılmak üzere bunlar bu sürede tutuluyor. Bunların mahkemelerde delil olarak kullanılması ancak TİB aracılığıyla mümkün. Adli bir soruşturma sırasında mahkeme kararıyla ya da gecikmesinde sakınca bulunan hallerde savcıların talebiyle bu bilgiler operatörlerden alınarak mahkemeye ve savcılığa gönderiliyor. Ancak bunlar iletişimin tespitiyle sınırlı. Yani kimin kiminle görüşüp mesajlaştığına yönelik bilgiler. İçerik yani ses kaydı anlamında bunlar tutulmuyor.
Geçmişe yönelik dinleme var mı?
Şimşek, İstanbul'daki bir cinayet soruşturması sırasında geçmişe yönelik dinleme kayıtlarının mahkemeye gönderilmesine ilişkin olarak da şunları söyledi:
Herhangi bir mahkeme kararı olmadan TİB üzerinden dinleme yapılamaz. Bahse konu haber bu açıdan yanlıştır. Zaten dinleme TİB'de değil, Emniyet, Jandarma ve MİT'te yapılıyor. TİB'de yapılan mahkemelerin verdiği dinleme kararlarının hukuka uygun olup olmadığına bakmaktır. Zaten, herkesi dinleyerek konuşmaları kaydedecek bir teknoloji de TİB'de yoktur. Olsa bile mahkeme kararı olmadan kimsenin dinlenmesine izin verilemez.
Kişisel verilerin gizliliğine aykırı
İletiŞİm hukuku uzmanı avukat Fikret İlkiz VATAN'a yaptığı değerlendirmede, iletişim bilgilerinin 5 yıl boyunca saklanmasının insan haklarına aykırı olduğunu belirtti. İlkiz, İletişime ait detay kayıtlarının 5 yıl boyunca tutulması tamamiyle insan haklarına aykırıdır. Çünkü insan haklarına göre kişisel verilerin gizliliği esastır. Ama bizdeki sisteme bakarsanız kişisel verilerin gizliliği kişiler için geçerli, öyle anlaşılıyor. Kolluk güçleri istedikleri gibi değerlendiriyorlar ama kişi bunlara ulaşamıyor dedi.
İlkiz, bu uygulamaya karşı herkesin dava açma hakkı olduğunu belirterek Bu konuda hukuki girişimde bulunmak isteyen vatandaş, öncelikle bilgi edinme hakkı çerçevesinde kişisel verilerin ne olduğunu sormalı. Eğer varsa ve tutuyorlarsa kişisel verilerin gizliliği konusunda dava açmalıdır. Bu dava hem bir hak ihlali nedeniyle tazminat davası şeklinde olabilir hem de kensidiyle ilgili verilerin imha edilmesi talebiyle açılabilir dedi. İlkiz, bu konuda AİHM kararlarının da net olduğunu belirterek AİHM kararlarına göre bu durum Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 8. maddesinin (Herkes özel ve aile hayatına, konutuna ve haberleşmesine saygı gösterilmesi hakkına sahiptir.) ihlalidir dedi. İlkiz, AİHM'e dava açmadan önce iç hukuk yollarının tüketilmesi gerektiğini kaydetti.
İşin kolayına kaçılıyor
TelefonlarIn dinlenmesiyle ilgili olarak yapılan tartışmalarda ön plana çıkan siyasetçilerin başında MHP Gaziantep Milletvekili Hasan Özdemir geliyor. İstanbul eski Emniyet Müdür olan Özdemir VATAN'a şunları söyledi: Şu anda sizinle Gaziantep'teki evimin önünde konuşuyorum. Teknik olarak bunu tespit etmeleri mümkün. Bunu baz istasyonları kanalıyla yapıyorlar. Ancak bu bilgileri 5 yıl boyunca saklı tutuluyor olması iletişim özgürlüğü açısından sorunlar yaratıyor. Özellikle bu bilgilerin mahkemelerde delil olarak kullanılması konusunda şüphelerim var. Çünkü cep telefonu taşınabilir bir cihaz. Birisi sizin cep telefonunu taşıyarak suç işleyebilir. O zaman suçlu siz mi olacaksınız? İşte bu yüzden sanki silahınıza sahip çıkıyor gibi cep telefonunuza sahip çıkmanız gerekir. Ancak bakanın söylediği gibi sadece şekilsel değil içerik anlamında da dinlemeler olduğunu düşünüyorum. Bugün suçluluları yakalamak için cep telefonu kullanılıyor. Suçlularla mücadele için başka enstrümanlar da var. Bu, işin kolayına kaçmak.
YÖNETMELİK NE DİYOR?
14 ŞUBAT 2007'de Resmi Gazete'de yayınlanan Ceza Muhakemesi Kanunu'nda öngörülen telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesi, gizli soruşturmacı ve teknik araçlarla izleme tedbirlerinin uygulanmasına ilişkin yönetmelik 5 yıl saklanan bilgilerle ilgili şu bilgiye yer veriyor: İletişimin tespiti: İletişimin içeriğine müdahale etmeden, iletişim araçlarının diğer iletişim araçlarıyla kurduğu iletişime ilişkin arama, aranma, yer bilgisi ve kimlik bilgilerinin tespit edilmesine yönelik işlemlere bu ad verilir
İngiltere'de 1 yıl, İtalya'da 5 yıl
Cep telefonları şirketlerinin müşterin özel bilgilerini belli bir süre de olsa saklaması, dünyada da çok tartışılan bir konu. Başta ABD ve İngiltere'de olmak üzere birçok ülkede birçok sivil toplum kuruluşu, özel şirketlerin ve devletlerin bu tür bilgilere ulaşmasını sert eleştiriyor. İngiltere'de telefon operatörleri, müşteri bilgilerini kanunların izin verdiği 1 yıl süreyle saklıyor. İtalya'da bu süre ise 5 yıl. 2006 yılından Avrupa Birliği üye ülkelere, vatandaşlarının cep telefonu bilgilerini 6 ay ile 2 yıla kadar süreyle saklanması ile ilgili kanun çıkarmalarını tavsiye etti. Ancak üye ülkelerin yarısı, bu tavsiyeye henüz uymuş değil.
Yasa 3 yıldır Meclis'te bekliyor
Herkesin iletişim ve seyahatlerine ilişkin verilerin bu şekilde tutulmasını önleyebilecek bir kanun tasarısı ise 3 yıldır TBMM'de tutuluyor. Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Tasarısı 28 Temmuz 2006'da Meclis'e sevk edildi ancak, 22 Temmuz 2007 seçimlerinden sonra kadük olan tasarı Ekim 2007'de yenilendi. Tasarıda, kişisel nitelikteki verilerin tanımı yapılıyor ve korunması amacıyla idarî bir yapının oluşturulması hedefleniyor. Tasarıyla kişisel verilerin hangi hallerde kullanılacağı ayrıntılarıyla düzenleniyor ancak hukukçular bu tasarı yasalaşsa bile kişisel verilerin korunmasını tam anlamıyla sağlayamacağını savunuyor.