Çiçek: Anayasanın balansı bozuk
Stratejik Düşünce Enstitüsü tarafından düzenlenen ''Yeni Anayasa'da Temel Sorunlar ve Çözüm Önerileri'' başlıklı sempozyum, enstitü konferans salonunda başladı.Çiçek, sempozyumun açılışında, toplantının içeriğinin yeni anayasa çalışmaları kapsamında ihtiy
Stratejik Düşünce Enstitüsü tarafından düzenlenen ''Yeni Anayasa'da Temel Sorunlar ve Çözüm Önerileri'' başlıklı sempozyum, enstitü konferans salonunda başladı.
Çiçek, sempozyumun açılışında, toplantının içeriğinin yeni anayasa çalışmaları kapsamında ihtiyaçları olan bir konu olduğunu belirterek, toplumun değişik kesimlerinden vatandaşlar, sivil toplum kuruluşları, meslek örgütleri ve siyasi partilerden yeni anayasa çalışmaları için katkı beklediklerini söyledi.
Cemil Çiçek, her ülkede olduğu gibi Türkiye'de de bir takım sorunlar bulunduğunu, Türkiye'nin 30 yıldır bir anayasa sorunuyla yaşadığını, her sorunun anayasadan kaynaklanmasa bile ülke gündemini anayasadan kaynaklı sorunların meşgul ettiğini ifade etti.
Çiçek, gazete manşetlerinde ve siyasi grup toplantılarında yaşanan polemiklerin özünde de anayasa kaynaklı sorunlar olduğunu belirterek, ''Cumhurbaşkanlığı süresi 5 mi, 7 mi, bu netleşmedi. Devletin birliğini, bütünlüğünü temsil eden makam ile ilgili tartışma anayasadan kaynaklı. Yargılama yapılacak mahkeme adliye mahkemesi mi olacak, yüce divan mı, bu tartışma anayasadan kaynaklı. Dokunulmazlıklar, milletvekillerinin evinin aranması ve tutuklu vekiller sorunu da anayasal bir sorundur. Böyle bir sorunu kaynağından çözmek lazım. Kısmi değişikliklerle bu sorunları çözemeyiz'' diye konuştu.
Mevcut anayasanın 30 yıl içerisinde 17 defa değiştirildiğine dikkati çeken Çiçek, şöyle konuştu:
''Bu ülkede hukuk istikrarını tesis etmek kolay olmaz. İstikrar denince daha çok bir partinin tek başına iktidar olmasını vurguluyoruz. Bu anayasa döneminde çok kuvvetli, çoğunlukla da olsa istikrar elde edilemediğini gördük. Bu anayasa ile sayısal istikrar mümkün, siyasal istikrar ise mümkün olmadı. Bu anayasayla hukuk istikrarı da siyasi istikrar da mümkün olmuyor. Bu anayasanın bize, ülkeye neler kaybettirdiğini, işin içinde olan bizler biliyoruz. Bir kapatma davasının nelere mal olduğunu biz biliyoruz. Bunun parasal olarak da hesabını kimse yapamaz. Onun için bu anayasa ile hukuk istikrarı da mümkün olmuyor, siyasi istikrar da mümkün olmuyor. Hatta ve hatta yaptığınız iş ve işlem bu anayasaya uygun olsa bile yine de sorun çıkarmaya devam ediyor. Çünkü anayasanın kendi dengeleri bozuk, balansı bozuk. Böyle olunca düzenli bir yolculuk yapma şansımız yok.''
TBMM Başkanı Çiçek, 12 Haziran seçimleri sonrasında toplumda yeni anayasa yapılması beklentisi oluştuğunu, siyasi partilerin açıklamalarıyla bu beklentinin arttığını, sivil toplum kuruluşlarının da yeni anayasa talepleriyle toplumun heyecanını canlı tuttuğunu anlattı.
Mecliste grubu bulunan 4 siyasi partinin yeni anayasa için ittifak yaptıklarını ifade eden Çiçek, 4 siyasi partinin yeni anayasa mutlaka yapılacağı, anayasanın 24. dönem parlamentosu tarafından yapılacağı, başkanlığını meclis başkanının yapacağı uzlaşma komisyonu aracılığıyla anayasanın yapılacağı ve Uzlaşma Komisyonunda kararların görüş birliği içinde alınacağı hususunda anlaştıklarını kaydetti.
Kendilerine gelen görüşler arasında ''Şu madde şöyle olmalı, böyle olmayacaksa hiç olmasın, mevcut madde, mevcut anayasa değiştirilmesin'' mantığında yaklaşımlar da gördüklerini dile getiren Çiçek, hiç kimsenin inatlaşmadan başkasının doğrusuna saygı göstererek yeni anayasa çalışmalarına katkı sağlaması gerektiğini, ''benim değil, bizim anayasamız'' denilebilecek ortalama yolun bulunarak bir anayasanın yapılması gerektiğini vurguladı.
Çiçek, ''Yarın istediği cümleyi bu anayasada görmeyenler, bu anayasayı yapanları vatan haini diye ilan edecek. Bizim de hain olmaya niyetimiz yok. Biz ülkemizi seviyoruz. Bunlar da kolayca kullanılacak sıfatlar değildir. Bir anayasa çalışmasını bu türlü iddialı, yaralayıcı, kırıcı üsluplardan, kavramlardan sloganlardan arındırmamız gerekiyor. Sivil toplum bu işe öncülük etmeli'' diye konuştu.
Yeni anayasanın Türkiye'yi bir anda bütün sorunlarından kurtaracakmış gibi algılanmaması gerektiğine de dikkati çeken Çiçek, anayasaya büyük anlamlar yüklemenin doğru olmadığını söyledi. Çiçek, ''Yeni anayasa, Türkiye'nin sorunlarını sıfırlayacak, dikensiz gül bahçelerini Türkiye'de meydana getirecek, demek doğru değil'' dedi.
Cemil Çiçek, anayasa çalışmalarına katkı sağlayacak kurum kuruluş ve kişilere de seslenerek, genel söylemlerden uzak madde bağlamında görüşmeler beyan etmelerini, devlet organlarının işleyişi noktasında fikirlerini paylaşmalarını istedi. Yasama, yürütme ve yargı dengesine ilişkin görüşlerin gelmediğine dikkati çeken Çiçek, ''30 yıllık sürede erklerin birbirinin yetkisini nasıl gasp ettiğini görüyoruz. Burada en fazla zararı Parlamento gördü. Faaliyet alanı en dar erklerin başında yasama geliyor. Bir taraftan yargı diğer taraftan Hükümet tarafından sürekli sıkıştırıldı'' diye konuştu.
Stratejik düşünce Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Yasin Aktay da 1982'den beri anayasanın ülkenin en önemli sorunlarından biri olduğunu öne sürerek, 30 yıl boyunca devlet eksenli tartışmalar yaşandığını, anayasanın her dönemde bütün siyasi söylemlerin en önemli eleştiri odağı olduğunu, bütün seçimler öncesinde siyasi partilerin vaatleri arasında yer aldığını söyledi. Aktay, ''Darbe sonrası yürürlüğe giren anayasalar, topluma zorla dayatılan, imzalatılan sözleşmelerdir. Toplum, yeni anayasa beklentisi içerisine girdi. Bu beklentiyi karşılamak da siyasilerin görevdir'' dedi.